Haber: Sabri Kırdar

Basın açıklamasında konuşan BES Antalya Şube Başkanı Devrim Mol; Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi olmak üzere bütün kurum yetkililerine sesleniyoruz. Maliye Emekçileri artık sizden sorunlarına kalıcı çözümler beklemektedir.

Bunun için,  

-          Yoksulluk sınırındaki her türlü kazanç vergilerden arındırılmalı ve gelir vergisi ücret gelirlerinde %10’a sabitlenmelidir.

-          Hane halkının kullandığı temel tüketimi olan mal ve hizmetlerde dolaylı vergi oranı sıfıra indirilmelidir.

-          Kamu emekçilerinin almış oldukları bütün ek ödemeler temel ücrete yansıtılmalıdır.

-          3600 ek gösterge ayrımsız bütün kamu emekçilerine verilmelidir.

-          Kurumada ilk işe başlamalar dahil olmak üzere yapılacak bütün unvan değişikliği ve görevde yükselme sınavlarında mülakat haksızlığına son verilmelidir.

-          Daha fazla vakit kaybetmeden Hazine ve Maliye Bakanlığı çalışanlarının sorunları birlikte ele alınmalı, Gelir/Gider, Merkez/Taşra ayrımına son verilmeli, Hazine ve Maliye Bakanlığı emekçileri Mali Hizmetler Sınıfı altında ayrı bir iş kolu olarak yeniden yapılandırılmalıdır.

-          Başta servis yönetimleri olmak üzere, orta kademe yöneticiliğinde uygulanan ve artık açık bir kayırmaya dönüşen görevlendirmeler son bulmalı, kurumda kariyer/liyakat esasını temel alan bir yönetim ilişkisine kavuşturulmalıdır.

-          Kurumda yaşanan personel eksikliği hızla tamamlanmalıdır.

-          Bütün kamu emekçilerine hayat pahalılığı tazminatı verilmesi için yasal düzenleme bir an önce yapılmalıdır.

-          Emekçilere nitelikli ücretsiz öğlen yemeği, işe geliş gidişlerde servis hizmeti verilmeli, servis imkanının olmadığı yerlerde yol ücreti verilmelidir dedi. Devrim Mol’un okuduğu basın açıklamasının tamamı şu şekilde.

VERGİDE ADALET, SORUNLARIMIZA ÇÖZÜM İSTİYORUZ!

Değerli Basın Emekçileri, Sevgili Mücadele Arkadaşlarımız;

Her bütçe döneminde olduğu gibi, 2024 bütçesi tartışılırken de yıllardır yapıldığı gibi, bir avuç zengini değil bu ülkenin değerlerini ürettiği halde ekonomik krizin mağduru haline getirilen  kamu emekçilerini, emeklileri,  gençleri, yoksul kesimleri gören bir bütçe talebiyle eylem ve etkinlikler yaptık. Ancak iktidar taleplerimizi yine görmezden gelerek, toplumun refahını artıracak üretim ekonomisine kaynak ayırmadığı gibi, bizleri yok saymıştır.

Yürürlüğe konulan bütçedeki kocaman şirketlerden, holdinglerden alınan kurumlar vergisi toplam vergi gelirlerinin sadece %15’ni teşkil ederken, emekçilerin kazançları üzerinden alınacak vergi oranı ise %23 tür.

Diğer taraftan harcamalar üzerinden alınan; yoksulu zenginle eş tutan ve vergi adaletsizliğini katmerli hale getiren KDV, ÖTV gibi dolaylı vergiler en büyük dilimi oluşturmaktadır. Her tartışmada örnek gösterilen OECD ülkelerinin ortalaması %34-35 iken, bizim ülkede %70’den fazladır.

Her yıl olduğu gibi, Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde her yıl şubat ayının son haftasında “Vergi Geleceğimizdir, Vergi Önemlidir” vb. başlıklarla kutlanan vergi haftasında;

-          Adaletsiz vergi sistemi marifetiyle, emekçilerin, emeklilerin ve toplumun geniş yoksul kesimlerinin mağdur edilmesi, daha da yoksulluğa sürüklenmesi, toplanan vergilerin faize, ranta, kamu-özel işbirliği ile yapılan adrese teslim projelere, savaş politikalarına harcanması tartışılmamaktadır,

-          Artık rutin hale gelen vergi aflarının yarattığı haksızlıklar tartışılmamaktadır,

-          Ücretler üzerinden alınan gelir vergisinin düşürülmesi tartışılmamaktadır,

-          OECD ülke ortalamalarının çok üzerinde alınan dolaylı vergilerin yarattığı haksızlık tartışılmamaktadır.

Bütçenin asıl kaynağı olan vergi gelirlerinin har vurup harman savrularak kötü kullanılması başlı başına bir problem iken, vergiyi toplayan ve ödeyen vergi emekçilerinin sorunlarına çözüm üretilmesi bir yana, yaşanan sorunlar her geçen gün ağırlaşarak devam etmektedir. 2005 yılında çıkarılan 5345 sayılı Kanunla Maliye Bakanlığı parçalı hale getirilmiş, adeta bir sorunlar yumağının içine atılmıştır. Yapılan düzenlemeyle Bakanlık bünyesinde özerk kurum haline getirilen Gelir İdaresi Başkanlığında farklı unvanlarda personel istihdam edilmesiyle birlikte, kurum çalışanları benzer işleri yaptıkları halde farklı ücret aldığından çalışma barışı ortadan kalkmıştır.

Gelir İdaresi Başkanlığı’nın kuruluşunda, mevcut kurum çalışanlarının yeniden yapılanma dışında tutulması ve yeni ihdas edilen Gelir Uzmanlığı unvanına atanmak için sınav şartı getirilmesi ve sınavların uygulama biçimi kurum içi tartışmaları sürekli kıldığı gibi, kurumu dış kamuoyunda da tartışılır hale getirmiştir. Keza sorun daha bitmediği gibi, Kurum çalışanları içinde daha da derinleşerek devam etmektedir.

Ne yazık ki geçmişte genç nüfusun kamuda iş talepleri içinde ilk sırada yer alan Maliye Bakanlığı, uzun süredir genç çalışanlar için başka kurumlara geçmede bir atlama tahtası olarak görülmektedir. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın son dönemlerde açtığı Gelir Uzmanlığı sınavlarına yeterli başvuru olmadığı görülmektedir.

Görevde yükselme ve unvan sınavlarında uygulanan mülakat haksızlığının, hırsızlığının yarattığı sorunlar kurumda kariyer/liyakat ilişkisinde tamiri zor tahribatlar yaratmıştır. Diğer taraftan özellikle servis yönetimlerinin neredeyse tamamına yakınının görevlendirmelerle yürütülmesi başta olmak üzere, orta kademe yönetimlerde görevlendirmelerin yoğun bir şekilde yapılması, kurum çalışanları arasındaki iş barışını bozmakta ve çalışanların kuruma aidiyet bağını zayıflatmaktadır.

Diğer taraftan görevlendirmelerin bu kadar yoğun yapılması, yandaş sendika marifeti ve bir çok kurumda olduğu gibi, Antalya Vergi Dairesi Başkanlığında da birtakım amirlerin, suç olduğu halde, tarafsızlıktan uzak tutumları, ilgili sendikanın istek ve talimatlarına göre tutum almaları çalışanlar üzerinde yoğun bir mobbing uygulamasına ve huzursuz bir çalışma ortamına dönüşmüş durumdadır. Çalışanların istekleri dışında yerleri değiştirilmekte, yıllarca servis sorumluluğu yapmış arkadaşlarımız keyfi bir şekilde görevinden alınmakta, itibarsızlaştırılmaktadır. Yandaş sendika temsilcisi, idareden aldığı güçle, aleni bir şekilde çalışanları tehdit etmekte, insanları sendikalarına üye olmaya zorlamaktadır. Sendikamızca gerekli görüşmeler yapılmış olup, olayın takipçisi olduğumuzu, idarenin tarafsızlık yükümlülüklerine uymamaları durumunda hukuki girişimde bulunacağımızı da buradan kamuoyuyla paylaşıyor, idarecileri tüm sendikalarla eşit mesafede durmaya ve suç işlememeye davet ediyoruz.

Büro Emekçileri sendikası olarak Gelir İdaresi Başkanlığının kuruluşunda ifade ettiğimiz gibi yamama usullerle kalıcı çözümler üretilemez ve gelinen yer itibariyle de üretilememiştir. Bunun için diyoruz ki, Maliye Bakanlığı bir bütün olarak yeniden yapılandırılmalı;  Mali Hizmetler Sınıfı tanımlanmalıdır.

Büro Emekçileri Sendikası olarak bir kez daha ifade etmek istiyoruz.  Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından her yıl şubat ayının son haftasında resmi bir protokolün yerine getirilmesinin dışında bir içeriğe sahip olmayan;

-          Başta biz emekçiler olmak üzere toplumun geniş kesimleri üzerinde ağır bir yüke dönüşen vergi adaletsizliğinin tartışılmadığı, verginin kimlere ve nasıl harcandığına dair hesap verebilirlik prensibinin ortadan kalktığı,

-          Ülkede ortaya çıkarılan bütün ekonomik değerlerde alın teri ve emeği olan, ancak yaratılan ekonomik büyümeden hak ettiği payı almak bir yana, derin bir gelir adaletsizliği altında açlığa mahkûm edildiği halde, vergi adaletsizliğinin yarattığı haksızlığın tartışılmadığı vergi haftası etkinliklerine bugüne kadar taraf olmadık, bundan sonrada da olmayacağız.

Değerli Basın Emekçileri;

Hafta başından itibaren vergi emekçilerine kısa mesaj göndererek bu yıl 35. Vergi Haftasını kutlayan başta Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi olmak üzere bütün kurum yetkililerine sesleniyoruz. Maliye Emekçileri artık sizden sorunlarına kalıcı çözümler beklemektedir.

Bunun için,  

-          Yoksulluk sınırındaki her türlü kazanç vergilerden arındırılmalı ve gelir vergisi ücret gelirlerinde %10’a sabitlenmelidir.

-          Hane halkının kullandığı temel tüketimi olan mal ve hizmetlerde dolaylı vergi oranı sıfıra indirilmelidir.

-          Kamu emekçilerinin almış oldukları bütün ek ödemeler temel ücrete yansıtılmalıdır.

-          3600 ek gösterge ayrımsız bütün kamu emekçilerine verilmelidir.

-          Kurumada ilk işe başlamalar dahil olmak üzere yapılacak bütün unvan değişikliği ve görevde yükselme sınavlarında mülakat haksızlığına son verilmelidir.

-          Daha fazla vakit kaybetmeden Hazine ve Maliye Bakanlığı çalışanlarının sorunları birlikte ele alınmalı, Gelir/Gider, Merkez/Taşra ayrımına son verilmeli, Hazine ve Maliye Bakanlığı emekçileri Mali Hizmetler Sınıfı altında ayrı bir iş kolu olarak yeniden yapılandırılmalıdır.

-          Başta servis yönetimleri olmak üzere, orta kademe yöneticiliğinde uygulanan ve artık açık bir kayırmaya dönüşen görevlendirmeler son bulmalı, kurumda kariyer/liyakat esasını temel alan bir yönetim ilişkisine kavuşturulmalıdır.

-          Kurumda yaşanan personel eksikliği hızla tamamlanmalıdır.

-          Bütün kamu emekçilerine hayat pahalılığı tazminatı verilmesi için yasal düzenleme bir an önce yapılmalıdır.

-          Emekçilere nitelikli ücretsiz öğlen yemeği, işe geliş gidişlerde servis hizmeti verilmeli, servis imkanının olmadığı yerlerde yol ücreti verilmelidir.