Avrupa Gazeteciler Federasyonu ve Uluslararası Gazeteciler Federasyonu'nun aralarında yer aldığı basın örgütleri, TBMM'de getirilen dezenformasyon yasasının tasarısına karşxı bir bildiri yayınladı. Türkiye'den de Medya Araştırmaları Derneği, Türkiye Gazeteciler Sendikası gibi kurumların imza attığı bildiride, 27 Mayıs'ta TBMM'ye sunulan "dezenformasyon ve yalan haber" yasa tasarısının derhal geri çekilmesi istendi.

23 KURUM İMZA ATTI

Article 19, Articolo 21, Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ), Gazetecileri Koruma Komitesi, İngiltere PEN, Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF), Avrupa Gazeteciler Federasyonu  (EFJ), IFEX, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), Medya Araştırmaları Derneği (MEDAR), OBC Transeuropa (OBCT), Amerika PEN, Uluslararası PEN, Norveç PEN, Bağımsız Gazetecilik Plaftormu (P24), Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), SEEMO, İsveç PEN, CFWIJ, TLSP ve WAN-IFRA örgütlerinin imza attığı bildiride, yasa tasarında "dezenformasyon ve yalan haberi kasıtlı olarak yayımlamaktan suçlu bulunanların üç yıla kadar hapis cezası öngörüldüğü" hatırlatıldı.

MİLLETVEKİLLERİNE RET OYU ÇAĞRISI

Dezenformasyon ve niyet tanımlarının muğlak bırakıldığı tasarıyla Türkiye'de milyonlarca internet kullanıcısını hükümetin onaylamadığı bilgileri paylaştığı için cezai işlem riskiyle karşı karşıya kaldığı ifade edilen bildiride, yasanın gazetecileri ve aktivistleri taciz etmenin başka bir aracı haline gelebileceği ve internette kapsamlı bir otosansüre neden olabileceği ifade edildi. Yasa tasarısı ile haber sitelerinin Basın Kanunu kapsamına alındığı, internet gazetecilerine resmi basın akreditasyonu olanağı tanıdığı ve Basın İlan Kurumu aracılığıyla kamu reklam fonlarına erişim sağladığı hatırlatılan bildiride, pratikte bunun hükümet yanlısı haber sitelerinin finanse edilmesine ve muhalif medyayı yasaklamaya olanak tanıyacağı vurgulandı.  Bİldiriye imza atan uluslarraası basın örgütleri, demokratik bir toplumun temeli olarak basın ve ifade özgürlüğüne inanan tüm milletvekillerini tasarıyı reddetmeye çağırdı.

AÇIKLAMANIN TAM METNİ

"Uluslararası kurumlar, Türkiye meclisini dijital sansürün bir aracı olarak görülen “dezenformasyon” yasa tasarısına karşı çıkmaya çağırıyor.

Yirmi üç uluslararası basın özgürlüğü, ifade hürriyeti ve gazetecilik örgütü, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) ve iktidar müttefiki Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) tarafından 27 Mayıs'ta meclise sunduğu “dezenformasyon ve yalan haber” konulu yasa tasarısının bugün yayınladıkları bir ortak açıklamayla derhal geri çekilmesi çağrısında bulundu. 

Tasarıda, korku ve panik yaratmaya, ülkenin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini ve Türkiye toplumunun genel sağlığını tehlikeye atmayı amaçlayan "dezenformasyon ve yalan haber" kasıtlı olarak yayımlamaktan suçlu bulunanlar üç yıla kadar hapisle tehdit ediliyor.

Dezenformasyon ve 'niyet' tanımının bu kadar muğlak bırakıldığı böyle bir yasa tasarısı, Türkiye'de milyonlarca internet kullanıcısını iktidarın onaylamadığı bilgileri paylaştığı için cezai işlem riskiyle karşı karşıya bırakıyor. Türkiye'nin son derece politize olmuş yargısının ellerine bırakılan yasa, gazetecileri ve aktivistleri taciz etmenin başka bir aracı haline gelebilir ve internette kapsamlı bir otosansüre neden olabilir.

Tasarı ayrıca, bilgilerin anonim kullanıcı hesaplarından yayınlandığı durumlarda herhangi bir hapis cezasını yüzde 50 oranında artıracaktır. Bu, internetteki anonimliği ciddi şekilde baltalar ve yolsuzluk ve görevi kötüye kullanmanın kanıtlarını yayınlamak isteyebilecek ancak kamuoyuna açıklanmanın sonuçlarına dair çekinceleri olan kişileri daha da korkutur.

İktidarda bulunan AKP ve MHP ittifakı, tasarının Avrupa Birliği'nin Dijital Hizmetler Yasası ve Genel Veri Koruma Yönetmeliği ile uyumlu olduğunu iddia ediyor, ancak bu yasaların kapsamında böyle bir hüküm bulunmuyor.

Kanun tasarısı, haber sitelerini de Basın Kanunu kapsamına almayı öngörüyor. Bu, internet ortamında faaliyet gösteren mecralara bağlı gazetecilere resmi basın kartı tahsisi sağlayacak ve ayrıca kurumlara da Basın İlan Kurumu (BİK) aracılığıyla kamu reklam fonlarına erişimi mümkün kılacak. Ancak uygulamada bu, iktidarın hükümet yanlısı haber sitelerini finanse etmesine ve dezenformasyon yasasını ihlal ettiği düşünülen eleştirel medyayı kısıtlamasına olanak tanıyacaktır.

Taslak aşamasında hükümetin uluslararası dijital platformlarla bir istişare düzenlediği, ancak mevzuattan en çok etkilenmesi beklenen bu gruplara ve temsilcilerine,  medya temsilcileri, editörler, gazetecilik dernekleri veya sendikalar ile herhangi bir görüşme yapmadığı bildirildi. Tasarı şu anda Meclis aşamasında. Ancak, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin rolü, Başkanlık sistemi tarafından o kadar ağır bir şekilde sarsıldı ki, yasa tasarısı uygun bir inceleme veya tartışma yapılmadan aceleye getirilmekte ve birkaç gün içinde hızla yasalaşması bekleniyor.

Dezenformasyon önemli bir konu ve mücadele edilmesi gerekiyor, ancak gazetecilerin haklarını ve kamuoyunun ifade hürriyetini kısıtlamak pahasına böylesi bir adım atılamaz. Bu tür girişimler, medya ve diğer paydaşlarla yakın istişare içinde geliştirilmeli ve hükûmet tarafından keyfi bir biçimde sansür uygulamak için bunların kötüye kullanılmasını önleyebilecek ifade hürriyeti ve bağımsız habercilik için yeterli güvenceleri içermelidir. Bu nedenle, meclis aşamasında, demokratik bir toplumun temeli olarak ifade hürriyeti ve bilginin serbestçe dolaşabilmesine inanan Türkiye'deki tüm milletvekillerini bu tasarıyı reddetmeye çağırıyoruz."