0,,15730217_303,00 AİHM, Cizre'de güvenlik güçlerinin ambulans geçişine izin vermemesi nedeniyle 4 gün yaralı halde bekletilen 16 yaşındaki Hüseyin için tedbir kararı verdi ama Hüseyin tedbir kararının ulaşmasından önce hayatını kaybetti. [mks_dropcap style="letter" size="52" bg_color="#ffffff" txt_color="#000000"]A[/mks_dropcap]vrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), sokağa çıkma yasakları ve operasyonlar ile ilgili ilk tedbir kararı 16 yaşındaki başvurucu Hüseyin Paksoy’u kurtarmaya yetmedi. Cumhuriyet'ten Kemal Göktaş'ın haberine göre AİHM, Cizre'de yaralanan 16 yaşındaki Hüseyin Paksoy'a ambulans ulaştırılmaması nedeniyle hayatının tehlikede olduğu gerekçesiyle yapılan başvuruda, hükümetten Paksoy'un yaşam hakkının ve vücut bütünlüğünün korunması için her türlü tedbiri almasına karar verdi. AİHM'in bu kararının avukatına gönderildiği saatlerde ise Paksoy yaşamını kaybetti. AİHM kararı Paksoy'u kurtaramasa da bundan sonra benzer durumlarda AİHM'in tedbir kararı vereceğinin işareti oldu. AHİM'in tedbir kararlarının artması ise bölgedeki sokağa çıkma yasağı sırasında yapılan operasyonların yöntemini uluslararası alanda tartışmaya açacak. AİHM, hükümetten her türlü tedbiri almasını istedi Özgürlükçü Hukukçular Derneği üyesi ve Ankara Barosu avukatı Nuray Özdoğan, 16 Ocak Cumartesi günü AİHM'e başvururak Cizre'nin Nur Mahallesi'nde sokağa çıkma yasakları kapsamında yapılan operasyonlar sırasında yaralanan H.P'ye ambulansın mahalleye girişine izin verilmediği için müdahale edilemediği gerekçesiyle tedbir kararı verilmesini istedi. AİHM jet hızıyla incelediği başvuruya ilişkin olarak dün kararını verdi. AİHM kararında, başvurucunun yaşam hakkının ve vücut bütünlüğünün korunması amacıyla hükümetten yetkisi dahilindeki her türlü tedbiri almasını istedi. Taraflardan 25 Ocak'a kadar başvuranın sağlığı ile ilgili gelişmelerin ve bilgilerin iletilmesini isteyen AİHM, 15 Şubat tarihine kadar da esas başvurunun yapılmasını istedi. AİHM'in kararı Hüseyin’i kurtaramadı AİHM'in bu kararının ulaşmasının hemen ardından ise Paksoy'un yaşamını kaybettiği öğrenildi. Hüseyin Paksoy'un ağabeyi Mesut Paksoy, Hüseyin'in eşgaline benzer bir cesedin hastane morguna götürüldüğü bilgisini aldıklarını, Hüseyin’in amcasının oğlunun giderek teşhis ettiğini söyledi. Paksoy, Hüseyin’in naaşının Silvan’da yapılacak otopsiden sonra Uludere’ye götürüleceğini söyledi. 'Tek başına baygın yatıyordu' Mesut Paksoy, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, kendilerinin daha önce Cizre Nur Mahallesi'ndeki evlerinden Uludere'deki yakınlarının yanına taşındığını, kardeşinin ise 'Siz gidin, ben arkanızdan gelirim' dediğini aktardı. Paksoy, kardeşinin top atışlarının yapıldığı mahalleden çıkarken ayağına gelen bir mermiyle yaralandığını belirterek "Vurulduğunu görenler ana caddeye getiriyorlar. Beni biri aradı, kardeşin yaralandı, ambulans çağır dedi. Ben 112'yi, ambulansı aradım, sana dönecem dedi dönmedi. 155 polisi aradım, o da '112'yi arayın biz ilgilenmiyoruz' dedi. Gitmemişler. O gece gitmediler, ondan sonraki gün de gitmediler. Önceki akşam bir polis beni aradı, ambulansı sabah göndereceğiz dedi. Ama ambulans sabah gittiğinde Hüseyin'i bulamadı diye geri dönmüş. Oysa orada birkaç evi aramaları gerekiyordu. Çünkü tek başına baygın yatıyordu, seslenmeyle duyamazdı. Zaten orada kimse yok, herkes kaçmış." Hüseyin'in 8. sınıfta okurken şartlardan dolayı okulu bıraktığını söyleyen Mesut Paksoy, "Bizim Cizre'de 5 katlı evimiz vardı. Havan topu isabet etti, 3-4 katı tahrip oldu. Şu an biz kendi memleketimizde muhacir durumdayız. Kardeşimi kimin vurduğunu bilmiyoruz. O da kaçıyordu oradan ama kurşun ayağına gelmiş. O sadece mahalleden çıkmak, evinden güvenli bölgeye çıkmak istiyordu, çıkamadı. O akşam ambulans gitseydi hayatta olacaktı kesin." AİHM'in kararı benzer durumlar için emsal olacak AİHM kararında kararın İçtüzüğün 39. maddesine göre alındığı belirtildi. Bu maddede AİHM Dairesi'nin veya Daire Başkanı'nın "bir tarafın veya ilgili herhangi bir kişinin talebi üzerine veya doğrudan kendisi, tarafların menfaati veya önündeki davanın gereği gibi görülebilmesi için alınması gerektiğini düşündüğü geçici tedbirleri" taraflara bildirebileceği düzenleniyor. Maddeye göre bu tedbirlere ilişkin bildirimler, Bakanlar Komitesi’ne de veriliyor. Daire, bildirdiği bir geçici tedbirin uygulanmasıyla bağlantılı bir konu hakkında taraflardan bilgi de isteyebiliyor. AİHM kararında gerekli tedbirlerin alınmaması veya bilgi gönderilmemesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 35. maddesinin ihlali anlamına geleceğini de bildirdi. Bu madde ülkelerin, kişilerin bireysel başvuru hakkını etkin bir şekilde kullanılmasını hiçbir surette engel olmamayı taahhüt ettiklerini düzenliyor. AİHM, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde uygulanan sokağa çıkma yasakları ve operasyonlarla ilgili başvurularda ilk kez tedbir talebi vermiş oldu. AİHM'in ambulans bekleyen çocuk için verdiği karar, benzer durumlar için de emsal olacak. Bölgeden benzer taleplerle yapılacak başvurularda tedbir taleplerinin çoğalması halinde operasyonların hukukiliği de tartışma konusu olacak. (dokuz8HABER/Cumhuriyet)