İnsan kaçakçılığı, insan hakları, mülteciler ve işkence konularında BM özel raportörü olarak görev yapan Siobhan Mullaly, Gehad Madi ve Allice Jill Edwards, yaptıkları ortak yazılı açıklamada, İngiltere'nin Ruanda Planı'na hava yolu şirketi ve havacılık otoritelerinin dahil olması ihtimalinden duydukları endişeyi dile getirdi.

Raportörler, "İngiltere-Ruanda anlaşması ve 'Ruanda'nın Güvenliği Yasa Tasarısı' onaylansa dahi, hava yolu şirketleri ve havacılık otoriteleri, uluslararası alanda korunan insan haklarını ve mahkeme kararlarını ihlale ortak olabilir." uyarısında bulundu.

Düzensiz göçmenlerin Ruanda ya da başka bir ülkeye sınır dışı edilmesiyle o ülkelerde kötü muamele, işkence ve hak ihlallerine uğrama riskinin artacağına dikkati çeken raportörler, Ruanda Planı'nın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni ihlal ettiği yönünde İngiltere'de Yüksek Mahkemenin aldığı kararı hatırlattı.

Raportörler, "Eğer hava yolu şirketleri ve havacılık otoriteleri, devletin insan haklarını ihlal eden kararlarını uyguluyorsa onlar da uygulamalarından dolayı sorumlu tutulmalıdır." ifadesini kullandı.

Özel şirket ve havacılık otoritelerinin insan haklarına saygı duyması, insan hakları ihlallerine katkıda bulunmaması ve katkıda bulunma riskine karşı önlem alması gerektiğine işaret eden raportörler, ilgili uluslararası sivil havacılık kurumları ve İngiltere hükümetiyle temas halinde olduklarını dile getirdi.

BM özel raportörleri

BM özel raportörleri, "İnsan Hakları Konseyinin özel mekanizmaları" diye tanınan sürecin parçası olarak biliniyor.

BM İnsan Hakları sistemindeki bağımsız özel mekanizmalar, Konseyin belirli bir ülkenin durumunu veya dünyanın herhangi bir yerindeki tematik sorunları ele alan bağımsız bilgi toplama ve izleme mekanizmaları olarak öne çıkıyor.

Kurumun bünyesinde bulunmayan özel mekanizmaların uzmanları, gönüllülük esasına göre ve bağımsız şekilde çalışmalarını yürütüyor.

Tartışmalı "Ruanda Planı" nedir?

İngiliz hükümeti, Nisan 2022'de hazırlanan "Ruanda Planı" kapsamında, düzensiz göçmenleri ve ülkeye yasa dışı yollarla girip sığınma talebinde bulunanları, Ruanda'ya gönderme hedefini açıklamıştı.

Ülkede muhalefet, insan hakları örgütleri ile Birleşmiş Milletler (BM) başta olmak üzere birçok uluslararası kuruluşun tepki gösterdiği karar, Yargıtay ve Yüksek Mahkemece yasaya uygun bulunmuştu. Kararın ardından Haziran 2022'de Ruanda'ya 7 kişiyi taşıyan ilk uçuş ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararıyla durdurulmuştu. Bunun üzerine, İçişleri Bakanlığı, Yüksek Mahkeme'de yeni bir dava açmış, mahkeme de 19 Aralık 2022'de Ruanda uçuşunun yasal olduğuna karar vermişti.

Mahkeme, temyiz yolunu da açık tutmuş, insan hakları savunucularının bu mahkemede açtığı dava sonucu 29 Haziran'da Ruanda planının yasalara uygun olmadığına karar verilmişti. Hükümet ise Temyiz Mahkemesinin kararını Yüksek Mahkeme'ye taşımış, Yüksek Mahkeme de 15 Kasım'daki kararında Ruanda'ya gönderilecek kişileri bu ülkede kötü muameleye maruz kalma ve kendi ülkelerine gönderilme gibi riskler bulunduğunu belirterek planın yasaya uygun olmadığını açıklamıştı.

Bunun üzerine Ruanda'yla 5 Aralık 2023'te yeni bir anlaşma imzalanmıştı.

Bu anlaşmaya göre, İngiltere'nin Ruanda'ya gönderdiği düzensiz göçmenler, İngiltere dışında başka bir üçüncü ülkeye sınır dışı edilemeyecek. Ruanda'daki diğer sığınmacılarla aynı haklara sahip olacak söz konusu kişilerin yasal talepleri için destek verilecek. Ruanda'nın sorumlulukları bağımsız gözlemciler tarafından kontrol edilecek. Yasa tasarısıyla Ruanda, düzensiz göçmenlerin sınır dışı edilebileceği güvenli ülke kabul edilecek. Ruanda'nın güvenli olduğunu gösterir yasal adımlar ve uygulamalar da hayata geçirilecek.