DİNK Hrant Dink'in öldürülüşünün 9. yılında Agos Gazetesi önünde düzenlenen anma törenine katılan CHP Milletvekili Gürsel Tekin, HDP Milletvekili Garo Paylan, HDK Eş Sözcüsü Sebahat Tuncel, Agos Gazetesi Ermenice sayfalar Editörü Pakrat Enstukyan, Mimar Korhan Gümüş ve Gazeteci Hayko Bağdat dokuz8HABER'e konuştu. Haber: Eylem Yılmaz, Soydaner Gündoğdu Bundan 9 yıl önce sırtından üç kurşunla kurucusu ve genel yayın yönetmeni olduğu gazetesinin önünde öldürülen Hrant Dink için vurulduğu yerde yapılan anma törenine siyaset, sanat ve basın dünyasından pek çok isim katıldı. Hrant Dink cinayeti davasında kamu görevlilerinin yargılanması, vurulduğu gün cinayetin tetikçisi olan Ogün Samast'ın jandarma istihbaratı tarafından izlendiği ve Trabzon ile İstanbul Jandarma İstihbaratı'nın koordinasyonunu sağlayan Yüzbaşı M.D'nin de ortaya çıkması üzerine cinayetin gerçek faillerinin yargı önüne çıkarılıp çıkarılmayacağı yeniden tartışma konusu oldu. Dink'in öldürülüşünün dokuzuncu yılında davada yaşanan son gelişmeleri anma törenine katılar arasında yer alan  CHP Milletvekili Gürsel Tekin, HDP Milletvekili Garo Paylan, HDK eski Eş Sözcüsü Sebahat Tuncel, Agos Gazetesi Ermenice sayfalar Editörü Pakrat Enstukyan, Mimar Korhan Gümüş ve Gazeteci Hayko Bağdat'a sorduk. Gürsel Tekin: Bir ülkede yöneticiler savcılara, hakimlere talimat veriyorsa o ülkede hukuk yoktur gürsel9 yıldır Hrant Dink'in gerçek katillerinin ortaya çıkarılması için bir adalet mücadelesi veriliyor. Bu adalet talebi 9 yıldır yerini bulmuyor. Siz bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Gürsel Tekin: Maalesef 9 yıl önce işlenen bu cinayet çözülebilseydi Tahir Elçi cinayeti işlenmemiş olurdu. Faili meçhul cinayetler işlenmemiş olurdu. Önemli olan cinayeti işleyenin kim olduğu değil cinayetin arka planının biran önce çözülmesi lazım. CHP olarak bu faili meçhul cinayetlerin çözülmesi için somut olarak neler yapacaksınız? Bunu yapmanın bir tek yolu var, batı standartlarında, evrensel hukuk bir sistemi ile çözmek. Diğer türlü bu odakları çözmekte çok zorlanırız. Bir ülkenin yöneticileri savcılara, hakimlere talimat verecek duruma gelmişse o ülkede hukuk yok demektir. Asıl sorunumuz budur. Biliyorsunuz cinayetin öncesi ve sonrasında İstanbul ve Trabzon İstihbaratı'nın koordinasyonunu sağlayan bir yüzbaşının olduğu ortaya çıktı. Daha önce de özellikle Ergenekon davasının görüldüğü dönemde ordunun cinayetin içinde olduğu çok tartışılıyordu. CHP'nin ise Ergenekon davasının tam karşısında tutum alıyordu. Şimdi CHP'nin tutumunda bir değişim olacak mı? CHP olarak bizim Ergenekon dönemindeki itirazımız, Başbakan Davutoğlu'nun deyimiyle bir kokteylleştirmeye karşıydık. Buna bugün de itiraz ediyoruz. Bizim tek amacımız hukuk sistemi evrensel hukuk kuralları içerisinde işlesin. Bu organizasyonlar hangi odaktan gelirse gelsin karşısındayız. Pakrat Enstukyan: Acımız hiç dinmiyor, davanın aydınlatılacağına inanmıyorum agos yazarı (1)Siz Hrant'ın yakın arkadaşlarından da biri olarak geçen 9 yılı nasıl değerlendiriyorsunuz? Dink cinayeti 9 yıl önce işlendi ama cinayetler silsilesi devam ediyor. Türkiye'de açılan yaralar asla kapanmıyor. Cumartesi Anneleri haftalardır oradalar, şimdi insanların cenazesi sokakta kalıyor, yaralı insanlar bekletiliyor, o yüzden acımız hiç dinmiyor ki... Eğer hukukun bizleri tatmin edeceği bir sonuca varmış olsaydık bugün burada toplanmamız gerekmeyecekti. Davada bir Yüzbaşı'nın da olduğu yeni gelişmeler yaşanıyor. Gerçek faillerin ortaya çıkmasına dönük bir umudunuz var mı?  Hayır böyle bir inancım yok, cinayetin işlendiği an burada 6 tane Jandarma istihbarat elemanı olduğunu biliyoruz, bunların isimleri de belli ama hala bunlar soruşturma dosyalarına alınmadı. O altı istihbarat görevlisi Ogün Samast'ı izlemek üzere görevlendirilmişlerdi. Son derece koordineli organize bir cinayet ama bunlar halen soruşturma dosyasına giremedi yarın da gireceğine hiç umudum yok. Garo Paylan: Yargılamanın önünü tıkayan bir hükümet var garo9 yılda ne değişti? 9 yıldır Ahpariğimin özlemiyle yaşıyoruz, 9 yıldır kaldırımda yatan bir Hrant Dink var ve maalesef onu kaldıramadık, çünkü adaletini bulamadık. O yüzden öfkemiz de büyük ama 9 yıldır bir inadımız da var. 9 yıldır öldür diyenler yargılansın diyoruz hala o noktaya gelemedik. Yargılamanın önünü tıkayan bir hükümet var ancak biz inatla Hrant için adalet demeye devam edeceğiz. Kamu görevlilerinin yargılanması üzerine iddianame hazırlayan savcı görevden alındı. Bunun ardından jandarmaya dönük yeni bilgiler ortaya çıktı. Siz HDP olarak cinayetin araştırılması için bir komisyon kurulmasını da talep ettiniz. Bir sonuç aldınız mı? Ve dava bundan sonra nasıl ilerler? Hayır, bir sonuç alamadık. Cinayet anında pek çok kişi vardı bunların istihbarat görevlileri olabileceğini söyledik, buna rağmen devlet bunları ortaya çıkarmadı. Bütün bunlar devletin bir cinayeti olduğu gösteriyor. Bu dava aslında devletin bir arınma davasına dönüşebilir, bir Ermeniyi, bir muhalifi öldüren zihniyeti ortaya çıkarabilir, cezalandırabiliriz böylece bu dava kamu görevlilerine bir emsal olabilir. Ancak failleri mahkum etmediğimiz sürece devlet cinayet işlemeye devam ediyor. Hrant'ı geri getiremeyeceğiz ama adalet muhalifleri katletme geleneğini yok edebilir. Umudumuz var ve inatla burada beklemeye devam edeceğiz. Korhan Gümüş: Suçluları örten yapıya devlet denmez çete denir korhan9 yıldır verilen bu adalet mücadelesinde soruşturma sonucunda ortaya çıkan yeni bilgileri nasıl değerlendiriyorsunuz? Siz Hrant Dink'in yakın arkadaşlarından birisiydiniz, sizce değişen bir şey var mı? Hukuk devletinin oluşması için bir kere suçlunun ortaya çıkması lazım. Suçlu hala ortaya çıkarılmış değil, 6-7 Eylül'de de, bugün de öyle, dolayısıyla ana mesele suçluların korunuyor olması, bunu gözlerimizle gördük. Soruşturan da olayı yaratan da aynı özne olunca ortada bir sorun oluyor. Türkiye'nin bugün yaşadığı sorunların temelinde kendisiyle yüzleşemeyen bir yönetimin oluşudur. Bu yönetimi zorlayacak olan sivil toplum giderek güçleniyor. Umutluyum, çünkü bu böyle gitmez. Herkes acı çekiyor. Dolayısıyla bu yönetimin demokratikleşmesi için çekilen acılardan ders çıkarması gerekiyor ve suçluların cezalandırılması gerekiyor. Suçluları örten yapıya devlet denmez çete denir. Peki, Türkiye ne olur da bu durumdan çıkar? Karar verenlerle halk arasında bir asimetri var bu ortadan kalkmadığı sürece her zaman bu çelişki karşıtlıkla örtülüyor. İktidara kim gelirse gelsin bu suçu örtüyor. O yüzden sivil toplumun tam da sınıf temelinde yan yana gelmesi gerekir. Bütün ezilenlerin, bütün dışlananların el ele tutuşup kendi arayüzlerini oluşturması lazım. Sebahat Tuncel: Bu, devletin kişiler şahsında toplumu cezalandırması politikasıdır sebahatSizce 9 yıldır değişen bir şey oldu mu? 9 yıldır Hrant'ın arkadaşları, ailesi, adalet mücadelesi içinde ama hala bir ilerleme kaydedilmiş değil. Mahkemeler aracılığıyla bu katliamın bir politik katliam olduğu açığa çıkıyor. Burada sadece Hrant katledilmedi onun şahsında bütün Ermeni toplumu cezalandırıldı ve bu cezalandırma devam ediyor. 9 yıl önce Hrant'tı, bugün Tahir Elçi, ondan önce Roboskili ailelerdi. Bugün Kürdistan'ın çeşitli ilerinde katledilip sokakta cenazesi alınamayanlardır. Bu, devletin kişiler şahsında toplumu cezalandırması politikasıdır. Buradaki adalet arayışı sadece Hrant açısından değil, sadece Ermeniler açısından değil, tüm Türkiye açısında önemli. Özgür bir ülkede beraber yaşamak istiyorsak yapacağımız şey bu katliamlarla yüzleşmektir. Şeyh Sait'ten Dersim katliamına, 1915'le, Sivas'la, Çorum'la, Roboski'yle bütün bunlarla yüzleşilmesi gerekiyor. Ve bir daha asla denmesi gerekiyor. Bunlara yüzleşmezsek katliamlar devam ediyor. HDP, bir komisyon kurulmasını talep etti, aynı zamanda anayasa çalışmaları da var, neler yapılmalı, yapılabilir? Davada ortaya çıkan yeni bilgilerle birlikte gerçek faillerin ortaya çıkarılacağına yönelik bir umudunuz var mı? Biz umudumuzu hiçbir zaman yitirmeyeceğiz ama mevcut bu hükümetten umudunuz var mı diye soruyorsunuz, tabi ki yok. Zaten bu konuda gerçek bir adalet, barış arayışı olmadığı çok ortada. 1915' te Ermeni toplumuna yapılanlar bugün Kürtlere yapılıyor. Bizler hesap sorma arayışından vazgeçersek, hesap sorma işini üstlenmezsek devletin kirli raflarında duracak bu iş. Bu kişisel bir hesap değil bu bir sistem meselesi dolayısıyla bu zihniyetin değişmesi gerekir. Mesele Ogün Samast meselesi değil, mesele onu besleyen zihniyet, onu bu noktaya getiren, katliama zemin hazırlayan zihniyetle hesaplaşma meselesi. Hayko Bağdat: 9 yıldır değişmeyen tek şey devletin başındaki beyaz beredir haykoHrant'ın Arkadaşları olarak 9 yıldır verdiğiniz adalet mücadelesinde davada yaşanan son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? 9 yılda size göre bir şey değişti mi? 9 yıldır değişmeyen tek şey devletin başındaki beyaz beredir. İlk gün cinayetin etrafından dolaşan devlet, neredeyse 9 yıl sonrada aynı yerdedir. Üstelik katil serbest olduğu için yeni mağdurlar, yeni cinayetler var karşımızda. Hatırlarsan, 9 yıl önce nerede şu Akbank'ın kamera görüntüleri diyorduk, bugün Tahir ağabeyin cinayetinde 17 dakikalık görüntü kayıp, onu soruyoruz. Dolayısıyla üslup da değişmiyor, pervasızlık da değişmiyor. Bizim burada verdiğimiz mücadele sadece Hrant ağabey için değil elbette; eşit, özgür bir yaşam kurmaya çalışan herkesin kafasına tokmak gibi inen bir devletle karşı karşıyayız, bugün de bunu yaşıyoruz Şimdi davada yeni gelişmeler yaşanıyor. İstanbul ve Trabzon Jandarma İstihbaratı'nın cinayetin öncesinde ve sonrasında koordinasyonunu sağlayan bir Yüzbaşı'nın olduğu bilgisi de var. Bununla birlikte kamu görevlilerinin yargılanması için bir iddianamede hazırlandı. Bu gelişmelerle birlikte gerçek katillerin ortaya çıkarılacağına yönelik bir umudunuz var mı?  Şimdiye kadarki devlet içerisindeki köşe kapmacada, devlet kadroları kendi gruplaştıkları yerde diğer tarafı suçlu göstermeye çalıştılar. Bize göre hepsi haklı, hepsi haklı olduğuna göre hepsi bu işin içindedir. Dolayısıyla bu bir milli mutabakat cinayetidir. Burada bizim muhatabımız siyasi iktidardır. İktidar bugün, bize biraz olumlu gibi görünen iddianameyi ortaya koyan savcıyı görevden aldı. Bahsettiğin kurumların tamamı cinayete yol verdiği için şüphelidir gözümüzde. Savcının görevden alınması biraz kıpırdanan umutlarımızı şüpheye çevirdi. Umut olmadan yaşamayı bilmeyen insanlarız dolayısıyla yapacak bir tek şey var direnmeye devam. (dokuz8HABER)