Bekir Güneş (@bekirgne2 )
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilişinin 70. Yıl dönümü nedeniyle Diyarbakır’da bir hafta sürecek insan hakları haftası etkinlikleri düzenlenecek. İnsan hakları haftasının ilk günü Diyarbakır Koşuyolu Parkı İnsan Hakları anıtı önünde basın açıklaması ile başladı.
  [mks_dropcap style="letter" size="52" bg_color="#ffffff" txt_color="#000000"]İ[/mks_dropcap]nsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabul edilişinin 70'inci Yıl dönümü nedeniyle Diyarbakır’da yapılacak olan etkinlikler, bugün Koşuyolu Parkı İnsan Hakları anıtı önündeki basın açıklamasıyla başladı. Basın açıklamasına Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın, Diyarbakır İHD Şube Başkanı Abdullah Zeytun, Diyarbakır Tabip Odası, Diyarbakır, İnsan Hakları Vakfı, Hak İnsiyatifi Derneği, HDP’li Diyarbakır İl Eş Başkanı ve yöneticileri ile çok sayıda insan hakları savunucusu katıldı. "TÜRKİYE'NİN İNSAN HAKLARI KARNESİ ÇOK ZAYIF" Açıklamada konuşan Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın, Türkiye’nin insan hakları karnesinin çok zayıf olduğunu belirterek, “Türkiye meselesini konuşacak olursak Türkiye’nin bu noktadaki pratiğini konuşacak olursak maalesef iyi bir noktada değiliz. Dolayısıyla biz burada bir kutlama yapmıyoruz bir anma yapıyoruz. Son derece kırık notlarla dolu bizim karnemiz. Bu ülkenin insan hakları karnesi kırık notlarla dolu” dedi. "İKTİDAR TOPLUMU KUTUPLAŞTIRIYOR" Aydın’ın ardından ise kurumların ortak hazırladığı basın metnini İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun okudu. Zeytun, siyasi iktidarın kendisi gibi düşünmeyen herkesime yönelik ciddi bir baskı kurduğunu belirterek, “Toplumsal hayatımızın temel ve vazgeçilmez haklarından olan ifade ve örgütlenme özgürlüğü, iktidarın otoriter politikaları ve siyasi vesayet altına girmiş yargının kararlarıyla adeta yok edilmeye çalışılmaktadır. Kendisi gibi düşünmeyen hemen her toplumsal kesimi baskı altına alan siyasi iktidar, çok renkli olan toplumumuzu birbirine karşıt iki kutup halinde oturtma ve böylece idareyi kolaylaştırma politikası gütmekte, bir grubun temel insani haklarını ihlal ederken diğerlerinin haksızlığa karşı çıkmasının önünü almakta ve toplumsal hayatı militarist politikalarla yapılandırarak bunu yaygın ve sistematik bir hale dönüştürmektedir” dedi. "BARIŞ UMUDU YERLE BİR EDİLDİ" Türkiye’deki barış sürecinin nasıl yıkıldığına değinen Zeytun, “Barışı inşa etmek ve insan ölümlerine yol açmamak için çaba göstermek zordur. Buna karşın savaşların ne kadar kolay yaşandığını ve büyük kayıplara yol açtığını da son altı yılda deneyimleyerek gördük. Özellikle 2013-2015 yılları arasında ‘çözüm süreci’ adıyla başlatılan sürecin, toplumsal yaşamımızda yarattığı pozitif etkileri yakından hissederken, 2015 yılının ikinci yarısından itibaren çatışmalı ortama dönülmesi ile barış umudunun nasıl yerle bir edildiğine şahitlik ettik”diye konuştu. "SEÇMEN İRADESİ HİÇE SAYILDI" “Özellikle AİHM ve AYM’nin vermiş olduğu ihlal kararları sonrasında siyasilerin yapmış oldukları açıklamalar ile mahkemelerin bağımsız karar verme yetkisi tamamen ortadan kaldırılmıştır” diyen Zeytun, “Yakın tarihte AİHM’in, HDP’nin önceki Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında vermiş olduğu ihlal kararı akabinde Cumhurbaşkanı’nın kararı eleştiren açıklamaları sonrasında yerel mahkeme ihlal kararına uymamış, Sayın Demirtaş’ın tutukluluğunun devamına karar verilerek Anayasanın 90'ıncı maddesi açık bir şekilde ihlal etmiştir. Anayasa ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ile güvence altına alınmış olan demokrasinin vazgeçilmezi serbest seçimler ve seçmen iradesi adeta hiçe sayılmıştır” ifadelerini kullanarak konuşmasını tamamladı.