10 Ekim Ankara Garı katliamı davasında itirafçı sanık Yakup Şahin ifadesinde, "Polisler bana eline sağlık birkaç da çocuk ölmüş ama önemli değil deyip güldüler. Benimle selfie çektirdiler. Koca cumhurbaşkanı bile 'Allah affetsin, kandırıldık' diyorsa ben de Halil İbrahim Durgun beni kandırdı derim." dedi.
Evrensel'in aktardığı davada Yakup Şahin'in ifadesi şu şekilde: "Emniyettekiler 3 5 ay yatıp çıkacaksın dedikleri için o ifadeyi verdim. Size verilen ifadenin hiç bir gerçekçi değeri yoktur. 20 sayfa okuyacağım. Orada da anlayaksınız. Şimdiye kadar hiç illegal örgütlerle ilgim yoktur. Ben hayatım boyunca ailemden 1 hafta bile ayrılmış değilim. Koskoca cumhurbaşkanı bile 'Allah bizi affetsin, yıllarca bizi kandırdılar' dedi. Ben de Halil'in yanında çalışırken beni de kandırmışlar. Halil bana, 'Asker kaçağı arkadaşım var evli barklıdır, onu kaçıracağız' dedi. 'Sen Ankara'ya önden git, sıkıntı olursa haber ver' dedi.
'POLİSLER 'ELİNE SAĞLIK' DEDİ'
Polisin kendisine 'birkaç çocuk ölmüş ama eline sağlık' dediğini belirten Şahin, "Halil'in sadece işçisi olarak emrinde çalıştım. Örgütsel olarak bir şey yapmadım. Patronum olduğu için söylediği her şeyi yaptım. Ben önden kontrolcü olarak geldim. Yolda iki kere durduruldum ama GBT sorgusu yapıldı ve geçtim. Sonra bir yerde buluşup mola verdik. Yolda benim işim bitti, beni gönderdi. Ben bir otele gittim, sonra yeğenime arabayı verdim o gezdi ben dinlendim. Yeğenimle Antep'e döndük. Ben arabamı Halil'e bırakmıştım, Yunus'la benim arabamı yollamış. Arabamı aldım. İçinde el bombası vardı. El bombası arabada dolaşmasın diye eve koydum Urfa'ya babamlara gittim. Alındığımda evde uyuyordum. Sivil polisler beni aldılar ama nezarete götürmüyorlar. Çay içtikleri yere götürdüler. Uyuşturucu içmiştim ondan alındığımı sandım. Polisler bana eline sağlık birkaç da çocuk ölmüş ama önemli değil deyip güldüler. Benimle selfie çektirdiler." dedi.
'GELİR GELMEZ SORGUYA ALINDIM'
İtirafçı sanık Yakup Şahin ifadesine şöyle devam etti: "Bombadan aldıklarını sonra öğrendim. Sonra beni başka bir yere götürüp çırılçıplak soyup kötü şeyler yaptılar. Halil'in nerede olduğunu sorup, "Halil bulunmazsa bütün suç sana kalır. O seni kullanmış sen de bir şeyler uydur suçu ona at" dediler. Sabah benimle alınanları sordum onlara bir şey yapmamışlar. Ben Ankara'ya gelir gelmez hemen sorguya alındım. Meseleyi onlara da anlattım. Bana çok işkence yaptılar dayanacak gücüm kalmadı. Kimseyi bulamadıkları için bizi fail yaptılar. Ben gidip Birecik'ten 10 torba Halil için gübre aldım. Bana gübrenin sarımsak için olduğunu söyledi ve aldım."