DERLEME: Dokuz8Haber

Brezilya’da düzenlenen ikinci tur devlet başkanlığı seçimleri için sabah başlayan oy verme işlemi yerel saatle 17.00’de sona erdi.

Ülkede 2 Ekim’de düzenlenen seçimlerde hiçbir adayın %50 oy alamaması nedeniyle 2. tura kalan devlet başkanlığı seçimlerinde, ilk turda en yüksek oyu alan solcu eski Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva ile aşırı sağcı Devlet Başkanı Jair Bolsanoro ile yarıştı.

Devlet başkanlığı seçiminin ikinci turunu solcu eski Devlet Başkanı Lula da Silva %50,83 oyla kazandı ve Brezilya’nın yeni devlet başkanı oldu.

Seçimlerden önce yapılan anketlerde, Lula da Silva’nın yaklaşık %48, Bolsonaro’nun ise %45 oy alacağı tahmininde bulunulmuştu.

2 Ekim’de düzenlenen devlet başkanlığı seçimlerinde Lula da Silva %48,43 oy alırken, Bolsonaro da seçim anketlerinin çoğunun tahmininin üzerinde %43,20 oy almıştı.

Seçimlerin ilk turundan kısa bir süre sonra, %4,16 oy alan Brezilya Demokratik Hareketinin adayı Simone Tebet ile %3,4 oy alarak dördüncü olan Ciro Gomes’in adayı olduğu Demokratik İşçi Partisi, ikinci turda Lula da Silva’ya desteğini duyurmuştu.

Nüfusu 212 milyonu aşan Latin Amerika’nın en büyük ülkesi Brezilya’da yaklaşık 156 milyon seçmen bulunuyor.

Seçim sonuçlarının açıklanmaya başlamasıyla Lula destekçileri sokaklara akın etti. Zaferin kesinleşmesiyle sokaklara coşku hakim oldu.

Lula seçim zaferinin ardından yaptığı ilk konuşmada, “Brezilya halkı yeniden umuda sahip olmak istiyor. Halk silah değil kitap istiyor. İyi yaşamak, iyi yemek, iş sahibi olmak ve eğitime erişmek istiyor” dedi.

Lula böylece görevdeki devlet başkanı Bolsonaro’nun bireysel silahlanma yanlısı politikalarına çizgi çekmiş oldu.

Irkçılığı yenmek istediğini söyleyen Lula, beyaz, siyah ya da yerli halkların eşit hak ve imkanlara sahip olmasını hedeflediğini kaydetti.

Lula, “İki Brezilya” olmadığını söyleyerek, “Biz tek bir halkız” dedi.

Lula, Amazon ormanlarında Bolsonaro döneminde artan ormansızlaşma ve tahribata da son verileceğini dile getirdi.

BOLSANORU'NUN DÖRT YILI: NEFRET VE FAŞİZM

1988’te Rio de Janerio şehir meclisinde siyasete başlayan Bolsonaro, 1990’da ulusal Temsilciler Meclisi’ne Hristiyan Demokrat Parti temsilcisi olarak girdi. Başkan seçildiği Partido Social Liberal’e (Sosyal Liberal Parti/PSL) 2018’te geçti. 1994’te kurulan PSL Bolsonaro’nun başkanlığında hızla söylem değiştirirken, 2018 seçimlerinde Meclis’te yüzde 11’lik destek alabilmiştir. Parti daha önceki seçimlerin hiçbirinde yüzde 1’i geçememişti.

2006’da ilk kez başkan adayı çıkaran parti o seçimde de yüzde 1’in altında kalmıştı. 2018’te eski partilerin hepsi oy ve vekil kaybı yaşamıştır. İkinci olan PT, yüzde 10 ve üçüncü olan PSDB yüzde 6 oy alabilmiştir. Bolsonaro hükümetini 16’sı bakan toplam 22 kişiden oluştururken bunların önemli kısmını parlamento dışından atamıştır. Başkan yardımcılığına da yüzde 1’in altında oy alan muhafazakâr partilerden Hristiyan sağ çizgideki Partido Renovador Trabalhista Brasileiro’dan (PRTB) atama yapmıştır.

SİYAHLARA, FEMİNİSTLERE, YERLİ HALKA YÖNELİK NEFRET DİLİ

7 Ekim 2018’te yapılan başkanlık seçiminde Bolsonaro, ilk turda yüzde 46 oy alarak ikinci turda PT adayı Haddad ile yarışmış ve 28 Ekim’de yüzde 55 ile Brezilya’nın 38. başkanı seçilmiştir. Seçim sürecinde başta oğlu ve ünlü gazetecilerin oluşturduğu ekiple birlikte sosyal medyayı etkili şekilde kullanan, saldırgan bir dille siyahlara, yerli halka, feministlere karşı nefret söyleminden kaçınmayan Bolsonaro kampanyası sırasında bıçaklı saldırıya uğramıştır. Lula’nın seçim aracına da silahlı saldırı yapılmıştır. Chagas-Bastos’a göre (2019: 95) güvenlik sorunu üst düzey bir toplumda kampanya sürecini sürekli korku ve olası tehditler üzerine kuran Bolsonaro toplumdaki yerleşik otoriter hisleri uyandırmaya çalışmıştır. Ekonomiden anlamadığını açıkça belirten yeni başkan bu nedenle hükümetini çoğunlukla teknokratlara teslim etmiştir.

"BREZİLYA'NIN KURTARICISI" LULA KİMDİR, NELER YAŞADI, KÜLLERİNDEN NASIL DOĞDU?

Tam adı Luiz Inácio da Silva olan Lula, 1945 yılında Brezilya’nın Garanhus isimli küçük şehrinde dünyaya geldi. Kendisi tüm ülke çapında “Lula” olarak nam saldığı için bu ismi sonradan resmi olarak kimliğine yazdırdı.
Ailesine yardımcı olmak için küçük yaşta ayakkabı boyacılığı, seyyar satıcılık yapan ve fabrikalarda çalışan Lula, 1964 Brezilya Darbesi’nin ardından metal atölyesinde iş buldu.
1972 yılında fabrikadaki işinden ayrılan Lula bunun ardından tüm zamanını sendikada geçirmeye başladı ve üç sene sonra sendika başkanı seçildi. Bu sayede ilk kez ülke çapında adını duyurmaya başlayan Lula, askeri hükümetin politikalarına karşı gelerek maaş zammı için hareketler planladı.
Maaş zammı protestoları için iki yıl boyunca sürekli grevlere katılan Lula bu dönem ayrıca tutuklanarak cezaya çarptırıldı. Hapis cezasından bir süre sonra men edilince bir grup arkadaşıyla beraber İşçi Partisi’ni (Partido dos Trabalhadores) kurdu.
Karizması ve fikirleriyle kısa sürede popülaritesini artıran Lula, birçok kez devlet başkanlığı seçimlerine katıldı ancak ikinci sırada bitirdi. 2002 yılı seçimlerinde ise reklam politikasını değiştirdi, ülkedeki önemli iş insanları ve ekonomik hedefler için IMF ile görüştü.
Ancak bu süreçte kendi politik görüşlerinden fedakarlık etmedi, en sonunda dönemin hükümeti tarafından desteklenen aday Jose Serra’ya karşı yüzde 61 buçuk oy kazarak Brezilya Devlet Başkanı oldu!
2003 yılının Ocak ayında başkanlık koltuğuna geçen Lula hükümetteki yolsuzluğu sona erdirmek ve ekonomiyi geliştirmek için birçok sosyal reform yaptı.

"YOLSUZLUK" KOMPLOSU

Hükümetteki yolsuzluklara karşı olduğunu her daim dile getiren Lula’nın popülaritesi ayrıca 2005 yılında kendi partisindeki bir rüşvet skandalı ile darbe aldı. 2006 yılındaki seçimlerde ikinci tura kalan Lula, Sosyal Demokrat Partisi’nin adayı Geraldo Alckmin’e karşı kazanmayı başardı.
İkinci kez seçilmesinin ardından Lula, hem ülke ekonomisinde büyük ilerleme kaydetti hem de Olimpiyat Oyunları için Rio de Janeiro’nun seçilmesiyle önemli bir adım atmış oldu.
Ancak 2014 yılında Brezilya’nın en büyük yolsuzluk olaylarından biri olan Petrobras skandalı ortaya çıktı. Ülkenin en büyük petrol şirketi olan Petrobras’ın yetkilerinin milyonlarca dolar rüşvet aldığı söylentileri, yüksek makamdaki iş insanları ve politikacıların da bulunduğu bir soruşturmanın açılmasına neden oldu.
2016 yılında polisler Lula’nın evine baskın yaparak kendisini 3 saat boyunca sorgulamaya aldılar, bir hafta sonra ise resmi olarak kara para aklama suçuyla ve deniz kenarındaki lüks apartmanının kendisine özel iş bağlantıları nedeniyle geldiği iddisıyla yargılandı.
Lula da Silva, rüşvet ve Petrobras'ta OAS şirketini kolladığı iddialarını reddetmiş, avukatları da şikayetleri destekleyecek hiçbir kanıtın olmadığını savunmuştu. Lula'yı destekleyenler, yolsuzluk davalarının siyasi olduğunu, asıl amacın eski devlet başkanının iktidara gelmesini engellemek olduğunu savunmuştu.

SORUŞTURMAYI YÜRÜTEN SAVCI, BOLSONARO HÜKÜMETİNDE BAKAN OLDU

2021 yılında Brezilya Yüksek Mahkemesi (STF), eski Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva hakkında, yolsuzluk davalarından verilen hükümleri iptal etme kararına onay verdi. Bu karar, Lula da Silva'nın beraat ettiği veya hakkındaki davaların düştüğü anlamına gelmese de onun 2022'de düzenlenecek devlet başkanlığı seçimlerinde aday olmasına olanak sağladı.

Brezilya'da en büyük yolsuzluk soruşturmalarından sayılan bu soruşturmayı yürüten dönemin Federal Yargıcı Sergio Moro, 2018 seçimlerini kazanan Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro hükümetinde, 1 Ocak 2019'dan 24 Nisan 2020 tarihine kadar Adalet Bakanlığı görevini yürütmüştü.

Moro, Bolsonaro'nun, Federal Emniyet Genel Müdürünü görevden alması üzerine teşkilata müdahale edildiğini savunmuş ve istifa ederek, Bolsonaro hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.