Uzay bilimleri ve çağımız için önemli bir adım bugün atılıyor. NASA, Mars'ta geçmişte hayat olup olmadığını araştırmak için bugün Atlas V roketi ile Perseverance (Sebat) adlı robotu gönderecek.

Projenin bilim danışmanlarından yardımcı Dr. Ken Williford BBC'ye konuştu. Bir zamanlar Mars'ta yaşam olma ihtimaline ilişkin konuşan Williford, "1970'lerde Viking misyonları, Mars'dan alınan toprak örneklerinde mikrop benzeri canlıların izleri aranmış ama net sonuçlar elde edilememişti" dedi.

2000'LERİN BAŞINDA JEOLOJİK KANITLAR BULUNDU

2000'lerin başlarında NASA'nın Mars Keşif Araçları'na suyun izini sürme görevi verildi. Opportunity (Fırsat) ve Spirit (Şevk) adlı araçlar gezegen yüzeyinde geçmişte su bulunduğuna ilişkin çok miktarda jeolojik kanıt buldular.

KARBON İÇEREN ORGANİK MOLEKÜLLER DE BULUNDU

2012 yılında gezegen yüzeyine inen Curiosity (Merak), indiği Gale Krateri'ni bir zamanlar dolduran gölün canlı organizmaların gelişmesine uygun olabileceğini ortaya çıkardı. Curiosity ayrıca canlı organizmaların yapı taşları olan karbon içeren organik moleküller de buldu.

YAŞAM İZLERİ ARANACAK

ÖRNEKLER DÜNYAYA GETİRİLECEK

Gezici robot, Mars kayalarını delerek içinden tebeşir büyüklüğünde örnekler alacak. Bunlar yalıtılarak paketlenmiş olarak, gezegen yüzeyine bırakılan kutularda toplanacak. Daha ileri bir tarihte gönderilecek olan bir başka robot da bu kutulardaki örnekleri toplayarak, analizinin yapılması için Dünya'ya getirecek. Bütün bu çalışmalar NASA ile Avrupa Uzay Kurumu ESA'nın Mars Örnek Toplama misyonu adıyla yaptığı işbirliği çerçevesinde gerçekleştiriliyor. Fakat Perseverance, Mars'da bunun dışında bir çok bilimsel çalışma daha yapacak. Jezero Krateri Mars üzerindeki en belirgin ve en iyi muhafaza olmuş delta örneği. Yani akar suların göle döküldüğü yerlere bıraktığı kaya, kum ve muhtemel organik karbon örneklerinin oluşturduğu kat kat jeolojik yapı net bir şekilde görülebiliyor.

KAYALARDAN KOPARILMIŞ ALÜVYONLAR VAR

Williford "Batıdan doğru gelen bir nehir kraterin kenarına kadar yanaşıyor, sonra krater gölünün hemen içinde nehir ağzında harika bir delta oluşturuyor. Perseverance'ı bu deltanın hemen önüne indirip orada inceleme yapmayı planlıyoruz" diyor. İncelenecek deltada nehrin kuzey batıdaki kayalardan kopardığı alüvyonlar var. Dr Williford, "Bu kumlu tortunun birbirine kaynaşma biçimi çok ilginç. Deltanın oluşması sırasında suyun, getirdiği alüvyonla etkileşiminin tarihini de kayda geçirmiş oluyor. Bu kum taneleri arasında yaşamış olabilecek her türlü canlının potansiyel yaşam alanlarını oluşturuyor. Nehrin üst kısımlarında var olmuş olabilecek her türlü organik maddenin buraya da taşınmış olması lazım" diyor. https://twitter.com/NASA/status/1288791726165983233?s=20 Jerezo Krateri uzun bir süredir bilim insanlarının dikkatini çeken bir bölgede, uzaydan ölçüldüğü kadarıyla Mars'ta en fazla olivin (magnezyum ve demir silikatı) ve karbonat sinyalleri alınan, dev göktaşı çöküntüsü Isidis'in batı ucunda yer alıyor. Dr Williford karbonatlı minerallerin yaşam izi bakımından önemine dikkat çekerek, bu minerallerin zenginliğinin, incelemenin bu bölgede yapılmasının önemli sebeplerinden biri olduğuna dikkat çekiyor. Kraterin batı ucundaki deltadaki karbonatlı tortular, yine NASA misyonunun bilim danışmanlarından Western Washington Universitesi'nden Dr Melissa Rice ve çalışma arkadaşları tarafından tespit edildi. Rice, bu "marjinal karbonatların" sabunlu su boşaltıldığında banyo küvetine yapışmış olarak kalan sabun köpüğü kalıntılarına benzediğini anlatıyor. https://twitter.com/NASA/status/1288806326815133696?s=20 Karbonatlar susuz ortamda, canlı yaşam izlerini kristalleri içinde muhafaza edebilme özelliğine sahip. Bu şekilde milyarlarca yıl sonraya kalabilen biri de stromatolitler. Bunlar, milimetrelerle ölçülen bakteri ve diğer tortuların oluşturduğu çok sayıda katman, zamanla daha büyük ve kubbemsi yapılara dönüştüğünde oluşabiliyor. Dünyada da bunun örneklerine suyun ve güneşin bol bulunduğu sahillerde rastlanabiliyor. Dr Briony Horgan ve ekibi, Türkiye'deki Salda Gölü'nde araştırmalar yapıyor. Bu gölde karbonat tortularının yarattığı sahil ve teraslar bulunuyor. Buradaki kayalar Jezero Krateri'ndekilere benzerlik gösteriyor. Milyarlarca yıl önce Mars üzerindeki Jezero Krateri de işte tam olarak bu şekilde stromatolitlerin oluşabileceği -ve bugüne izlerinin kalabileceği- bir ortamdı. Perseverance bu karbonatı bol kalıntıları inceleyecek ve buralarda geçmişte stromatolitler oluşup oluşmadığını belirleyecek.

İLGİNÇ TAŞ VE KAYALARIN YAKIN PLAN RESİMLERİ ALINACAK

Sherloc adı verilen bir cihaz yardımıyla ilginç taş ve kayaların yakın plan resimleri alınabilecek ve organik maddeler de dahil mevcut minerallerin detaylı bir haritası çıkarılabilecek. Pixl adı verilen bir başka cihat ise bilim insanlarına aynı bölgenin ayrıntılı bir elementsel ya da kimyasal kompozisyonunu verecek. Bu veri setini toplayan bilim insanları, biyolojik olarak önemli elementler, mineraller ve organik maddeler de dahil moleküllerin yoğunlaştığı kısımlara odaklanacak. Dr Ken Williford bu yoğunluk özellikle de belli bir şekil içinde yoğunlaşıyorsa bunun bir canlı formuna işaret edebileceğine dikkat çekiyor. https://twitter.com/NASA/status/1288804582143987712?s=20 Burada bir çok farklı yolla kanıt toplamak çok büyük önem taşıyor. Yalnızca görüntülü kanıtlar bilim insanlarını Mars'da hayat olduğuna ikna etmeye yeterli değil. Çok büyük bir sürpiz olmazsa, bu son misyonda, kayalardan alınan örnekler Dünya'ya gelip analiz edilene kadar elde edilen bulguların ancak muhtemel canlı organizma izleri olarak tanımlanması bekleniyor. Dr Williford, "Şekiller, belki bir katmandan bir katmana farklılaşan kimyasal yoğunlaşmalar, veya belli katmanlarda organik maddelerin çokluğu gibi canlı organizma izleri… Umduğumuz en büyük keşifler bunlar" diyor. Fakat Mars sırlarını çok da kolay vermiyor. "2019 yılında Mars misyonundan bilim insanları 3,48 milyar yıl önce oluşmuş stromatolit fosil örneklerini incelemek üzere Avustralya'nın Pilbara bölgesine gittiler. Dr Williford Mars'ta stromatolit örneklerini bulmanın Pilbara'dan çok daha güç olacağını çünkü Pilbara'daki oluşumlarla ilgili bilgilerin jeologların yıllarca sürdürdüğü çalışmalara dayandığını söylüyor. Oysa Mars'ta çalışma daha yeni başlıyor.