Haber: Fatoş Erdoğan
Lastik fabrikalarına tel üretilen Belçika sermayeli Bekaert’in Kocaeli’deki iki fabrikasında 13 Aralık’ta uygulanmak üzere alınan grev kararı 13 Aralık saat 03.00’te Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından milli güvenliği tehdit ettiği bahanesiyle erteleme adı altında yasaklandı. Bekaert fabrikasında çalışan Birleşik Metal-İş üyesi işçiler yasak kararını tanımayacaklarını söyleyerek grevi başlattı.
İşçiler fabrika önüne grev çadırı kurup fabrikanın kapısına da “Bu işyerinde grev var” pankartı aştı.
Grevin 4.gününde HDP Milletvekili Musa Piroğlu, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve DİSK’e bağlı sendikalar Bekaert işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu.
Yasak kararına karşın greve çıkan Bekaert işçilerinin fabrika önünde sürdürdükleri direnişe destek ziyaretinde bulunan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu şunları söyledi:
"Ferman padişahınsa fabrika bizimdir diyerek grev yasağına grevle karşı çıkan işçileri selamlıyorum. Bugün bir düğün alayındayız. Bugün içi sınıfının emeğiyle elleriyle her gin ama her gün yeniden üreten işçilerin mücadele alanındayız. Çocuklarının geleceğine emeğine ekmeğine sahip çıkmak için greve çıkan grev alaylarını kuran sınıf kardeşlerimizin yanındayız.
Türkiye tarihinin en büyük bölüşüm krizini yaşadığımız süreçteyiz. Böyle bir dönemde işçi sınıfının sermaye karşısındaki tüm silahlarının elinden alındığı süreçteyiz. Bugün ülkede her şey sendikal hakların kullanımı yönünde engel. Türkiye'nin dört bir yanında işçiler sendikalı oldukları için işten çıkarıldı. Türkiye'yi böyle örgütsüz bırakarak asgari ücretliler toplumu haline getiriyorlar. Grev hakkını kullanılamaz kılıyorlar. Grev hakkı fiilen ortadan kaldırılmış durumda.
Bir cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle tek imzayla milyonlarca işçinin be çocukların grev hakları elinden alınıyor. Bu ülkede grev hakkı engelleniyorsa bu ülkedeki herkesin emeği tehdit altındadır. Son 20 yılda milyona yakın işçinin grev hakkı ertelendi. Bir zamanlar grev gözcüsü yeleği giyenler bugün grev yasaklamaya yemin etmişler. Yerli ve yabancı sermaye temsilcilerine övüne övüne anlatıyorlar. Bugün Bekaert direnişi ve mücadele sadece bu fabrikada çalışanların değil. Emeğiyle geçinen işçi sınıfının mücadelesidir.
Grev yasaklarına teslim olmayan tezgah başından kalkan Bekaert işçilerini tüm emekçiler adına selamlıyor ve kutluyorum. Ülkeyi yönetenler bir kez daha sermayeden yana tercihini ortaya koydu. Tıpkı sendşkalaşmanın önğne çıkardıkları engel gibi, vergi gibi. Zenginin daha zengin yoksulu daha yoksul yapan düzenleri gibi tercihlerini ortaya koydular. Onların tercihleri bizi açlığa mahkum etmek. Onların milli güvenlik dediği sermayenin güvenliği. Bu ülkede yasalar grevi erteleme adı altında yasaklama yetkisini cumhurbaşkanına veriyor. Bu işçiler bu yetkiyi size grevleri yasaklayın diye, gğzel yüzlü çocuklarımızın geleceğini karartın, zengini zenginleştirin diye vermedi. Bugün buradan bir kez daha DİSK olarak her türlü haksızlığa ve adaletsizliğe karşı haklarımızı sonuna kadar savunacağımızı tüm gücümüzle işçinin yanında olduğumuzu söylemek için geldik. Haklarımız için emeğimiz için sonuna kadar direneceğimizi gösteriyoruz. Asla teslim olmadık. Olmayacağız. İşçinin ekmek talebini milli güvenlik meselesi görenlere teslim olmayacağız. En temel kazanılmış hak olan grevleri yasaklayan zihniyete de yasakçılara da teslim olmayacağız. Çocuklarımızın geleceğine sahip çıkacağız. Emeğin türkiyesi için mücadele edeceğimizi bir kere daha ilan ediyoruz. Neoliberal kapitalizm tümüyle iflas etmiştir. Artık yeni bir toplumsal düzenin mücadelesini veriyoruz. Türkiye'nin geleceği buradadır. Bekaert işçisinin kararlı tutumundadır. Umut direnç mücadele burada."
Bekaert işçilerine destek ziyaretinde bulunan HDP Milletvekili Musa Piroğlu Dokuz8haber'e konuştu
Cumhurbaşkanı kararıyla grevin yasaklandığına vurgu yapan Piroğlu, iktidarın işçi düşmanı olduğunun göstergesidir dedi.
Bugün Koç Üniversitesi Hastanesi işçilerini de ziyaret eden Piroğlu oradaki polis ablukasına dikkat çekerek iktidar 20 yıldır patronlardan yana tavır alıyor dedi.
İşçi sınıfının yapacağı tek şey bu iktidarı devirmek ve sermayeye karşı örgütlü mücadeleyi yükseltmek zorunda. Bu direniş yasakların sökmediğini gösteriyor coşkuyla grev devam ediyor.
