Gezi iddianamesinin kabul edilmesiyle birçok üyesi ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanan Taksim Dayanışması yaptığı açıklamada, "Geziyi lekelemeye yönelik beyhude çabalarınızı reddediyoruz, Gezi bu toprakların eşitlik, özgürlük ve adalet umududur" dedi.

Gezi iddianamesinin kabul edilmesiyle birçok üyesi ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanan Taksim Dayanışması bir basın toplantısı düzenledi. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB)'da düzenlenen toplantıda, "Geziyi lekelemeye yönelik beyhude çabalarınızı reddediyoruz, Gezi bu toprakların eşitlik, özgürlük ve adalet umududur" başlıklı bir açıklama yapıldı. Açıklamaya, Taksim Dayanışması üyeleri dışında siyasi parti temsilcileri ve milletvekilleri de destek verdi.

“GEZİ TARİHİ YENİDEN YAZILMAK İSTENİYOR”

Taksim Dayanışması'ndan mimar Mücella Yapıcı'nın okuduğu açıklamada, " Ülkemizin toplum, kent ve demokrasi tarihinin en parlak ve onurlu sayfalarından biri olan ve anayasal bir zeminde, meşru olarak gerçekleştiği daha önce verilen yargı kararlarıyla tescil edilen Gezi Direnişi, hukuka ve gerçeğe aykırı bir iddianameyle karalanmaya, temel hak talepleri suç unsuru gibi gösterilmeye, barışçıl direnişin, tarihsel ve meşru gerçekliği çarpıtılmaya ve Gezi yeniden yargılanmaya çalışılmaktadır. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından geçtiğimiz hafta kabul edilen, hiçbir somut delile dayanmayan, tamamen komplo teorilerinden ilhamla yazılmış akıl dışı bir iddianameyle Gezi’nin tarihi yeniden yazılmak isteniyor" denildi.

"GEZİ BU TOPRAKLARIN EŞİTLİK, ÖZGÜRLÜK VE ADALET UMUDUDUR"

Gezi davasıyla yargılanmak istenenlerin yalnızca 16 kişi olmadığının ifade edildiği açıklamada, ülkenin 80 ilinde Gezi'ye katılanlar hedef alındığı vurgulandı. “Gezi’yi lekelemeye yönelik beyhude çabalarınızı reddediyoruz! Çünkü Gezi’yi biz yaşadık, biliyoruz! Gezi bu toprakların eşitlik, özgürlük ve adalet umududur” denilen açıklama şöyle devam etti: “Bir kez daha açıkça söyleyelim: Gezi, ülkemizin toplumsal tarihinin en parlak ve onurlu sayfasıdır. Çaresizce iddia ettiğiniz gibi içeriden veya dışarıdan bir şefi, reisi, yönlendiricisi, talimat vereni, tepe örgütü, finansörü yoktur! Gezi Direnişi’ni suçla, terörle, darbeyle, kalkışmayla anılan bir eyleme dönüştürmenize asla izin vermeyeceğiz.”

“ASIL HESAP VERMESİ GEREKENLER İDDİANAMEDE DAVACI VE MAĞDUR SIFATLARIYLA YER ALIYOR”

“Gezi sürecine dair asıl hesap vermesi gerekenler, bu iddianamede Davacı ve Mağdur sıfatlarıyla yer almaktadırlar” denilen açıklamada, “Onlarca arkadaşımızın ölümüne, onlarcasının gözlerini kaybetmesine, binlercesinin yaralanmasına sebep olan akıl almaz polis şiddetinin emirlerini verenler, bu şiddeti uygulayanları koruyup kollayanlardır Gezi’nin gerçek sanıkları. Kendi yurttaşlarının yurdun dört bir yanından barışçıl eylemlerle haykırdıkları haklı ve meşru taleplerine kulak vermek yerine; devletin adalet mekanizmasını, bu demokratik talepleri bastırmak ve toplumun bir kesiminden düşman yaratmak için kullanmak isteyenlerdir Gezi’nin gerçek sanıkları” ifadelerine yer verildi. Açıklamada, “İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi bu iddianameyi 4 Mart 2019’da kabul etmiş, ilk duruşma için de 24-25 Haziran 2019 tarihlerini göstermiştir. Bu akıl ve hukuk dışı iddianame derhal geri çekilmeli, iddianamede görüldüğü üzere somut hiçbir delil olmadığı halde kurgu ithamlarla tutuklu yargılanan Mehmet Osman Kavala ve Yiğit Aksakoğlu derhal serbest bırakılmalıdır” denildi.

“GERÇEKLERİ HAYKIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Açıklama şöyle devam etti: “Biz Taksim Dayanışması olarak; 2012 yılının Şubat ayında ilk toplantımızı yaptığımız andaki taleplerimizin de, Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesildiği ve çadırlarımızın yakıldığı günlerdeki tepkimizin de, gencecik çocuklarımıza kıyan polis şiddetinden hesap soran tutumumuzun da, parklarda, meydanlarda, sokaklarda özgürlük, demokrasi ve insanca yaşam talep eden milyonların taleplerinin de kararlılıkla arkasında durmaya devam edeceğiz. Polisiyle, yargısıyla, medyasıyla hakikati baskılayıp tarihi yeniden yazmaya çalışanlara inat, gerçekleri haykırmaya devam edeceğiz. Çünkü biliyoruz ki, bu ülkeye bir gün demokrasi gelecekse, gücünü Gezi’nin eşitlikçi, özgürlükçü ve barışçıl birlikteliğinden alacaktır. Milyonları da yargılasanız, bu gerçeği yok edemeyeceksiniz. Gezi Direnişi’ni suçla, terörle, darbeyle, kalkışmayla anılan bir eyleme dönüştürmenize asla izin vermeyeceğiz.”