İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi kapsamında Halk TV muhabirinin sorularını yanıtlayan KONDA Araştırma Genel Müdürü Bekir Ağırdır, artık yeni bir hikâyenin yazılması gerektiğini söyleyerek “Ben umudumu mirasa bırakmak istemiyorum, umudumu yaşamak istiyorum” dedi.
Konda Araştırma Genel Müdürü Bekir Ağırdır "Bu sacede bir Cumhurbaşkanlığı seçimi değil! Ya dünyanın ya da Avrupa'nın taşrası olmaya, öyle kalmaya razı olan bir dönem yaşayacağız, ya da dünyanın ve Avrupa'nın etkin bir üyesi olmaya, yaşlanmış ruhunu canını kaybetmiş Putinlere Le Penn'lere teslim olmuş, muasır medeniyete can ve ruh üfleyeceğiz" dedi.
Umudu yaşamaktan kastının ne olduğunu açıklayan Ağırdır "Bizim yaşamadığımız şey kalmadı. 12 Mart'ta öğrenciydim, sonra 90'ların ekonomik krizleri, sonra 28 Şubat, 99 Marmara depremi, 2001-2002 ekonomik krizleri... Şimdi dizi felaketler diyorum ben. Ardından başkanlık sistemine giriş, sonra pandemi, giderek derinleşen bir ekonomik kriz, bir yandan dünya da karışık... Tabii ki gelecek kuşakları düşüneceğiz ama bir yandan da kendimize haksızlık ediyoruz. Bu kadar umutlandığımız şeyi kendimiz de yaşamak istiyoruz. Her ne olacaksa o umut için bile emek harcamamız ve umudu inşa etmemiz lazım. Türkiye'nin bir fırsat anına çok yaklaştığını düşünüyorum. Onun için de çaba göstermemiz gerek diye düşünüyorum" diye konuştu.
Türkiye'nin kilitlendiği, 14 Mayıs'taki seçimlere ilişkin konuşan Ağırdır "Ortada bir dip dalga var. Aradığımız şey o dip dalgaya önderlik edecek yeni bir söz" dedi. Ağırdır sözlerini şöyle sürdürdü:
"14 Mayıs seçimleri Türkiye için bir milat olacak. Bütün bu umutları hayata geçireceğimiz günlerin başlayacağını umuyorum. Benim daha keskin bir cümlem var: Bu seçim sadece yeni bir Cumhurbaşkanı ya da milletvekilleri seçimi değil. Bu seçim Türkiye'nin aynı zamanda bir medeniyet tercihi seçimi.
Ya dünyanın ya da Avrupa'nın taşrası olmaya, öyle kalmaya razı olan bir dönem yaşayacağız, ya da dünyanın ve Avrupa'nın etkin bir üyesi olmaya, yaşlanmış ruhunu canını kaybetmiş Putinlere Le Penn'lere teslim olmuş, muasır medeniyete can ve ruh üfleyeceğiz. Hem kendimiz hem dünya için çok kritik bir seçim olacağını düşünüyorum. Bu sadece bir cumhurbaşkanlığı seçimi değil.
Seçimlerin anlamı değişiyor. Biz adam olmayız ile dünya bizi kıskanıyor arasına sıkışan bir ülke burası. Halbuki biz illa adam olmayız demeyi hak etmiyoruz, ama dünya bizi kıskanıyor demeyi dünya da hak etmiyor. Yeni bir söz ve siyaseti inşa etmemiz lazım. Bunu sadece mührü ve gücü birisine verdik ve o yapacak diye yapamayız. Hayatın her alanında toplumsal barışı inşa edeceksek de, ortak yaşam iradesini çoğaltacaksak da, yarın sabah aynı güneşe uyanacağımızın farkına varmamız, aktif, örgütlü yurttaşlar olmamız lazım. Temsili demokrasi dünyanın her yerinde çöktü. Umudu inşa etmemiz lazım."