AKP kurucularından ve TBMM eski Başkanı Bülent Arınç, T24'ten Gazeteci Cansu Çamlıbel'e verdiği röportajda, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Öcalan Meclis'te konuşsun" çağrısını değerlenderdi.
PKK lideri Abdullah Öcalan'ın genel afla İmralı'dan çıkabileceğini savunan Arınç'ın, Öcalan ve genel af hakkında açıklamaları şöyle:
Bu insan neden Meclis’e gelecek? Dışarıya çıkma imkânı varsa gitsin bir lüks otelde veya bir küçük toplantı yerinde yapsın bunu. İçişleri Bakanlığı ona bir yer de tahsis edebilir. Orada ne söyleyecekse söylesin. Yani Meclis’e gelmesini ben katiyen mümkün görmüyorum. Bir genel af çıkacaksa bunu düşünebiliriz. Ve bu yerinde de olabilir. Ama devlet hayatımdan biliyorum, askerlikte erken terhis bu tarafta da genel af konuşulmamalı. Yapılacaksa yapılmalı ve iş bitmeli.”
Arınç şöyle devam etti:
“Sınırları çizilirse, o sınırların içerisinde müebbet hapse mahkûm olanların da cezası 20 yıla indirilebilir. Veyahut da işte 25 yıldan sonra bir ‘umut hakkı’ tanınacaksa…’Umut hakkı’ konuşulacaksa ben başta şunu umut ederim; demek ki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları bundan sonra uygulanacak. Bu umut hakkını tanıyan AİHM kararı yıllarca evvel çıktı. Ve benim çok da beğendiğim bir karardır. “Bir insan ilelebet içeride kalacağını düşünmemeli. İyi hal de varsa, şu yıldan sonra artık çıkabileceğini ümit etmeli” diyor. İnsan haklarına uygun bir şey bu. Ama biz bunu kabul etmemiştik.”
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer tutuklanmsı ve belediyeye kayyım atanmasına ilişkin konuşan AKP’li Arınç şunları söyledi:
Haklısınız ama alacağınız yok. Şimdi şuradan başlayayım; Ahmet Özer’in dosyasında neler var? Birileriyle konuşmuş olmak eğer içerik varsa o içeriğe göre değerlendirilebilir. Remzi Kartal'la görüşmek başkalarıyla da görüşmek anlamına gelebilir. Remzi Kartal'ın 10 akrabası AK Parti'de ise 20 akrabası CHP'de, 30 akrabası da DEM'dedir. Kinyas Kartal'dan başlayarak Kartal ailesinin siyasette ne kadar güçlü olduğunu ben bilirim. Kürt meselesi veya terör meselesi benim işimdi. Çok detaya girebiliriz ama gerekmez. Ama bakın size şöyle bir örnek vereceğim; ben daha çözüm süreci başlamadan bir Almanya ziyaretimde Şivan Perwer ile özel bir görüşme yaptım. ‘Türkiye'de güzel bir süreç başladı, gel’ dedim.”
Şivan Perwer Kasım 2013’te Türkiye’ye gelmişti zaten, hatta Diyarbakır’da dönemin başbakanı olan Tayyip Erdoğan ile görüşmüştü. O ziyaret için daveti siz mi yapmıştınız? Sorusuna şöyle yanut verdi:
“Benim davet ettiğim tarih 2011-2012 falandı. Köln'de bir otelde buluştuk. Beni çok sevdiğini söyledi. Ben de ona saygı duydum. “Gelin dedim işimizi kolaylaştırın” dedim. Henüz o dönemde “Bu şartlar altında gelemem” dedi. Hatta o dönemde Kemal Burkay ile de görüştük. Şimdi biz bunların hepsiyle temas kurduk. Ben Remzi Kartal'la veya Nizamettin'le görüşmüyordum. Biliyorsunuz, o takımın bir kısmı Brüksel'dedir. Onlarla ben temas kurmadım. Bana o görev düşmedi. Ama onlardan da şöyle bir haber geldiğini duymuştum; “Ya ne olur şu süreç başarıya ulaşsa da vatan toprağımızı özledik, şu memlekete bir gelebilsek” diye. Bunları duymuş bir insanım.”
İMAMOĞLU’NA ‘AHMAK DAVASI’
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı “ahmak” davasına da değinen Arınç, “Kıyamet kopmadıkça ‘ahmak’ kelimesinden kimseye ceza da yasak da gelmez. Cumhurbaşkanımızdan başlayarak herkesin sarf ettiği kelimeler ortada, herkes bundan bin misli kötüsünü birbirine söylüyor” şeklinde konuştu.