Ortadoğu’da artan çatışmalar ve bölgedeki Kürt ve Alevilerin yaşadığı sorunlara dikkat çekmek için Demokrasi İçin Birlik Platformu (DİB) tarafından düzenlenen "Bölgede Barış ve Adalet Konferansı” İstanbul'da yapıldı. Konferansın açılış konuşmasını yapan Demokrasi İçin Birlik Platformu’ndan Levent Tüzel, “Aleviler, gelen haberlere göre ciddi bir kaygı yaşıyorlar, ciddi bir tehdit altındalar. Bunları önleyebilecek güçler henüz devreye girmiş durumda değil." sözleriyle Suriye’deki Alevi’lerin durumuna dikkat çekti. 

DİB tarafından Beşiktaş Süleyman Seba Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen konferansta, Suriye’deki iç savaş sonrası durum, Alevilerin karşı karşıya olduğu tehditler, Kürtlerin güvenlik sorunu ve Filistinlilere yönelik soykırım konuları ele alındı.

Konferansın açılış konuşmasını Demokrasi İçin Birlik Platformu’ndan Levent Tüzel gerçekleştirdi.

“İktidar, tek adam yönetiminden faşist bir yönetime doğru hızlı adımlarla gidiyor”

Her geçen gün yeni skandal sayılabilecek haberlerle karşılaştıklarını söyleyen Tüzel, “İktidar eleştirildiği için hakaret ve benzeri gerekçelerle insanlar gözaltına alınıyor. Gözaltına alınmakta kalınmıyor tutuklanmayacak suçlamalardan, ithamlardan, sırf ibretlik ve sindirmek adına siyasetçiler, gazeteciler, hukukçular tutuklanıyor. İstanbul Barosu gibi bir anayasal kuruma, görevden alma davası açılabiliyor, siyasi parti başkanları, cezaevinde olanlar dışında yenileri tutuklanıyor. Seçimlerde ittifak yapmış güçler, kent uzlaşısı adı altında başarı elde etmiş güçler, bu suçmuşçasına bir algı oluşturularak topyekun operasyonlarla tutuklanıyor, halkın seçtiği, seçilmiş belediye başkanları uyduruk siyasallaşmış yargılamalarla cezalara çarptırılıp görevden alınıyor. Bu örnekler çok sık yaşanmaya başlandı ve iktidar faşist uygulamaları, faşizan bir rejimi, tek adam yönetiminden faşist bir yönetime doğru hızlı adımlarla gidiyor” dedi.

Filistin’de 7 Ekim’den bu yana İsrail’in saldırılarıyla başlayan sürecin Suriye’de Esad rejiminin yıkılmasıyla yeni bir aşamaya evirildiğini belirten Tüzel, şöyle konuştu:

“İsrail'in güvenliğini her şeyin önünde tutan Amerikan emperyalizmi, bölgede sınırları ve yönetimleri yeni rejimleri dizayn ediyor. Hemen yanı başımızda cihatist bir süreçten gelen HTŞ yönetimi devlet başkanlığının ilan etti. Suriye Arap Cumhuriyeti olarak adını da koyarak Kürtleri, Ezidileri, Hristiyanları, Alevileri, Dürzileri, bütün halkları yok sayarcasına böyle bir rejim inşasına koyuldu. Şimdi Suriye topraklarını ve Gazze'yi satın almaktan söz eden bir Trump yönetimi bölgede yeni iş birlikçiler oluşturarak, yeni karakollar oluşturarak yeniden oluşturmaya çalışıyor. “

“Suriye’deki Aleviler ciddi bir kaygı yaşıyor”

Suriye’deki Alevi’lerin durumuna dikkat çeken Tüzel, “Aleviler, gelen haberlere göre ciddi bir kaygı yaşıyorlar, ciddi bir tehdit altındalar. Bunları önleyebilecek güçler henüz devreye girmiş durumda değil. Dolayısıyla Suriye halkını kendi kaderini belirleme konusunda yabancı güçlerin devreden çıkması, kendi anayasal düzenlerini oluşturmaları ve demokratik geleceklerini belirlemeleri bütün bir Orta Doğu halklarının, başta Türkiye halkları olmak üzere hepimizin önünde bir dayanışma, bir mücadele süreci olarak duruyor” dedi.

Çözüm süreci

Tüzel, yeni çözüm süreci hakkında da şunları kaydetti:

"Erdoğan yönetiminin bu meseleyi ele alışı ve yapmak istedikleriyle başta Kürtler olmak üzere ülkemizdeki demokrasi güçlerinin beklentilerinin çelişkisi olduğu gibi duruyor. İktidar, terörsüz Türkiye diyor, ama başta Kürtler olmak üzere halklarımız, demokrasi, eşit haklar, ortak yaşam, demokratik bir anayasa, barışçıl bir çözüm, buna benzer barışın toplumsallaştırılmasında ısrar ediyor.  Bir barış ve çözüm olacaksa Kürt halkının yıllardır özlemini taşıdığı bir toplumsal yaşam olacaksa bunun bir mücadeleden geçtiği açıktır.”

“Saldırıların toplu katliamlara dönüşme ihtimalinden kaygı duyuyoruz”

Açılış konuşmasının ardından “İktidar Değişimi Sonrası Suriye’de Aleviler” başlıklı oturum yapıldı.

Oturumun moderatörü Aydın Deniz, “Suriye’deki gelişmelerde burada yükselen bir çığlık var aslında. O çığlık henüz toplu katliamlara dönüşmese bile baskının, şiddetin, cinayetlerin arttığı bir dönemi ve soykırıma dönebilecek gelişmelerin yaşandığı bir süreci tüm dünyadaki Aleviler bir kaygı içerisinde izliyor. Korucu unsur dışında bıraktığı tüm ötekiler içerisinde Dürziler, Hıristiyanlar ve Aleviler de yer alıyor. Bunun sonucunda ileride gerçekten de ötekileştirmenin daha da ötesinde bu saldırıların bir toplu katliamlara dönüştürme ihtimalinden de ciddi kaygı duyuyoruz.” diye konuştu.

Konferans  “Suriye ve Ortadoğu’da Barış ve Adalet Nasıl Sağlanabilir”,  “Orta Doğu’da Yaşanan Sorunların Türkiye İç ve Dış Politikasına Yüklediği Sorumluluklar” başlıklı oturumlar ile son buldu.