Anayasa Mahkemesi, tutuklu Ali Sarıbey’e gerekçeleri ortaya konulmadan verilen disiplin cezasına dair “ifade özgürlüğünün ihlali” kararı verdi.
Anayasa Mahkemesi (AYM), Osmaniye 1 No’lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda “Gülen Cemaati Davası”nda tutuklu bulunan Ali Sarıbey’in, yazmış olduğu dilekçelerde yer alan ifadeler nedeniyle cezaevi tarafından kendisine verilen disiplin cezasına karşı yaptığı başvuruyu karara bağladı. Sarıbey’in 22 Nisan 2019 tarihinde yaptığı başvuruya dair AYM, ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetti.
CİNSEL TACİZ
Sarıbey, hakkında verilen bir hücre cezasının infazına başlamadan önce 30 Ekim 2018 tarihinde revire götürüldüğü sırada kurum görevlileri tarafından üst araması yapıldığı anda cinsel tacize maruz kaldığını belirterek, psikososyal servis ile görüşmek istediğine dair bir dilekçe yazdı. Bunun üzerine 12 Kasım 2018’de kendisini almaya gelen bir kurum görevlisine, ''Ben senle muhatap olmam, seni şikâyet etmek için kurum psikoloğu ile görüşecektim, buraya baş memur gelecek, senin de ismini biliyorum, adın Batuhan, benimle muhatap olma, ben odadan çıkmıyorum'' şeklinde tepki gösteren Sarıbey, sonrasında kendisini almaya gelen başka bir kurum görevlisiyle psikososyal servisle görüştü.
15 GÜN HÜCRE CEZASI
Sarıbey’in kendisini götürmek isteyen kurum görevlisine sarf ettiği cümleler ile psikososyal servisinde yaptığı bazı açıklamalar gerekçesiyle tutanak tutularak, disiplin soruşturması başlatıldı. Disiplin Kurulu, 22 Kasım 2018’de Sarıbey’e, “kurum görevlilerine hakaret veya tehditte bulunma” iddiasıyla 15 günlük hücre cezası verdi.
İKİNCİ BİR CEZA DAHA
Verilen disiplin cezasının ardından Sarıbey, psikososyal servisine hitaben bir dilekçe yazdı. Dilekçenin içeriği nedeniyle Sarıbey hakkında ayrı bir disiplin soruşturması başlatıldı. Disiplin Kurulu bu sefer de, “kurum görevlilerine karşı uygunsuz söz sarf etme veya davranışta bulunma” eylemini gerçekleştirdiği gerekçesiyle bir ay bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma cezası verdi.
SOMUT OLGULARDAN YOKSUN
Başvuruyu karara bağlayan AYM, ilgili idare ve derece mahkemelerinin kararlarında başvurucunun cezalandırılmasına neden olan son dilekçesinden önce yaşananlar ile birlikte dilekçe içeriğinin, olayların bütünü göz önüne alınarak değerlendirildiğini, hangi sözlerin hangi nedenlerle kurum görevlilerinin katlanma eşiğini aşacak nitelikte uygunsuz olarak kabul edildiğinin açıklanmadığını belirtti.
AYM kararında şu ifadelere yer verildi: “Başvurucunun söz konusu dilekçede kullandığı ifadelerin kurum düzeni ve güvenliği üzerindeki etkisine ilişkin de bir değerlendirme yapılmamıştır. Sonuç olarak somut olayda başvurucunun yazdığı dilekçeyle kurum görevlilerine uygunsuz söz sarf etme eylemini işlediği somut olgulara dayanılarak açıklanamamıştır. Bunun yanında başvurucunun 5275 sayılı Kanun'un 37. maddesinde öngörülen kurumda düzenli bir yaşamın sürdürülmesi, güvenliğin ve disiplinin sağlanması için zorunlu mevzuat ve emirleri ihlal ettiği de Disiplin Kurulu ve derece mahkemelerince ortaya konulamamıştır.”
MANEVİ TAZMİNAT ÖDENMESİ KARARI
Anayasa’nın 26’nde maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini belirten AYM, Sarıbey’e 18 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.