Türk Tabipleri Birliği Merkez konseyi üyelerinin  Afrin’e ilişkin yaptıkları açıklamanın davaları 27 Aralık 2018 tarihinde Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. TTB Merkez Konseyi Üyeleri, “Savaş bir halk sağlığı sorunudur" açıklamasını yapmıştı. Bu açıklamanın ardından TTB üyelerine yönelik gözaltı operasyonu yapılmış ve üyeler bir hafta gözaltında kalmıştı. Diyarbakır tabip odası konuya ilişkin bir açıklama yaparak davalara katılım çağrısı yaptı.
  [mks_dropcap style="letter" size="52" bg_color="#ffffff" txt_color="#000000"]T[/mks_dropcap]ürk Tabipleri Birliği tarafından, TSK'nın Afrin operasyonu sırasında yayınlanan “Savaş bir halk sağlığı sorunudur" başlıklı bildiri, iktidar ve iktidara yakın medya kuruluşları tarafından eleştirilmiş, ardından TTB Merkez Konsey üyeleri gözaltına alınmıştı. Bir haftanın ardından tahliye edilen TTB üyelerinin davası devam ediyor. 27 Aralık'ta Ankara'da görülecek dava öncesinde Diyarbakır Tabip Odası, mahkemeye çağrı yaptı. "YAŞATMA SORUMLULUĞUNUN KAÇINILMAZ BİR SONUCU" Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Şerif Demir, yapılan basın açıklamasının evrensel olarak hekimlerin savaşlara karşı duruşunu ifade ettiğini belirterek, “Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur” basın açıklaması evrensel olarak hekimlerin savaşlara karşı duruşunu ifade etmektedir ve tüm çatışmalı ortamların halk sağlığını tehdit ettiğini ifade eden kapsamı nedeniyle evrensel hekim tutumunu içermektedir" dedi. Açıklamanın, uluslararası hekim örgütleri tarafından destek gördüğünü söyleyen Demir, "Savaşların ve çatışmalı ortamların insanlık ve toplum sağlığı açısından yarattığı yıkıcı sonuçlar ortadadır. Savaşlar sadece savaşan tarafların değil, öncelikle bebeklerin, gebelerin, kadınların ve yaşlıların olmak üzere bütün toplumun sağlıklı yaşam hakkının elinden alınması demektir. Aynı zamanda tedavi gereksinimi olan kişilerin tedavi olanaklarının ortadan kaldırılması, çevresel sorunların baş göstermesi, açlık, yoksulluk ve ölüm anlamına gelmektedir. Tüm bu nedenlerle hekimlerin savaşlara karşı çıkması “yaşatma sorumluluklarını”nın doğal ve kaçınılmaz bir sonucudur" dedi. "BİLDİRİ YARGILANAMAZ" Türk Tabipleri Birliği Merkez konseyi ve tabip odaları  politik baskılara karşın topluma karşı sorumluluklarından vazgeçmediğini söyleyen Demir, "Türk Tabipleri Birliği’nin 'Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur' açıklaması ve tespiti görev ve sorumluluklarından ayrı değerlendirilemez ve yargılanamaz. Yaşatmaya ant içmiş bir mesleğin mensupları olarak yaşamı savunmanın, barış iklimine sahip çıkmanın birincil görevimiz olduğunu buradan bir kez daha ifade ediyoruz" dedi. Mardin'de yargılanacak olan sağlık çalışanlarının davalarını da hatırlatan Demir, sözlerini şu şekilde noktaladı: "Diyarbakır Tabip odası olarak yaşatmaya and içmiş bir mesleğin onurlu üyeleri olarak, yaşatma çabasının ve barışın yanında, savaşın karşısında yer alacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz. Tüm hekimleri, demokratik kitle örgütlerini, sendikaları ve barışın yanında yer alan herkesi 26 Aralık 2018 Çarşamba günü Mardin adliyesine, 27 Aralık 2018 Perşembe günü Ankara Adliyesi’ne davet ediyoruz."