Asrın Hukuk Bürosu, PKK lideri Abdullah Öcalan ile yapılan görüş sonrası açıklama yaptı. Açıklamada İmralı'daki yangınlara da değinildi.

Asrın Hukuk Bürosu, İmralı F Tipi Kapalı Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş’ın aileleri ile yaptığı görüşmeye ilişkin yazılı açıklama yaptı. Mezopotamya Ajansı’nda yer alan Asrın Hukuk Bürosu’nun açıklaması şöyle: “İmralı Cezaevi’nde bulunan müvekkillerimiz Sayın Abdullah Öcalan, Sayın Ömer Hayri Konar ve Sayın Veysi Aktaş 03.03.2020 tarihinde aileleri ile açık görüş gerçekleştirmişlerdir. Görüşme, İmralı Adası’nda yangın çıktığı bilgisinin yansımasıyla başta Kürt halkı olmak üzere demokratik kamuoyunda gelişen hassasiyet ve tepkilerin ortaya çıkması sonucu gerçekleşmiştir. Aileler, İmralı Adasında yapılan ziyarette yangının gerçekleştiğini teyit etmişlerdir. Müvekkillerimizin genel olarak iyi göründüklerini ve yangından etkilenmediklerini gözlemlemiş bulunmaktadırlar. Ancak İmralı cezaevindeki tecridin uygulama biçimi aileleri ve kamuoyunu sürekli olarak tedirgin ve kaygılı bir duruma sürüklemektedir. Zira cezaevlerindeki mahpusların en temel haklarından olan aile ve avukat görüşmeleri hiçbir zaman İmralı adasında hukuki olarak uygulanmamış, bir şantaj ve tehdit aracı olarak değerlendirilmiştir. Bugün de görüldüğü gibi 2011 yılından bugüne kadar ancak açlık grevleri, yangın vb. olağanüstü durumlar sonucunda gerçekleştirilmiştir. Bu durumun hukuken de ahlaken de kabul edilir bir yanı bulunmamaktadır.

İMRALI'DAN SÜRECE İLİŞKİN AÇIKLAMA

Sayın Öcalan’ın moralli, güçlü ve sağlıklı olduğunu öğrenmiş bulunmaktayız. Kardeşi Sayın Mehmet Öcalan ile yaptığı bu görüşmede Türkiye ve Ortadoğu’daki siyasi krize çözüm gücünü bir kez daha vurgulamıştır. 2019 yılında yapmış olduğu görüşmelerde ortaya koyduğu duruşu daha güçlü bir şekilde devam ettirdiğini belirtmiştir. Son süreçte yaşanan siyasi gelişmeler Sayın Öcalan’ın haklılığını ortaya koyduğu gibi bu atmosferde İmralı’da uygulanan tecridin halkların geleceğine yönelik olduğu da daha net olarak ortaya çıkmıştır. Kişiye özgü hukuksuz bir uygulama olan ve aynı zamanda halkların barış içinde ortak yaşam iradesine yönelik uygulanan tecride derhal son verilmesi çağrısını yapıyoruz. Bu minvalde yaşanan gelişmeleri kamuoyunun bilgisine sunarız.”