2018 Dünya Eşitsizlik Raporu yayınlandı. Gelir ve servet eşitsizliğini sistematik ve şeffaf bir yolla ölçen 2018 Dünya Eşitsizlik Raporuna göre dünyada gelir eşitsizliği artmaya devam ediyor. Bu noktada en yüksek gelire sahibi yüzde 10'un tüm gelirler içindeki payının en düşük olduğu bölge yüzde 37'yle Avrupayken, gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu bölge, en zengin yüzde 10'un tüm gelirlerin yüzde 61'ine sahip olduğu Ortadoğu bölgesi.
Kapitalist sistemin doğasını bir parçası olan gelir eşitsizliği belirli tarihsel dönemlerde gelişmelere bağlı olarak artmakta veya azalmaktadır. Gelir eşitsizliği dünyada bölgeden bölgeye büyük değişiklik göstermektedir, ancak son yirmi altı yılın verileri dünyanın her köşesinde gelir eşitsizliğinin sistematik olarak arttığını gösteriyor. 2016’da, ülkenin en çok kazanan %10’luk kesiminin (en üst %10’luk gelir dilimi) toplam ulusal gelirden tek başına aldığı payı ölçen dünya eşitsizlik raporuna göre gelir eşitsizliğinin en düşük olduğu bölge sosyal devlet uygulamalarının hala dünyanın diğer tüm bölgelerine göre daha güçlü olduğu Avrupa. Ancak burada bile en zengin yüzde 10, tüm gelirlerin yüzde 37'sine sahip. Buna karşın yine mevcut uluslararası politik konjonktür ve çatışma bölgeleri dağılımı dikkate alındığında şaşırtıcı olmayacak bir diğer veri de dünyada gelir eşitsizliğinin en bozuk olduğu bölgenin en zengin yüzde 10'a düşen yüzde 61'lik gelir payıyla Ortadoğu olması. Dünyadaki eşitsizlik bölgeden bölgeye ciddi farklılıklar gösteriyor. Rapora göre sırasıyla eşitsizliğin en düşük olduğu Avrupa'yı, Çin’de %41, Rusya’da %46, Kanada ve ABD’de %47 izliyor. Sahra Altı Afrika, Brezilya ve Hindistan’da da bu oran %55 civarında. Ortadoğu’da tahminlerimize göre dünyanın en eşitsiz bölgesinde ise en üst %10’luk kesim ulusal gelirin %61’ine sahiptir. Başka bir deyişle, halkın %90'lık kesiminin gelirden aldığı pay sadece %39'dur. Bu rakamlar doğal zenginliklerin, petrol kaynakların zenginlik getirmediğini, hatta politik istikrarsızlık, dış müdahaleler, otoriter rejimlerin ana nedeni olabildiğini gösteriyor. [infogram id="07d75082-49f1-4695-b07e-c8c34bd59dbb" prefix="qmY" format="interactive" title="Dünya genelinde ulusal gelirden en çok pay alan %10, 2016"]Geçtiğimiz yıllarda gelir eşitsizliği neredeyse bütün ülkelerde artmış durumda, ancak artış hızları da farklılık gösteriyor. 1980’den bu yana, gelir eşitsizliği Kuzey Amerika, Çin, Hindistan ve Rusya’da diğer bölgelere göre daha hızla artmış. Eşitsizlikteki bu artış daha geniş bir tarihsel açıdan bakıldığında bu bölgelerde farklı biçimler almış savaş sonrası 'eşitlikçi rejimler'in sonuna işaret etmektedir.
Çin’deki hızlı büyümeye rağmen eşitsizlik artıyor.
Dünya nüfusunun en yoksul yarısı, gelirinin Asya’daki (özellikle Çin ve Hindistan’daki) yüksek büyüme sayesinde bariz bir biçimde arttığını gördü. Ancak ülke içindeki yüksek ve artmaya devam eden eşitsizlik yüzünden, dünyanın en zengin %1’lik kesimini oluşturan bireyler, 1980’den bu yana büyümeden en alt %50’nin iki katı kazanç elde etti. En alt %50 ve en üst %1 grupları arasında kalan kişiler içinse, gelirdeki büyüme hayli yavaş, hatta sıfıra yakındı. Bu durum, Kuzey Amerikalı ve Avrupalı bütün alt ve orta gelir gruplarını kapsamaktadır.
1980’den beri bir ülkeden diğerine gözlemlenen farklı eğilimler eşitsizlik dinamiklerinin ulusal, kurumsal ve politik bir bağlam çeşitliliği tarafından belirlendiğini göstermektedir.
Eski sosyalist ya da aşırı devlet denetimi olan Çin, Hindistan ve Rusya gibi ülkelerin gidişatı da bunu göstermektedir.
Eşitsizlikteki artış Rusya’da özellikle ani ve yüksek, Çin’de orta derecede ve Hindistan’da ise görece aşamalı olmuştur, bu durum geçtiğimiz yirmi otuz yıllık dönemde bu ülkelerde izlenen çeşitli serbestleşme ve dışa açılma politikalarını yansıtmaktadır.