Guardian'ın aktardığına göre 23 Eylül'de emniyet birimlerinin kurtardığı çocuk, bir kat merdiven çıkamayacak kadar fiziksel olarak gelişmemiş haldeydi.
Savcı Patrick Baron von Grotthuss, SauerlandKurier gazetesine verdiği demeçte çocuğunun dış dünyayı görmediğini belirtti.
Çocuğun konuşabildiğini ve yürüyebildiğini kaydeden Grotthuss 'merdivenleri zar zor çıkabildiğini veya engebeli zeminde yürüyemediğini' söyledi.
Belediye yetkililerinden yapılan açıklamada ise çocuğu muayene eden doktorların herhangi bir fiziksel kötü muamele veya yetersiz beslenme belirtisine rastlamadıkları kaydedildi.
Çocuğun neden hapsedildiği ise belirsizliğini koruyor. Annesi, büyükannesi ve büyükbabası, polis sorgusunda soruları yanıtlamayı reddetti.
Kızın doğduğu sırada annesinden ayrılmış olan babası, eski eşinin çocuğu yaklaşık 6 aylıkken arabasının ön camına İtalya'ya taşınma niyetini bildiren bir not bıraktığını dile getirdi.
Olaya ilişkin hukuki süreç devam ederken mahremiyetini korumak için yalnızca 'Rosemarie G' adıyla medyada yer verilen anne, 2015 yılının ortalarında İtalya'nın güneybatısındaki Calabria'ya taşındığını yerel makamlara bildirmişti.
Çocuğun babasının Eylül 2015'te yetkililere anne ve çocuğu defalarca Attendorn'da gördüğünü bildirmesinin ardından anneanne ve büyükbaba sorguya çekildi.
Komşu Lennestadt kentinde yaşayan evli bir çiftin, 8 yaşındaki bir çocuğun büyükanne ve büyükbabası tarafından alıkonulduğunu polise bildirmesinin ardından temmuz ayında çocuğun nerede olduğuna ilişkin yeniden soruşturma yürütüldü.
Annenin akrabaları polislere, çiftin daha önce hiç İtalya'da yaşamadığını ve Almanya'da kayıtlı bir sabit numara aracılığıyla ulaşılabildiklerini söyledi.
11 gün sonra savcılık talimatıyla polis ve çocuk esirgeme görevlileri kızı büyükanne ve büyükbabasının evinde buldu.
47 yaşında olduğu bildirilen annenin çocuğa kötü muamele ve hürriyeti tahdit suçlarıyla yargılandığı ve 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırılabileceği belirtiliyor.