Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan geçmez ile Alevi Dernekleri Federasyonu Başkanı Celal Fırat, polis müdahalesi ardından hastaneye kaldırıldı.
Alevi örgütlerinin meclis önünde yapmak istedikleri yürüyüşe müdahalede bulunan kolluk güçleri birçok kişinin yaralanmasına sebep oldu. Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) Genel Başkanı Ercan Geçmez ile Alevi Dernekler Federasyonu (ADFE) Genel Başkanı Celal Fırat, polis müdahalesi sonrası hastaneye kaldırıldı.
FIRAT’IN KABURGALARINDA ZEDELENME OLDU
Celal Fırat’ın meclis hastanesinde müşahede altında olduğu öğrenildi. Bir süre gözlem altında tutulacağı belirtilen Fırat’ın kaburgalarında zedelenme olduğu yönünde bilgi verildi.
“KALP KRİZİ ŞÜPHESİ VAR”
Ercan Geçmez’in durumu hakkında bilgi veren Eren Yıldırım Dede ise Geçmez’in hem göğsüne hem de koluna darbe aldığını aktardı. Polis müdahalesi anında Ercan Geçmez’in yere yığıldığını belirten Yıldırım şu bilgileri paylaştı:
“Meclise yürümek isterken Ayrancı Parkı civarında polis sert şekilde müdahale etti. Ercan Başkan müdahale esnasında yere yığıldı ancak hemen akabinde kendine geldi ve yürümeye devam etti. Meclise girdiğimizde tekrar fenalaşmaya başladı. Hemen Meclis Acil Hastanesi’ne kaldırdık. EKG çekildi ve birtakım bulgulara ulaşıldı. Hemen ardından şehir hastanesine sevk edildi. Şu anda ise tahlilleri yapılmaya devam ediyor. Tansiyonu halen yüksek. Kalp krizi şüphesi var. Şu anda müşahede altında.”
Müdahale öncesi Alevi kurumlarının ortak açıklamasını okuyan Fırat, şunları dile getirdi:
“Bugün arbede yaşanmasın isterdik. Polis bize zulüm yaptı. Siyasi iktidar ve AKP hükümetinin Aleviler üzerinde yürüttüğü asimilasyon politikaları hız kesmeden devam ediyor. Cumhuriyetin birinci yüzyılında eşit yurttaş olarak görülmeyen Aleviler, ikinci yüzyılda tamamen köklerinden koparılarak inançları yok edilmek isteniyor. AKP’nin İstanbul ve Erzurum milletvekillerince hazırlanan ve vergi usul kanunu ile bazı kanunalarda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifinin içerisine cemevlerinin aydınlatma, su ve personel giderleri gibi iktisadi ihtiyaçlarının giderilmesine yönelik altı madde ilave edilerek Alevi sorunu çözülemez. Bu kanun ile Alevilerin ibadeti olan cem ve ibadethaneleri olan cemevlerimiz bir sorun olarak gösterilmektedir.
AKP bu yasa tasarısı ile Alevi inancı ve kimliğini zinhar inkâr etmek ve tanımamakla birlikte üstüne üstlük kendi zihniyetine göre bir Alevilik tanımı yapmaktadır. Bu yasa ile Aleviliği Sünni geleneğin altında kültürel bir öge olarak göstermekte, inancımıza ve kimliğimize hakaret etmektedir.
“AKP HÜKÜMETİ ÇÖZÜMÜ BETONDA, DEMİRDE GÖRMEKTEDİR”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları, Alevi halkının talepleri onlarca yıldır ortada dururken, bu yasa tasarısı ile AKP Hükümeti çözümü betonda, demirde görmektedir. Yıllardır dile getirdiğimizi buradan bir kez daha haykırıyoruz,
Siyasi iktidarda artık bunu görmek, anlamak ve uygulamak zorundadır. Aleviler var, Aleviler burda ve Alevilik haktır. Ve bir kez daha Analarımızla, Pirlerimizle, Dedelerimizle, yoluna sıtk-ı sadakatle bağlı çekilen onca eza cefa ve çileye rağmen Yol’undan dönmeyen talipleriyle halkın meclisinin önünden haykırıyoruz; eşit yurttaşlık istiyoruz.
“OCAKLARIMIZA KAYYUM ATAMAK İSTİYORLAR, KABUL ETMİYORUZ!”
İnancımız 72 millete bir nazarla bakan ocak sistemi ile rıza ilişkisidir. Yolumuz rızalık üzerine yürür. İnancımızın sınırları kanunlar ya da kararnameler ile değil toplumsal rızalık esasıyla kendini ifade etmiştir. Bu yönüyle torba yasa yaklaşımı inancımıza saygısızlık olduğu gibi, ocaklarımıza kayyum atamaktır. Kabul etmiyoruz. Yol bir sürek binbir diyen inancımız her inancın içerisindeki hakikat arayışına kıymet verir, kıymet bilir. Devlet bu kıymette adalet şirazesi ile ancak mana bulabilir. Bugün kutuplaştıran, ayrıştıran, şiddet dili ve politikaları topraklarımızda derin ayrışmalara sebep olacak hırslar barındırıyor. Bu duruma ancak vicdan ile karşı durabilir, birbirine hürmet ile yol bulabiliriz. Hakkımızdır ki inancımızın kök değerlerini yok edercesine zulme varan bu imha yasasını kabul etmiyoruz.
“OCAĞIMIZA, İNANCIMIZA DOKUNMAYIN”
Biz Aleviler cemevlerimizde, cem ibadetimiz ile birbirimize niyaz olur, görür, görülürüz. Bin yılların birikimi inanç gerçeğimiz bu şekilde yaşamış ve yaşamaktadır. İnancımız El Ele- El Hakk’a düsturu ile rıza temelinde Hak ile Hak olmak gerçeğidir. Bu mana bağı ile her varlık birbirine niyazdır. Kimsenin inancını ve ibadethanesini tarif etmeyeceğimiz gibi, kimse de bizim inancımızı ve ibadethanemizi tarif edemez. İktidar Sunni – Hanefi inancına biz Alevileri de ekleme amacındadır. Biz tarif ve tahrif etmediğimiz gibi, bizlere de tarif ve tahrifi kabul etmiyoruz. Ve tekrar tekrar ifade ediyoruz. Cem ibadetimiz, cemevleri ibadethanemizdir.
Geldiğimiz eşikte derin krizlere ve çatışmalara sebep olma potansiyeli yüksek siyasal süreçler tetiklenmiştir. Kaygısını derin yaşadığımız gibi, sorumluluğumuzun da farkında olarak ifade ediyoruz. Siyasi iktidarlar cumhuriyetin ikinci yüzyılında tekleşmiş yurt ve yurttaşlık ilişkisini, yeniden yorumlamak, yeni bir anayasa ile taçlandıracak güçlü bir iradeyi ortaya koymak zorundadır. Toplumsal birlik ve direncimizle eşitlik temelinde demokratik, laik bir geleceği birlikte kuracağımıza olan inancımızla, bir daha haykırıyoruz ki; Aleviler vardır! Alevilik haktır.”