Kahramanmaraş merkezli depremlerde Adana Çukurova’da yıkılan Hasan Alpargün Apartmanı’nda 96 kişi yaşamını yitirmişti. Binanın hem müteahhiti, hem fenni sorumlusu, hem de inşaat mühendisi olan Hasan Alpargün’ün kaçtığı Kıbrıs’ta tutuklandığı davada ikinci duruşma bugün Adana Adliyesi’nde görüldü. Yoğun katılım nedeniyle adliyenin konferans salonunda başlayan duruşmaya, salondaki teknik arıza nedeniyle ilk olarak duyurulan 12. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda tamamlandı. Tutuklu tek sanık Hasan Alpargün’ün SEGBİS ile bağlandığı duruşmada ilk olarak bina enkazında gönüllü olarak arama kurtarma faaliyetlerinde bulunan kişiler tanık olarak dinlendi. Binanın adeta bir kum yığınına döndüğünü belirten tanıklar, “Yaşam üçgeni söz konusu değildi. Nereyi açsak yeniden kum doluyordu. Yoğurt kabı ile enkazdan kum taşıdık, sağlam hiçbir kolon kalmamıştı” ifadelerini kullandı. Tanıkların ifadesi üzerine söz alan bir kayıp yakını ise “Enkaz tamamen kaldırılana kadar oradaydım. AFAD yetkilileri, binada hiçbir yaşam belirtisi olamayacağı için başka binaya geçtiler” dedi. Alpargün’ün avukatının “Hangi bina var ki yıkılınca kum yığını olmasın” demesi üzerine kayıp yakınları avukata tepki gösterdi.
BİNADA SAĞLAM KOLON BİLE KALMADIĞI İÇİN KAROT ALINMAKTA ZORLANILDI
Daha önce yazılı ifade veren müştekiler Alpargün’den şikayetçi olduklarını belirtirken “Yalnızca Alpargün değil, belediye yetkilileri dahil tüm sorumlular davaya dahil edilsin” talebinde bulundu. Müştekiler sonrasında müşteki avukatları söz aldı. Alpargün’ün aynı zamanda inşaat mühendisi olduğunu ve yaptığı binanın akıbetini kestirebileceğini söyleyen kayıp yakını Avukat Beşir Ekinci, “Alpargün 96’da bu binayı yaptığında suç işlediğini biliyordu, yıkılacağını biliyordu, o yüzden kendi binalarında oturmadı. O yüzden de binanın yıkılması sonrası Kıbrıs’a kaçtı” ifadelerini kullandı. Ekinci ayrıca “binada sağlam kolon bile kalmadığı için karot örneğinde üç kolondan üçer örnek alınması gerekirken ancak tek kolondan üç örnek alındığını, kumdan yapılan kolonların makineye gerek kalmadan el müdahalesi ile bile dağıldığına” dikkat çekti. Savcının Alpargün hakkında tutukluluk halinin devam etmesi yönündeki mütalaası sonrası savunma yapan müdafi avukatları, binanın kolon kesme nedeniyle yıkıldığını iddia ettiler. Buna itiraz eden kayıp yakınları ve müşteki avukatları, “Kolon kesilen bina tuzla buz olmaz, en azından üst katlar kısmen yıkılır. O zaman neden bu bina tamamen yıkıldı” sorusunu yöneltti.
“YASAK OLMADIĞI İÇİN HEM MÜTEAHHİTLİK, HEM FENNİ SORUMLULUK, HEM DE MÜHENDİSLİK YAPTIM"
Alpargün’ün avukatlarının “Hangi bina var ki yıkılsın da kum yığını olmasın”, “Bina malzemesi tartışılmayacak kadar sağlam” sözleriyle tahliye talebinde bulununca kayıp yakınları tepki gösterdi. Son olarak savunma yapan Hasan Alpargün, “Her şeyi kurallara uygun yaptım. O dönem yasak olmadığı için binanın hem müteahhiti hem de hem fenni sorumlusu hem de inşaat mühendisliğini yaptım. Masumum” dedi. Yaklaşık 7 saat süren dava sonrası mahkeme heyeti kararını açıkladı. Hasan Alpargün’ün tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, tüm delil ve görüntülerin yollanarak Konya Teknik Üniversitesi’nden yeni bir bilirkişi raporu alınmasına hükmederek bir sonraki duruşma tarihini 27 Haziran 2024 olarak belirledi. Karar sonrası Cumhuriyet’e konuşan kayıp yakını ve dava avukatı Beşir Ekinci, “Bugünkü kararla karşı tarafın ‘bina kolon kesildiği için yıkıldı’ tezi mahkeme tarafından çürütüldü” ifadelerini kullandı. Davaya sahip çıkan avukatlar ve kayıp yakınlarına teşekkür eden Ekinci, sözlerini “Gözlerimizde acı var, hüzün var, öfke var ama korku yok. Tüm sorumlular hak ettiği cezayı alana kadar mücadelemiz sürecek” diyerek tamamladı.
Duruşmayı izleyenler arasında bulunan avukat Oya Tekin de bir açıklama yaparak Türkiye'nin milyonlarca yıldır deprem gerçeğiyle yaşadığını hatırlattı ve bunu bir alın yazısı biçiminde düşünmek yerine gerekli önlemleri almanın önemine vurgu yaptı.
Bir sonraki duruşma 27 Haziran 2024'te yapılacak.