TMMOB Makine Mühendisleri Odası Adana Şubesi Tarafından Düzenlenen I. Uluslararası, X. Ulusal İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kongresi 23-26 Ekim 2019 tarihleri arasında Çukurova Üniversitesi/ Mithat Özsan Amfisinde gerçekleştirilecek. Kongrenin düzenlenmesini üstlenen MMO Adana Şube Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Emir Kavi’den dokuz8HABER olarak görüş istedik.

“İŞ GÜVENSİZLİĞİ CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR”

Kavi, “Dünya genelinde, çalışanların sağlığını bozan birçok işyeri etmeni bulunmaktadır. İşyerlerindeki koşullar nedeniyle çalışanlar iş kazasına uğramakta, meslek hastalıklarına yakalanmaktadır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği, bütün çalışanları ilgilendiren, çalışma yaşamının en temel unsurlarından biridir. İşçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin veriler, temel insan hakları, çalışma yaşamı ve ülkelerin gelişmişliklerine ilişkin önemli göstergeler sunmaktadır. İş kazası sonucu ölüm sayıları ile ülkelerin gelişmişlik derecesi ters orantılı olarak değişmektedir. Dünyada ve ülkemizde yapılan tüm çalışmalara, çıkarılan kanun ve yönetmeliklere, yapılan denetleme ve güvenlik kültürü oluşturma çabalarına rağmen ‘iş güvensizliği’ her yıl can almaya, işçi sağlığını tehdit etmeye devam etmektedir” dedi.

“İŞ KAZALARINDA DÜNYADA İLK SIRADAYIZ”

“Ülkemiz iş kazalarında Dünya’da ilk sıralarda” diyen Kavi, “Eurostat ve SGK istatistikleri birleştirildiğinde ölümlü iş kazalarında ise Avrupa’da birinci sırada yer almaktadır. Son yıllarda iş kazası sonucu sürekli iş göremez kişi sayısında belirgin bir artış söz konusu olup tablo giderek kararmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) istatistiklerine göre iş kazası sonucu ölüm sayısı, 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanunu’nun kabul edildiği 2012 yılında 745 iken, 2017 yılında 1633 olmuştur” ifadelerini kullandı.

“İŞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARI KADER DEĞİL”

“Ekonomik boyutuyla incelendiğinde ise, iş kazaları ve meslek hastalıkları, gelişmekte olan ülkelerin gayri safi yurt içi hâsılalarının yüzde 4’ü tutarında ekonomik kayba yol açmaktadır. İş kazaları ve meslek hastalıkları ‘kader’ değildir. İş kazalarını ve meslek hastalıklarını ‘işin gereği’ olarak görmek anlayışı sadece yeni ‘iş cinayetlerine’ davetiye çıkarmaktır” diyen Kavi sözlerine şöyle devam etti:

“MESLEK HASTALIĞI TESPİTİ İÇİN 4 BİN 500 DOSYA BULUNUYOR”

“Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nun da kabul ettiği parametreye göre, bir ülkede çalışma ortamlarının durumuna bağlı olmak üzere, her 1.000 kişiden en az 4 en çok 12 kişide meslek hastalığı tespit edilmesi beklenmektedir. Bu durum karşısında, kayıt dışı ile birlikte yaklaşık 22 milyon çalışanın bulunduğu ülkemizde yıllık en az 80 binin üzerinde meslek hastalığı tespiti gerekmektedir. Ancak tanısı konulması gerekirken 2017 SGK istatistiklerinde tazminine karar verilen meslek hastalığı sayısı 691’dir. Meslek hastalıklarına ilişkin inceleme ve davaların uzun yıllar sürdüğü, 10 yılı dahi aşan davaların olduğu bilinmektedir ve günümüzde meslek hastalığı tespiti için incelemede olan 4 bin 500 kadar dosya mevcuttur. ILO verileri baz alındığında dünya genelinde 1 iş kazası sonucu ölüme karşılık 5.6 meslek hastalığı sonucu ölüm olduğu tahmin edilmektedir. Oysa SGK verilerine baktığımızda 2017 yılında meslek hastalığı sonucu ölüm kaydına rastlanmamaktadır.” MMO Adana Şube Yönetim Kurulu Başkanı Kavi, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 23. maddesinde belirtilen "Herkesin, kendi özgür seçimiyle belirlediği bir işyerinde, adil ve elverişli çalışma koşullarında çalışma hakkı vardır" yaklaşımına uygun olarak, "önce insan, önce sağlık, önce işçi güvenliği" anlayışıyla çözüm önerileri üretilerek gerçekleşmesinin sağlanması gerektiğini söyledi.

ILO SÖZLEŞMELERİNİ HATIRLATTI

ILO’nun Türkiye tarafından da imzalanan “155 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği ve Çalışma Ortamına İlişkin Sözleşme”, “161 sayılı Sağlık Hizmetlerine İlişkin Sözleşme” ve “187 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliğini Geliştirme Çerçeve Sözleşmesi”nde belirtilen “İş kazaları, meslek hastalıkları ve bunlara bağlı ölümlerin küresel boyutunun farkında olarak ve bunları azaltmak için gerekli tedbirlerin alınmasının devam ettirilmesinin gerekliliğine inanarak” ulusal politikalar hedeflenmesi, sürdürülen çalışmaların güncel boyutunda ifade edilmesi sağlanması gerektiğini söyleyen Kavi, “Türkiye’de işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili ulusal politikaların oluşturulmasına ve işyerlerinde yapılacak denetimlere ilişkin kararlar, “Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı” tarafından alınmaktadır. Sistemin işlerlik kazanabilmesi için, "Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi’"nin çalışanlar ve meslek örgütleri (sendikalar, üniversiteler, TMMOB, TTB) ağırlıklı hale getirilerek, yürütülen çalışmaların kamuyu gözeten bilimsel bir bakış açısı ile hayata geçirilmesi gerekmektedir” dedi.

“ÖNCE İNSAN DEMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

“Tüm veriler, ‘İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği’ konusunda hala yapılması gerekenlerin çok olduğunu göstermektedir” diyen Hasan Emir Kavi, “TMMOB Makina Mühendisleri Odası olarak; birincisini 2001’de düzenlediğimiz ve o tarihten beri toplamda dokuz kez ulusal boyutta gerçekleştirdiğimiz, 2019 yılında uluslararası olarak planladığımız kongremizde; emekten, halktan ve bilimden yana bir meslek örgütü olmanın bilinci ve sorumluluğuyla bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da her şeyden önce insan yaşamının geldiğini vurgulamaya devam edeceğiz. Kongremizde amacımız; bu ekonomik ve toplumsal sorunu, ulusal ve uluslararası deneyimlerle her boyutuyla bir kez daha tartışmak, ülkemizde kanayan bir yara olan işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda geliştirici ve iyileştirici çalışmalara katkı verme mücadelemizi sürdürmek, ortaya çıkan çözümleri kamuoyunun ve yetkililerin bilgisine sunmaktır” ifadelerini kullandı. Kavi, “Amaçlarımızın gerçekleşmesi doğrultusunda, geçmişte olduğu gibi kongremizi destekleyen uluslararası ve ulusal kurum, kuruluş, firma ve kişilere, kongremizin yürütme ve bilim kurullarına, kongre görevlilerine, katılımcılarına, şube çalışanları ile kongre sekretaryasına teşekkür ederiz” dedi.