Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) gerçekleştirdiği basın toplantısıyla 2018 yılı bütçesine ilişkin taleplerini belirtti. Sağlığa daha fazla bütçe ayrılmasının gerekliliğinin kaydedildiği açıklamada hükûmet temsilcilerinden de beş soruya yanıt vermesi istendi.
[mks_dropcap style="letter" size="52" bg_color="#ffffff" txt_color="#000000"]S[/mks_dropcap]ES son dönemde meclisteki bütçe görüşmelerini yakından takip ediyor ve eksiklikleri sürekli belirtiyordu. En son Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın bütçesi gündeme gelmiş, buna karşı “sosyal hizmet yardımlarının sınırlandırıldığı” nedeniyle bu sınırlama ortadan kalkana dek mücadelesini sürdüreceğini duyurmuştu. SAVAŞA, RANTA, TALANA DEĞİL; SAĞLIĞA BÜTÇE Açıklamada 2012 yılında zorunluluğa geçilen Genel Sağlık Sigortası (GSS) uygulamasının sağlık finansmanında köklü değişikliklere neden olduğu belirtilerek “Reform öncesi Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) sağlık giderlerini düşürmek amacıyla kendi hastanelerini, ilaç fabrikalarını ve eczanelerini kurmuştu. Sağlık sigortası, sağlık hizmeti ile ilaç üretim ve dağıtımının bütünleştirdiği bu sistem, giderlerin düşürülmesini sağlıyordu. Ancak özel sağlık kuruluşlarını destekleyen yeni sisteme geçiş ile sağlık harcamalarında önemli artışlar gerçekleşmiştir.” denildi. YURTTAŞ 10 FARKLI İSİMLE KATKI PAYI ÖDÜYOR Sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek için ödenen katkı payları 10 farklı isim üzerinden toplanıyor. Özel kurumlarda bu miktar artarken, 10 farklı isimle alınan katkı paylarını emekliler de ödüyor. Buna göre yurttaşlar devlete hâlen şunları ödemekle yükümlü: İlaç bedeli emekliden yüzde 10, çalışandan yüzde 20 Muayene için 6–15 Türk lirası Reçete için 3 Türk Lirası Eş değer ilacın en ucuzunun yüzde 10’u İlaç kutusu başına ek 1 Türk Lirası Tetkik parası Öncelikli tetkik parası Özel hastane işlemlerinde liste fiyatından % 200’e ulaşan oranlarda ödeme İstisnai hizmetle hastaneye göre değişin otelcilik ücretleri ödemesi Telefonla randevu için 4.5 Türk Lirası harcama Sağlık harcamaları da yeni sağlık politikalarının uygulanmaya başladığı dönemde 2009 yılında 28,8 milyar lirayken, 2016 yılında 68 milyar liraya çıktı. “ÖZEL SEKTÖRÜN GENİŞLEMESİYLE BİRLİKTE HASTA ‘MÜŞTERİYE’ DÖNÜŞTÜ” Türkiye’de 2017 yılı itibarıyla 711 kamu, 560 özel ve 70 de üniversite hastanesi hizmet veriyor. İktidardaki AKP’nin seçimleri kazanarak başa geldiği 2002'den bu yana özel hastane sayısındaki artış dikkat çekti. Özel sağlık kuruluşlarının sayısı aradan geçen 15 yılda 271'den 560'a çıktı. SES ise bu yükselişi “2018 yılında, Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşları için toplam 37 milyar 571 milyon 386 bin TL’lik bir bütçe ayrılmıştır. Bu rakam, toplam bütçenin ancak %5’ine denk gelmektedir. Savaş için ayrılan bütçe sağlık bütçesinden 44,6 milyar TL fazladır. Kamu sağlık alanında ticari bir mantığa yaslanan finansman biçimi benimsendiğinden, sağlığa ayrılan paradaki artışı olumlu bir gelişme olarak okumak mümkün değildir.” ifadeleriyle yorumladı. SES: GÜVENCELİ İSTİHDAM TEMEL YAKLAŞIM OLMALI SES’in verilerle desteklediği açıklamasında 2018 bütçesine yönelik talepler yer aldı. Yedi maddelik talep listesinde güvenceli istihdamın korunmasının ve geliştirilmesinin temel amaç olarak gözetilmesi gerektiği ifade edildi. “Güvenceli istihdamın korunması ve geliştirilmesi temel yaklaşım olmalı, bunun için öncelikle kamu harcamaları ve kamu istihdamı arttırılmalıdır. İş güvencesinin sağlandığı, taşeron çalışmanın yasaklandığı bir bütçe hazırlanmalıdır. Kamu emekçilerinin 2017 enflasyon farkı “ek zam” olarak 2018 bütçesi içinde yer almalı, yılın ikinci yarısında ücretleri eriten “artan oranlı vergi dilimi” uygulamasına son verilmeli, ek ödemeler temel ücrete yansıtılmalıdır. Emekçilerin yoksulluğunu arttıran dolaylı vergiler azaltılmalı, kazanca göre vergilendirme esas olmalı, yüksek gelirlilerden belli bir oranda “servet vergisi” alınmalıdır. Kıdem tazminatının fiilen kaldırılması, taşeron çalışmanın artması, bölgesel asgari ücret ve kiralık işçilik gibi yasal düzenlemeler derhal geri çekilmelidir. Elektrik ve doğalgaz zamları geri alınmalı, 2018’de temel tüketim mallarına herhangi bir zam yapılmamalıdır. Ağır borç yükü altındaki ücretli emekçilerin borç faizleri silinmeli, yasal borç takipleri durdurulmalı, ücretlilere borçlarını ödeme kolaylığı getirilmelidir.” “HÜKÛMET HASTALIKLARIN ÖNLENMESİ, TANISI VE TEDAVİSİ İÇİN NE KADAR PARA AYIRMIŞTIR?” Hükûmet temsilcilerinin yanıtlaması istemiyle yöneltilen beş soru ise şunlardan oluştu: “Soru 1: Hükümet sunduğu bu bütçenin içinde ayrımsız tüm toplumun sağlığı için; hastalıkların önlenmesi, tanısı ve tedavisi, rehabilitasyon ve bakımı için ne kadar para ayırmıştır? Soru 2: Bu ülkede sağlık hizmeti başvuru ve kullanımı hem sağlık kurumunun bulunduğu, hem de başvuranın kayıt ve yaşadığı yere göre değerlendirildiğinde nasıl bir dağılım söz konusudur? Soru 3: Harcanan paranın ne kadarı doğrudan halkın sağlığı için harcanmaktadır? Soru 4: Toplam sağlık harcamalarının ne kadarı doğrudan vatandaştan alınmaktadır, devlet ne kadarını topladığı vergiler üzerinden desteklemektedir? Soru 5: Kamu-Özel ortaklığı ile yapılan Şehir Hastaneleri’ne Sağlık Bakanlığınca her biri için kaç TL kira bedeli ödenmektedir? Özel şirketlerle yapılan sözleşmelerin içeriği ne için halktan gizlenmektedir?”