Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier'in Türkiye ziyareti merak uyandırdı.
Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç, Almanya Cumhurbaşkanı tarafından 10 yılın ardından Türkiye'ye gerçekleştirilen ziyareti ve gündem maddelerini değerlendirdi.
Frank-Walter Steinmeier'in ziyaretine yönelik Almanya'dan, Türkiye’ye karşı ön yargılı bazı siyasi yaklaşımların müzakere süreci içerisinde kullanılmasına izin vermemesini beklediklerini kaydeden Kılıç, "Bir NATO müttefikine askeri anlamdaki işbirliğinde resmi ya da gayri resmi herhangi bir sınırlama getirmek doğru bir şey değil ve müttefiklik ruhuna da aykırı" diye konuştu.
Kılıç'a yöneltilen sorular ve yantlarından bazıları şöyle:
Soru: 10 yılın ardından bir Alman Cumhurbaşkanının ziyareti Türkiye için ne anlam ifade ediyor?
Kılıç: Tabii ki bir cumhurbaşkanının başka bir ülkenin cumhurbaşkanını ziyaret etmek için gelmesi, ilişkilerin de çok daha ivmelenmesinin istendiği bir noktayı ifade eder.
Aynı zamanda dediğim gibi tarihsel anlamdaki işgücü anlaşmasıyla ve karşılıklı vatandaşlarımızın birbirleriyle çok daha derinleşen tanışıklığıyla birlikte artık geldiğimiz noktada ziyareti, Türkiye-Almanya ilişiklerinin ne kadar derin ve yakın olduğunu ortaya koymak için bir gösterge olarak, bir nişane olarak da görebiliriz. Tabii ki geldiği esnada Steinmeier'in ziyaret edeceği yerler var. Anlaşamadığımız konular üzerinde de konuşacağız. Yani uluslararası ilişkilerde her şey üzerine anlaşacağınız bir durum mevzubahis değil. Farklı baktığımız, farklı okuduğumuz, farklı değerlendirdiğimiz konular var. Ama ortak gördüğümüz, beraberce hareket edebileceğimiz de birçok konu var. Ziyaret bizim için önemlidir.
Soru: AB ile ilişkilerin seyrinde Almanya’dan beklentiler nelerdir?
Kılıç: Bizim Almanya’dan beklentimiz açıkçası bağlı olduklarını dile getirdikleri AB müktesebatının içerisinde yer alan müzakere sürecinin uygulanmasıdır. Biliyoruz ki daha önceki siyasi iktidar döneminde yani Sayın Merkel dönemimde açık ve net bir çalışma ortamı olmakla beraber, Sayın Merkel aslında Türkiye’nin AB üyeliğini istemediğini her zaman dile getirdi. Dolayısıyla bu konuda "anlaşmalara bağlı kalacağız" söylemi var olsa da tabii ki AB üyeliği şevklendirilmedi. Almanya'da şu anda hükümette olan üçlü koalisyonda, yani SPD, Yeşiller ve Liberaller koalisyonunda Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olduğunu söyleyen bir duruş mevzu bahis değil. Ama müzakere sürecinin hızlılığı açısından baktığınızda burada da bir hızlanma görülmüyor.
Bu ziyaret çerçevesinde bu konuların da ele alındığı esnada karşı tarafın biraz daha net bir yaklaşım ortaya koyduğunu görebileceğimizi umuyorum.
Soru: AB Liderler Zirvesi’nde Türkiye ve KKTC ile ilgili alınan kararlar gündeme gelecek mi? Türkiye'nin özellikle Kıbrıs ve Doğu Akdeniz'deki güvenlik açısından Almanya'dan beklentileri nelerdir?
Akif Çağatay Kılıç: Dışişleri Bakanlığımız bu konuda bir açıklama yaptı. Dışişleri Bakanımız da bu konudaki görüşlerini çok açık ve net bir şekilde dile getirmiş durumda.
Bizim burada görüştüğümüz, konuştuğumuz bilgiler ve geçmiş olaylar ışığında Almanya’dan tabii ki farklı bir beklentimiz var. Almanya'dan, Türkiye’ye karşı ön yargılı birtakım siyasi yaklaşımların müzakere süreci içerisinde ilerlemesine ve kullanılmasına izin vermemesini bekliyoruz. Edindiğimiz bilgilere göre çok daha ileri noktada istenen birtakım başlıklar ya da cümleler olmuş ve bunların olmaması için çalışmalar yapılmış. Ama yine dile getirmiş olduğunuz gibi raporun Türkiye’yle alakalı bölümünde maalesef ön yargılı birtakım yaklaşımların tezahür ettiği bir yazım dilini gözlemliyoruz.
Soru: Türkiye’ye uygulanan askeri blokajlara yönelik bir talep olacak mı?
Kılıç: Birincisi şunu söylememiz lazım: Türkiye ve Almanya NATO üyesi; biz NATO müttefikiyiz. NATO müttefiki olarak birbirimize karşı bazı sorumluluklarımız var. Türkiye olarak biz NATO müttefikliği çerçevesindeki sorumluluklarımıza çok önem veren, bunları en iyi şekilde yerine getirmek için gayret gösteren bir müttefikiz.
Maalesef bazı müttefiklerimizden, üzülerek söylüyorum ki Almanya bunun bir parçasıdır, zaman zaman yeterince müttefiklik desteğini göremiyoruz. Almanya’da çeşitli askeri malzemelerin tedariki açısından Türkiye’ye karşı uygulanan bazı blokajlar söz konusu. Bunun siyasi tarafının olduğunu biliyoruz. Bazı siyasi partilerin mecliste ortaya koydukları birtakım yaklaşımlardan dolayı ortaya çıkan bu duruş bizi üzüyor. Bunlar tabii ki masada olacak. İlerleme kaydettiğimiz bazı noktalar olmakla birlikte takıldığımız noktalar da oluyor. Bir NATO müttefikine askeri anlamdaki işbirliğinde, askeri araç gereçler olsun, savunma sanayi ürünleri olsun veya farklı alanlarda olsun, resmi ya da gayri resmi herhangi bir sınırlama getirmek doğru bir şey değil ve müttefiklik ruhuna da aykırı. Bunlar tabii ki konu olacak.