En son 1996 yılında yürürlüğe giren Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası, AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) Deprem Dairesi Başkanlığı tarafından yenilenenerek 18 Mart 2018 tarihinde Resmi Gazete’ de yayımlandı ve yeni harita 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe girdi. Jeofizik-Jeoloji Mühendisleri’nin meslek odaları AFAD’ın haritadaki yöntemini “hatalı” bularak itiraza hazırlanıyor.
AFAD tarafından hazırlanan yeni deprem haritası, “en güncel deprem kaynak parametreleri, deprem katalogları ve yeni nesil matematiksel modeller dikkate alınarak çok daha fazla ve ayrıntılı veriyle hazırlandı.” Yeni haritada, bir önceki haritadan farklı olarak deprem bölgeleri yerine en büyük yer ivmesi değerleri gösterildi ve “deprem bölgesi” kavramı ortadan kaldırılmış oldu.

AFAD: “ARTIK DEPREM BÖLGESİ KAVRAMI YOK”

Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası (1996) sadece 475 yıl tekrarlanma periyodu “en büyük yer ivmesi” değerini temel alırken, yeni haritalar farklı mühendislik kullanım alanları için 43, 72, 475 ve 2475 yıl tekrarlanma periyotları için “en büyük yer ivmesi”, “en büyük yer hızı” ve farklı periyotlar (0.2 ve 1.0 saniye) için hesaplanan “spektral ivme” değerlerini içeren 16 farklı versiyonda, Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği ile uyumlu kontur haritaları olarak üretildi.

“RİSK HARİTASI OLARAK SINIFLANDIRMAK YANLIŞ”

Bir RİSK haritası olarak sınıflandırılamayan yeni “Deprem Tehlike Haritası”, AFAD Ulusal Deprem Araştırma Programı (UDAP) tarafından desteklenen ‘Türkiye Sismik Tehlike Haritasının Güncellenmesi’ başlıklı proje ile kamu ve üniversite işbirliği kapsamında hazırlandı. RİSK haritası olması için bu tehlike haritası üzerinde yapıların, nüfusun deprem anında etkilenme durumunu bilmek, ekonomik kayıpları saptamak ve depremin çevreye vereceği zararları hesaplayıp bu zarar ve kayıp sonuçlarını gösteren harita oluşturmak gerekir. Ancak bu bilgiler şu aşamada henüz oluşturulmuş değil. Yıllara göre deprem sayısı şöyle: Kaynak: https://deprem.afad.gov.tr/genelistatistikler Türkiye’nin yenilenen deprem haritasında “https://tdth.afad.gov.tr” adresinden, e-devlet bilgileriyle giriş yapıldıktan sonra koordinat ve adres bilgilerini girerek sorgulama yapılabiliyor.

ARTIK DEPREM RİSKİNDE “DERECE YOK”, “İVME” VAR

Yeni harita, AFAD’ın koordinasyonu ile ODTÜ, Boğaziçi, Akdeniz, Çukurova, Sakarya Üniversiteleri ve Maden Tetkik Arama (MTA) Genel Müdürlüğü ile hazırlandı. Risk değerlendirmesi sadece fay hattına göre değil, zemin yapısı da göz önünde bulundurularak yapıldı. Riski belirtmek için kullanılan 1. derece, 2. derece diye sınıflandırılan sistem kalkarak, yerini “İvme” yöntemi aldı. İvme, “deprem dalgasının hızının zamanla değişimi” olarak tanımlanıyor.

52 İLİN DEPREM RİSKİ DEĞİŞTİ

Yeni haritaya göre, Adana, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Gaziantep, Kayseri, Kırşehir, Malatya, Muğla, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Van’ın da aralarında bulunduğu 46 ilde deprem riski azalırken, 6 ilin ise deprem riski arttı. Bu iller; Tekirdağ, Aksaray, Karaman, Rize, Erzurum ve Trabzon. Türkiye'de binaların yüzde 44'ü eski haritada tehlikeli grupta yer alırken, yeni harita ile bu oran yüzde 26'ya düştü. [infogram id="8c8cfa73-019b-4da3-91b0-21467c2a472b" prefix="CPa" format="interactive" title="deprem haritası"]

PROFESÖRLERDEN YENİ DEPREM HARİTASINA İTİRAZ VAR

1 Ocak’ta yürürlüğe giren yeni yönetmeliğe ve haritalara, başta Jeofizik Mühendisleri Odası başkanı olmak üzere, birçok meslek odasından ve uzmanlardan itiraz geldi. Kocaeli Üniversitesi Yer Fiziği Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Şerif Barış, Deprem Tehlike Haritası ve yeni deprem şartnamesi hakkında düşüncelerini Habertürk yayınına katılarak paylaştı.

PROF. BARIŞ: "BAZI DİRİ FAYLAR BİLE HARİTADA YOK"

Prof. Dr. Şerif Barış, deprem riskinin azaltıldığı 46 ilden daha önce büyük depremlerin meydana geldiği Adana Ceyhan ve Gemlik bölgesinin aktif fay hattında bulunduğunu hatırlattı ve yeni yönetmelikte deprem riskinin düşürüldüğü yerlerde depreme dayanıklılık şartlarının da gevşetildiğini söyledi. Prof. Barış, “güncellenen haritada bazı diri fayların bile yer almadığını” ifade ederek MTA’dan alınan bilgilerle hazırlanan haritada “işaretlenmemiş” fayların olduğunu öne sürdü ve şöyle devam etti: “Bu haritanın en büyük problemi, bu haritayı kullanacağımız deprem yapı şartnamesidir...Bu haritadan aldığımız çıktılarla inşaat mühendisleri bu şartname ile bina yapacaklar, bizim bu şartnameye de itirazımız var. Yeterli bilgiye sahip olmayan kişiler tarafından 'çok yumuşak, çok tehlikeli zeminlerde' yanlış hesaplamalar sonucunda binaların zeminlerinde yeterli önlem alınmayabilir...Yeni harita ve yönetmelik bu haliyle olası depremlerde can ve mal kaybı yaratabilir". Ayrıca "Doğru haritalama yaparak, yüksek ivme yaratabilecek bölgelerde olacak depremlere karşı önlem alınması gerektiğini" belirten Prof.Dr.Barış, bunun ise zemin özelliklerinin jeofizik mühendisi tarafından doğru belirlenmesinden ve inşaat mühendisine doğru aktarılmasından geçtiğinin altını çizdi. Prof.Dr. Şerif Barış, AFAD'ın açıkladığı haritanın tekrar güncellenmesi gerektiğini savundu.

PROF. ERCAN: "BİR ÜLKENİN DEPREM HARİTASI 1 MİLYON YIL DEĞİŞMEZ"

Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan, AFAD Deprem Daire Başkanlığı'nın 1 Ocak 2019'da yürürlüğe giren yeni haritası hakkında değerlendirmelerde bulunduğu yazılı bir açıklama yaptı. Bir ülkenin deprem haritasının en az 1 milyon yıl değişmeyeceğini savunan Ercan, "Açıklandığı gibi hiçbir bilimci ya da kurum Bursa, Diyarbakır, Malatya, Muğla, Van'ın deprem sakıncasını azaltamaz. Ayrıca Rize, Trabzon, Aksaray'ın deprem sakıncasını arttıramaz. Bu bilimle gerçeklere terstir. Bu tür açıklamalar, kurumların güvenirliğini düşürdüğü gibi deprem için yapı güvenliğinin azaltılması ya da gereksiz artırılmasına neden olabilir" dedi. Deprem riskinin azaldığı açıklamasının, o ildeki yapıların daha güçsüz yapılmasına olanak sağlayacağını öne süren Prof. Dr. Ercan "Jeofizik mühendislerinin İstanbul için 1945'li yıllarda önerdiği M7.5 deprem sakınım değeri günümüzde değişmemiştir. Ne var ki İstanbul'da ortalama yapı güvenliği M6.3'tür. Açıkçası, İstanbul odaklı olacak M6.3 ya da daha büyük bir deprem İstanbul yapılarının bir bölümünü etkiler. Başta İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa gibi büyük kentlerimizde 'incelikli yer inceleme çalışmaları' (micro-zonation) yapılmıştır. Yer ile yapı güvenliğine bakılarak, yüzde 35 oranında Anadolu, yüzde 65 oranında Avrupa yapıları etkilenecektir." açıklamasında bulundu.