Birleşik Metal-İş üyelerine yönelik gerçekleştirilen anket çalışmasının toplumsal cinsiyet temelli bulguları 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle raporlaştırılarak kamuoyunun ilgisine sunuldu. Araştırmaya katılan Birleşik Metal-İş Sendikası üyelerinin yüzde 7.7'si kadın, yüzde 92.3'ü erkek olarak açıklanırken, araştırmanın en önemli sonuçlarından birisi kadınların erkek işçilere göre yüzde 16 daha az ücret aldıklarının ortaya çıkması oldu. Araştırma kadın ve erkek üyeler arasında eğitim, iş stresi ve depresyon-anksiyete sorunları, okuma alışkanlıkları ve sosyal hayata katılım gibi konularda görülen farklılıkları da ortaya koyuyor. İşte dokuz8HABER grafikleri ile detaylar

Birleşik Metal İşçilerini istatistiksel olarak temsil edebilme kabiliyeti olan 1000’i aşkın metal işçisi ile gerçekleştirilen ve 981’i geçerli kabul edilen bir anket çalışmasının sonuçlarına dayanan araştırma, 2016'nın son haftası ile 2017'nin ilk haftasında yapıldı. Araştırmada yer alan toplumsal cinsiyet temelli bulgular ilk defa 7 Mart 2019'da kamuoyu ile paylaşıldı. Grafikleri dokuz8HABER Veri Haber Merkezi editörleri derledi.

KADIN ÜYE ORANI ARTIYOR

ERKEK İŞÇİ KADIN İŞÇİDEN YÜZDE 16 DAHA FAZLA ÜCRET ALIYOR

Erkek işçi işten elde ettiği gelirde kadından yüzde 16 daha fazla ücret almaktadır. Araştırma kapsamındaki kadın işçiler için düzenli net iş geliri aylık ortalama 1934 TL iken erkek işçilerde bu tutar 2247 TL’dir. Buna karşın kadın işçilerin toplam hane halkı geliri erkek işçilere göre daha yüksektir. Söz konusu tutar kadınlar için aylık ortalama 3679 TL iken erkekler için 3096 TL’dir (Aralık 2016-Ocak 2017 verileri).
Erkek işçilerle kadın işçiler arasında hane halkı geliri üzerinden oluşan farkın temel nedeni aileden çalışan fert sayısıdır. Araştırma kapsamındaki erkek işçilerin yüzde 61,5’i tek gelirle geçinirken, kadınlarda bu oran yüzde 15 seviyesinde kalmaktadır.  Eşi çalışanların oranı erkeklerde yüzde 20 iken kadınlarda yüzde 63’tir.

KADINLARDA ÜNİVERSİTE VE LİSE; ERKEKLERDE DÜZ LİSE MEZUNLARIN ÖNE ÇIKIYOR

Cinsiyete göre de eğitim düzeyi arasında önemli farklar bulunmaktadır. Araştırma kapsamındaki sendika üyesi kadınlarda meslek lisesi mezunu olanların oranı, erkeklerin hemen hemen yarısıdır. Ortaokul ve altı eğitim düzeyine sahip olan kadınların oranı ise erkeklerle hemen hemen aynıdır. Kadınların beşte biri ön lisans ya da lisans mezunu olarak görülmektedir. Meslek lisesi dışındaki liselerden mezun olanların oranı kadınlarda yüzde 27’dir. Erkeklerde ise bu oran yüzde 14’tür. Lisans mezunu olan kadınları oranı ise yüzde 8 ile erkeklerin 4 katı olarak görülmektedir.

KADINLAR DAHA ÇOK KİTAP OKUYOR, SOSYAL HAYATA KATILIYOR

Araştırma sonuçlarına göre bekarlar evlilere göre, kadınlar erkeklere göre daha fazla kültürel etkinlikte bulunmaktadır. Kadınlarda kitap okuyanların oranı yüzde 50 iken, erkeklerde bu oran yüzde 32’dir. Bekarlar yüzde 11,5 ile evlilere göre daha fazla oranda tiyatroya gitmekte, yüzde 46 ile daha fazla oranda kitap okumakta ve yüzde 63 ile daha fazla oranda sinemaya gitmektedir.

GAZETE OKUMA TERCİHLERİ ARASINDA ANLAMLI FARKLAR VAR

Kadınlarla erkekler arasında gazete okuma tercihleri arasında anlamlı farklar görülmektedir. En ciddi fark Fotomaç okumayı tercih edenlerdedir. Erkeklerde yüzde 34 olan bu oran, kadınlar için yüzde 7’dir. Posta gazetesi kadınlarda da erkekler gibi en çok tercih edilen gazetedir. Sözcü kadınlar tarafından daha az tercih edilirken, Cumhuriyet ve Hürriyet kadınların erkeklere göre daha fazla tercih ettikleri gazetelerdir.

ERKEKLER İŞ ARKADAŞLARIYLA DAHA ÇOK MAHALLEDE, KADINLAR ŞEHİR MERKEZİNDE VE AİLE GEZMESİNDE GÖRÜŞÜYOR

Kadınlar erkeklere göre iş arkadaşları ile iş dışında daha az oranda görüşmektedir. Kadın üyelerin en çok tercih ettiği görüşme biçimi şehir merkezinde randevulaşarak buluşmaktır.  Bunun yanında aile gezmeleri de kadınların erkeklere göre daha fazla tercih ettiği bir görüşme biçimidir. Kadınlar sendikayı iş arkadaşlarını görmek amacıyla erkeklere göre daha az kullanmaktadır.

SENDİKALARDA CİNSİYETÇİLİK HALA TEMEL MESELE

Araştırma kapsamındaki işçiler arasında kadınların sendikal hayata katılımına karşı ayrımcılık içeren yargılara net bir şekilde karşı çıkanların oranı yüzde 60’dır. Bu oran “Kadınlar sendikaya üye olmalı ama yönetici olmamalı.” yargısına katılmayanların oranıdır. Bu fikre katılanların oranı ise hala yüzde 21 gibi yüksek bir orana ulaşmaktadır.
İşçilerin yüzde 61,5’i kadınların sendikada daha fazla temsil edilmesini savunurken, bu fikre katılmayanların oranı yüzde 11,6’dır.  “Sendikacılık erkek işidir.” yargısına sadece yüzde 14’lük bir kesim katılırken, katılmayanların oranı yüzde 70’dir. Kadınların sendikanın her kademesinde görev alması fikrine katılanların oranı da yüzde 70 olarak görülmektedir. Bu fikre sıcak bakmayanların oranı yüzde 12’dir.

KADINLARDA BAŞ AĞRISI, GÖZ YORGUNLUĞU, EKLEM SORUNLARI VE STRES

Çalışma hayatının cinsiyetçi yapısı, işçi sağlığı ve güvenliği alanında da kendini göstermektedir. Sadece işte çalışmayan evde de çalışan kadının işyerlerinde maruz kaldıkları elverişsiz çalışma koşulları kadın işçilerin yaşamını olumsuz etkilemektedir. Erkek ağırlıklı bir sektör olarak bilinen metal sektöründe kadın işçi sayısı giderek artmaktadır. Bu artış sendikanın kadın üye sayısına da yansımıştır. Araştırma kapsamındaki işçilerin iş kazalarını, işe bağlı sağlık sorunlarını, maruz kaldıkları olumsuz koşulları irdelediğimizde cinsiyete bağlı olarak önemli farkların olduğu görülmektedir. Kadın işçiler göz yorgunluğu ve görsel odaklanma sorunlarını erkek işçiler göre iki kat daha fazla yaşamaktadırlar. Yine zor duruş şekli veya harekete maruz kalan kadınların oranı erkeklerden daha fazladır. Bununla birlikte kadınlarda kaza riski yaşadığını söyleyenlerin oranı yüzde 14 ile erkeklerin oranının (yüzde 31) yarısından azdır.
Cinsiyete göre yaşanan işe bağlı sağlık problemlerine baktığımızda kadınların yüzde 54’ü boyun, omuzlar, kollar veya elleri etkileyen kemik, eklem veya kas sorunları yaşamaktadır. Bu sorun kadın işçiler için en sık görülen sorundur. Baş ağrısı veya göz yorgunluğu kadınların yine yüzde 44 ile sık karşılaştığı sağlık sorunlarındandır. Stres, depresyon veya anksiyete sorunları kadınların erkeklerden daha fazla yaşadıkları işe bağlı sağlık sorunlarıdır. Erkeklerde de boyun, omuzlar, kollar veya elleri etkileyen kemik, eklem veya kas sorunları en sık görülen işe bağlı sağlık sorunudur. Erkeklerle kadınlar arasında koruyucu donanım kullanımı arasında da önemli farklar görülmektedir. Koruyucu donanım sağlanmayanların önemli bir kesimi kadınlardır.

Sonuç

Kadınların çalışma hayatında yaşadıkları sorunlara dair yapılan araştırmaların sayısı sınırlı sayıdadır. Özellikle kadınların üretim sürecinde doğrudan yer aldığı imalat sanayi açısından bu durum daha büyük bir eksiklik olarak görülmektedir. Raporun sonuçları imalat sanayindeki kadınların çalışma hayatında karşılaştıkları sorunların erkeklerden farklılaştığını, işgücü piyasalarındaki cinsiyetçi yapının imalat sanayinde de kendini gösterdiğini ortaya koymaktadır.