Haber: Fatoş Erdoğan
Gençlik Komiteleri ve Filistin İçin Bin Genç üyesi 18 genç, 1 Mayıs'ta 42 bin polisle korunan Taksim'e çıktıkları için değil, Filistin halkıyla dayanışma eylemlerine katıldıkları için 3 gün gözaltında tutuldular. 4'üncü gün adliyeye çıkarıldılar. Filistin İçin Bin Genç eylemlerinde attıkları "İşbirlikçi" sloganı gerekçe gösterilerek Cumhurbaşkanına Hakaret suçlamasıyla 5 arkadaşları tutuklandı.
1 Mayıs'ta "Taksim halka kapatılamaz" diyerek Taksim'e çıkan Filistin için Bin Genç’ten Deniz Mahir gözaltında yaşadıklarını dokuz8'e anlattı.
"1 Mayısta Taksim'e çıktık. 18 arkadaş gözaltına alındık. Vatan Emniyet'in organize suçlar biriminin nezarethanesine getirildik. Bizleri adli suçtan gözaltına alınan kişilerle aynı koğuşa koydular. Bizi kendi arkadaşlarınızın yanına koyun dediğinizde "böyle bir şeyi isteyemezsin, ben ne dersem o olur" gibi cevaplarla karşılaştık. Nezarethanede kadın arkadaşlar lavaboya gitmek istediklerini söylediklerinde gidemezsiniz diyorlardı. Normal süresi dört saatte bir, öyle söylendi. Arkadaşlar on saat, on iki saat lavaboya gidemediler. Arkadaşlarımız verdikleri çöp poşetine idrar yapmak zorunda bırakıldı.
Bu süreç boyunca, dört gün boyunca bizi ters kelepçeyle hastane kontrolüne götürdüler. Plastik kelepçeyi sonuna kadar sıktıkları için ellerimiz, dirseklerimiz, omuzlarımız şişiyordu ama hiçbir şekilde açmıyorlardı. Ben kerpeteni bulacağım deyip gidiyor ve gelmiyorlardı. Yapılan bu işkenceye ses çıkardığımız tehditler ve hakaretlere maruz kaldık. "Sizi ıslak havlularla dövüp, bu otobüse gömeriz. Biz sizin ağababalarınıza şöyle şöyle yaptık, size de yaparız." diyerek ağzıma almak istemediğim hakaretler, küfürler ettiler.
Bayrampaşa Devlet Hastanesi'ne götürdüler. Doktor yaşadıklarımızı kayıt altına almadığı için muayeneyi redettik. Çünkü insanlık dışı muamele görüyoruz. Bizi muayeneye götürüyorlar, dönüşte araçta işkence yapıyorlar. Muayene işkence oldu mu olmadı mı belli olsun diye yapılıyor. Ben muayeneden sonra dövülüyorum zaten. Doktor buna ses çıkarmıyordu. Bir arkadaşımızı doktordan çıktıktan sonra ters kelepçeyle otobüsünün basamaklarına kafasını vura vura içeri soktular. Biz buna ses çıkartınca bize de tekmelerle, hakaretlerle cevap verdiler.
Arkadaşlarımızı Filistin meselesinden dolayı tutukladılar. Çünkü devlet korkuyor. Filistin meselesinde yan yana gelen bu insanlara gözdağı vermek için 5 arkadaşımızı tutukladılar. Ama biz bunu kabul etmeyeceğiz. Baskılar, tutuklamalar, gözaltılar hiçbir şekilde bizi yıldıramaz. Arkadaşlarımızın hepsini geri alacağız. Taksim işçilerin emekçilerin meydanıdır. Filistin bizim onurumuzdur. Filistin'de de Taksim'de de düşene dövüşene bin selam gönderiyoruz. Bu davayı sonuna kadar takip edeceğiz."
1 Mayıs İşçi Bayramı’nda 42 bin polisle korunan Taksim’e çıkan Filistin için Bin Genç’ten Eda Koçak gözaltında yaşadıklarını dokuz8'e anlattı.
"1 Mayıs günü Taksim'de gözaltına alındık. Gözaltına alındıktan sonra işkence ve kötü muamele aracın içinde başladı. Ters kelepçeyle gözaltına alındık. Gözaltı süremiz günlerce uzatıldı. Nezarethanede de kötü muameleye maruz kaldık. Tuvalete gitmemize, diğer arkadaşlarla iletişim kurmamıza, konuşmamıza dahi sorun çıkarıldı. Birçok talebimiz karşılanmadı. Avukatların getirdiklerini içeri almadılar. Tuvalet gitmek için 8 saat, 10 saat beklediğimiz oldu. Bize verdikleri çöp poşetlerine ihtiyaçlarımızı karşılamak zorunda kaldık. Avukatların gönderdiği hiçbir şeyi kabul etmiyorlardı. Avukatların adliyeye giderken şekerimiz düşerse diye verdiği bir küçük kesme şekeri bile elimizden aldılar.
Beş arkadaşımızı tutukladılar. Bu beş arkadaşımız aynı zamanda Filistin için Bin Genç’ten arkadaşlar. Filistin için başlatılan dayanışma eylemleri başarılı bir şekilde ilerliyordu. Bir çok yaptırım uygulamak zorunda kaldılar. Taksim işçilerin emekçilerin meydanıdır. 1 Mayıs alanı Taksim'dir. Taksim'de kitlesel 1 Mayıs'ta kutlanacak. Taksim irademiz son bulmayacak. Filistin nehirden denize özgür olana dek biz bu mücadelemizi sürdüreceğiz."
Üniversite öğrencileri yurt sorunu yaşadığında parklarda yatarak barınma sorununa dikkat çektiler. Üniversite öğrencilerinin açlık seviyesinde kalan burslarına itiraz ettiler. Enes Kara için, MESEM kapsamında çalıştığı metal fabrikasında saç büküm makinesine sıkışarak hayatını kaybeden Arda Tonbul için Taksim'e çıktılar. 1 Mayıs'ta Taksim halka kapatılamaz dediler. Şimdilerde Filistin halkıyla dayanışmak için mücadele ediyorlar. Gençlik Komiteleri'nden Ebru Gürsoy gözaltında yaşadıklarını dokuz8'e anlattı:
"Vatan Emniyet'e götürülüp birkaç saat içinde adli tutuklarla beraber nezarete konduk. Gözaltında avukatlarımızın getirmiş olduğu ped bize verilmedi. Akşam saatlerinde avukatlarımızla görüşme esnasında alabildik. Adli mahkumların tuvalete gitmesine izin verilmesine rağmen bizlere verilmedi. Tuvalete gidişimize günde ancak iki kere o da bir takım tartışmaların ardından izin verildi. Bir kişi gittikten sonra kapılar üzerimize kitlendi. Her hastaneye gidişimizde ve getirilişimizde ters kelepçeye maruz kaldık. Buna direnmemize rağmen maruz kaldık. Kelepçelerimiz hep her defasında çok fazla şekilde sıkıldı. İlk gün gittiğimiz Bayrampaşa Devlet Hastanesi'nde doktor bizlerin birçok şeyini yazmadı. Biz de bunun karşılığında muayeneyi reddettik. Dördüncü günü sabahında Çağlayan Adliyesi'ne götürüldük. Beş arkadaşımızı tutuklandı. Ancak bunun gerekçesi bir Mayıs'a çıkmış olmamız değildi. Filistin halkıyla danışma içerisinde bulunduğumuz eylemlerdi.
1 Mayıs sebep gösterilerek tutuklanan herkesin yanındayız. Taksim bizim onurumuzdur diyoruz. Ne Taksim'i savunmaktan ne de arkadaşlarımızı savunmaktan vazgeçmeyeceğiz. Taksim bizim Gazze bizim demekten bir an olsun geri durmayacağız. Dışarıda mücadeleyi büyüteceğiz."