Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya Çelik ve avukatı Elçin Özge Şimşek Çağlayan’ın katıldı. Duruşmayı Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Kenan Şener, TGS avukatı Ülkü Şahin, ANKA Ajansı’nın kurulduğu 1970’li yıllarda Yazı İşleri Müdürlüğü yapan Ali Polat ile eski ANKA muhabirlerinden Rahmi Yıldırım izledi.

“Savcılığın mütalaası, maddi hatalar ve tutarsızlıklar içeriyor”

Anka'nın aktardığına göre Çelik, savcının esas hakkındaki görüşüne karşı yaptığı savunmada, “Öncelikle belirtmeliyim ki savcılığın, maddi hatalar ve tutarsızlıklar içeren esas hakkındaki mütalaasına katılmıyorum. Basın ve ifade özgürlüklerinin tamamına yaptığı atıfları, hemen arkasından kullandığı 'ama…, bununla birlikte…, olmakla birlikte…' cümlelerine dayanak yapmak için aldığı o kadar bariz ki. Basının özgür olduğuna ilişkin şablon kararları ve tanımları yapan Sayın Savcı, rüşvet alan kamu görevlinin haberleştirilmesi örneğini verdikten sonra 'Buradaki haber amacı kamunun aydınlatılması, yetkili mercilerin dikkatinin çekilmesidir' diyor. Benim yazdığım ve içeriğinde hangi değişikliklerin yapıldığını kelime kelime bilmediğimin altını çizdiğim haber de 'kamunun aydınlatılması ve yetkili mercilerin dikkatinin çekilmesi' amacını taşımaktadır” dedi.

“Haberde, Türkiye’de ilk kez yüksek yargı ile yerel mahkeme arasında çatışma yaşandığı anlatıldı”

“Söylemiştim, yine tekrar edeyim herhangi bir alanda ilk olarak yaşanan her şey haberdir. En genel tanımı budur. Ve Türkiye’de ilk kez bir yerel mahkeme, Anayasa Mahkemesi’nin oybirliğiyle aldığı kararla bozulmasını istediği bir karar için direnmektedir” diyen Çelik, savunmasına şöyle devam etti:

“Oysa normlar hiyerarşisine göre, Anayasanın da emri olduğuna göre hepimizin AYM kararına uyması gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi'nin aldığı kararlara tartışmasız herkesin, özel-resmi tüm kurum ve kuruluşların uyması gerekmektedir. Yoksa nerede kaldı o zaman bizim hukuk devleti olmamız. İşte bu yönüyle toplumun aydınlatılması gerekmektedir ve ANKA Haber Ajansı ve haber metninin değişmeden önceki ilk halini yazan gazeteci olarak ben de bunu yaptım: Türkiye’de ilk kez yüksek yargı ile yerel mahkeme arasında çatışma yaşandığını ortaya koyan bu gelişmeyi kamuya, halka anlattım. Aslında o günkü o kadar önemli ki aslında bugün yaşanan Anayasa-yargı kaosunun ilk işaret fişeği olduğu bugün çok daha iyi anlaşılmaktadır.

“Bu haberi Türk basınının neredeyse tamamı yaptı”

Yine sayın savcının önem verdiği ‘yetkili mercilerin dikkatinin çekilmesi’ bizim haber için de geçerlidir. Ben ve tüm gazeteciler Akın Bey’in başında bulunduğu ağır ceza mahkemesinin aldığı ve hukuk uygulamalarına, pratiğine, Anayasa emrine, içtihatlarla çelişen bu kararı haberleştirerek, bu süreçte en yetkili merci olan Anayasa Mahkemesi'nin doğrudan kendisinin tarafı olduğu bu hukuki gelişme hakkında bilgilendirmiş, yani yetkili mercilerin dikkatini çekmiş olduk. Ki Türk basınının neredeyse tamamının yaptığı bu haberlerin de etkisiyle 'dikkati çekilen yetkili merci' olan Anayasa Mahkemesi aynı konuda bir karar daha alarak bu kez gereğinin yapılması için ikinci kararını hem Adalet Bakanlığı'na hem de TBMM’ye gönderdi, mevzuat açısından ortaya çıkan bu garip durumun çözülebilmesi için yeni düzenleme yapılması maksadıyla.”

“Sizin de adınız Google’da var, AA haber yapmış”

Kamuya açık bir bilginin, duruşma tutanaklarının, Türkiye’yi yakından ilgilendiren davaların haberini yapmanın ve bu davalara bakan savcı ile  hakimlerin isimlerinin davaya ilişkin haber yapmanın hedef gösterme olamayacağını belirten Çelik, “Sayın Başkan, duruşma öncesinde savunmamı yazarken merak ettim sizin adınızı da Google’da arayınca mesela Yunak’tan, Midyat’a, sonra Gebze’ye oradan da 2017’de Ankara’ya geldiğiniz, Altındağ İlçe Seçim Kurulu Başkanı olduğunuz bilgisini internette gördüm. Üstelik fark ettim ki 3 Aralık 2022’de Anadolu Ajansı’ndan yargı muhabiri meslektaşım gayet doğal bir şekilde doğru bir haber yazmış ve malum yapının deşifre olan 521 ankesör hattı ile mahkemenizin suç duyurusunda bulunduğunu, mahkeme başkanı olarak sizin imzanızla gönderildiğini haberleştirmiş” dedi.

“AA muhabiri ve A Haber sitesi sorumlusuna dava açıldığını sanmıyorum”

Haberin A Haber web sitesinde durduğuna dikkat çeken Çelik, “Bu arkadaşımız da TMK 6/1 kapsamına giren bir suç işlememiş, haberin öznesi olarak adınızı vermiş ve içeriği doğru haberini yazmış geçmiş, A Haber dahil birçok haber sitesi de kullanmış. Yani sadece sizin adınız geçtiği için bu haberle suç işlenmiş değildir, bu bir haberdir. AA muhabiri ve A Haber sitesi sorumlusuna sırf bu nedenle dava açıldığını sanmıyorum” diye konuştu.


Çelik, dava konusu Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK)  6. Maddesinde son değişikliğin 29 Haziran 2006 tarihinde TBMM’de kabul edilen 5532 sayılı Kanun’la yapıldığını hatırlatan Çelik, “Bu değişiklik 18 Temmuz 2006’de Resmi Gazete yayınlandı ve yürürlüğe girdi. TBMM Genel Kurulu’nda Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve daha sonra Adalet Bakanı olan iktidar Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ’ın davamızı da ilgilendiren 'uygulayıcıların dikkat etmesini istediği' kısa konuşmasına dikkatinizi çekmek istiyorum. Çünkü iki Adalet Bakanı da haber aktarmanın TMK 6/1 kapsamına girmediğini belirtiyor üstelik uygulayıcıların bu maddeyi kullanırken dikkat etmesi gerektiğini, aksi takdirde toplumda yaşanabilecek sorunlara işaret ediyor” diye konuştu.
“TMK 6/1 yorumların genişletici olması lazım, yoksa yargı muhabirliği kalmayacak”

Tutanaktaki konuşmaların ilgili kısımlarını mahkemeye sunan Çelik, “TMK 6/1 ile ilgili yorumların özgürlükleri genişletici anlamda olması lazım yoksa çok yakın zamanda yargı muhabirliği diye bir alan kalmayacak, hiçbir muhabir gelip duruşmalarınızı izleyemeyecek çünkü tepemizde Demokles’in kılıcı sallanıyor” dedi.
“Hedef gösterme”den 6 ay hapis cezası

Çelik'in savunmasının ve avukatını beyanlarının ardından mahkeme karar için ara verdi. Aranın ardından oybirliğiyle alınan kararı açıklayan mahkeme Başkanı, Çelik’e TMK 6/1’de tanımlanan yasal alt sınır olan bir yıl hapis cezası verdi.

Cezaya 10 aya indiren mahkeme, daha sonra bu cezayı da 6 aya düşürerek, erteledi. Mahkeme, 14 aydır uygulanan yurt dışı yasağı tedbirini de kaldırdı.

Avukat Çağlayan ve Çelik, gerekçeli kararın açıklanmasının ardından mahkumiyet kararının bozulması için İstinaf’a başvuracaklarını söyledi.