Haber: Sabri Kırdar

Büro Emekçileri Sendikası Antalya Şubesi Başkanı Devrim Mol’da konuya dair basın açıklaması yaptı.

Devrim Mol “İktidar ve ortakları uyguladıkları düşük ücret politikasıyla, bu ülkenin emekçisine, emeklisine, dar gelirlisine ve üretim ekonomisine kaynak ayırmadığı, ancak; bir servet transferi olan kur korumalı mevduat sistemine ve diğer faiz ödemelerine, yandaşa kaynak aktarmak için icat ettikleri kamu özel işbirliğiyle yapılan yola, köprüye, açıldığından bugüne kadar tek bir uçağın inmediği hava meydanlarına, saraya ve savunma harcamalarına bütçenin yarısından fazlasının ayrıldığı, vergi teşvik ve istisnaları yoluyla sermayeye devasa kaynak aktarmaya devam etmektedir.  2024 yılı bütçesiyle iktidar kendi yandaş olan inşaat şirketlerine ve büyük sermaye gruplarına devasa kaynak aktarırken, sebebi oldukları ekonomik krizin faturasını yine bu ülkenin açlıkla imtihan ettikleri yoksullarına kestiler” dedi.

Yoksulluk, Güvencesizlik Kaderimiz Değil!

Uygulanan ekonomik politikalar ile ekonomik kriz her geçen gün dahada derinleştiğini belirten Devrim Mol açıklamasının devamında şunları ifade etti;  Krizin faturası biz emekçilere kesiliyor. 10 milyon asgari ücretli açlık sınırının altında, milyonlarca emekli müjde diye kamuoyuna duyurulan 10.000 TL’lik maaş ile bu krizde yaşamını idame ettirmeye çalışıyor. KESK olarak, BES olarak her alanda söyledik, yine söylüyoruz; bizlere dayatılan ekonomik model sermayenin istediği, sarayın istediği modeldir. İşçiye, emekliye kamu emekçilerine sefaletten başka bir şey getirmiyor. Temel kazanımlarımız her geçen gün yok oluyor. Vergi adaletsizliği derinleşiyor. Bütçenin aslan payı sermayeye, patronlara, savunma ve güvenlik adı altında çatışma ve savaşa ayrılıyor. Güvencesiz istihdam ve gelir adaletsizliği her geçen gün daha fazla dayatılıyor.

TÜİK tarafından açıklanan resmi enflasyon verileri kamu emekçileri başta olmak üzere, işçiler, emekliler ve halkta hiçbir karşılık bulmuyor. Kamu emekçisine ve kamu emeklisine 2024 yılının ilk altı aylık dönemi için verilen %15’lik maaş zammı, iktidarın fiyatları ayarlama birimine dönen TÜİK verilerine göre şubat ayı enflasyon açıklamasıyla daha şimdiden erimiş, kamu emekçisi ve kamu emeklisi yılın ilk iki ayında ciddi gelir kaybına uğramıştır. Bizlere zam adı altında lütufmuş gibi verilen maaş zamları yaşanan gerçek enflasyon rakamları karşısında değersizleşmekte, emeği ile geçinen bizler her seferinde daha fazla yoksullaşırken, iktidar gölgesinde büyüyen sermaye gruplarına daha fazla kaynak aktarılmaktadır. Bu emek karşıtı ekonomik politikalar daha fazla sürdürülemez, sürdürülmemelidir. Her seferinde ekonomimiz büyüyor yalanına sarılanlara sesleniyoruz. Madem ekonomimiz büyüyor, o zaman biz emekçilere büyüyen bu ekonomiden neden hakkımız olan payı vermiyorsunuz.

Yoksulluk sınırının 60.000 TL sınırını aştığı günümüz koşullarında, kamu emekçileri ve emeklilerinin sefalete itilmesini kabul etmiyoruz, Maaşlarımıza gerçek enflasyon oranında ek zam yapılmasını birinci vergi diliminin %15’ten %10’a düşürülmesini, yoksulluk sınırına kadar olan maaşlardan yapılan kesintinin birinci vergi diliminde sabitlenmesini, Temel tüketim mallarından alınan KDV’nin kaldırılmasını talep ediyoruz

Büyük kentlerde yaşamanın maliyeti yoksulluk sınırının üzerindedir. Kamu emekçileri yüksek kiralar karşısında gündelik zorunlu ihtiyaçlarını dahi sağlıklı karşılayamamaktadır. İstanbul başta olmak üzere tüm şehirlerimizde yüksek kira sorunu yaşayan bütün kamu emekçilerine yaşam tazminatı olarak kira yardımı yapılması elzemdir. Bu talebimizi yineliyoruz.

İktidar ve ortakları uzun yıllardır uyguladıkları ekonomik politikalarla, emekçileri açlıkla yoksulluk sınırında bir yaşama mahkûm ederken, aynı gemideyiz hikayesinin sermaye sürekli vergi teşvikleri, vergi indirimleri; dahası sermaye gruplarına ait şirketler adına tarh eden vergilerin, vergi uzlaşması adı altında silinmesine tanıklık etmekteyiz. Yine emekçiler ve emekliler derin bir sefaleti yaşarken, bankalar ve finans kuruluşları, emekçilerin birikimleri üzerinden devasa karlar elde etmektedirler. Emekçiler ve emekliler üzerinden aşırı kar elde eden bankalar ve finans kuruluşları, maaş ve ücret ödemelerine aracılık ettikleri emekçilere göstermelik promosyon ödemeleri yapmaları kabul edilemez. Buradan bir kez daha söylüyoruz, yetki alanımızda bulunan bütün kurumlar, bankalarla yaptığı promosyon anlaşmalarını bir an önce güncellemeli emekçilerin yaşadığı mağduriyet giderilmelidir.

Ekonomik Çöküntünün Sebebi Emekçiler Değil;

İktidarın bilerek ve isteyerek uyguladığı ve ağır bir krizin sürüklediği bu ekonomik çöküntünün sebebi biz değiliz. Bu ekonomik politikalar sonucunda kimler zengin edildiyse, bu krizin bedelini de onlar ödemelidir. Başta biz kamu emekçileri olmak üzere, kamu emeklileri ve toplumun dar gelirlileri daha fazla mağdur edilemez.

Büro Emekçileri Sendikası olarak yetki alanımızda bulunan kurumlarda çalışan emekçilerin yıllardır çözülemeyen sorunları için iş yerlerinde yaptığımız eylem ve etkinliklerle kamuoyuna duyurmaya çalışırken, diğer yandan sorunların mağduriyetlerin ortadan kaldırılması için hukuki yollara başvurmaktayız.

Taleplerimizi Bugün Meclise Sunuyoruz;

Yılardır mücadelesini verdiğimiz ve her toplu iş sözleşmesi döneminde; toplu iş sözleşme masasına götürdüğümüz ancak yetkili sendika tarafından görülmeyen aşağıdaki taleplerimize ilişkin iş yerlerinden topladığımız dilekçeleri sendikamız genel merkezi tarafından bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunuyoruz.

•             Barınma hakkını ortadan kaldıran fahiş kira artışlarına karşı emekçilere kira yardımı yapılması için düzenleme yapılmalıdır.

•             Vergi adaletsizliği ortadan kaldırılmalı, ücret gelirlerinden alınan gelir vergisi yoksulluk sınırındaki gelirler için %10’a sabitlenmeli ve hane halkının tüketim maddelerinden alınan dolaylı vergiler sıfıra indirilmelidir.

•             Kamuda ilk işe girişler dahil olmak üzere, görevde yükselme ve ünvan sınavlarında uygulanan ve İktidar partisi tarafından seçim öncesi söz verildiği halde kaldırılmayan mülakat uygulamasının daha fazla mağduriyete yol açmadan kaldırılması için yasal düzenleme yapılmalıdır.

•             Seyyanen zam dahil bütün ek ödemelerin temel ücrete yansıtılması için yasal düzenleme yapılmalıdır.

•             İktidar partisince hazırlanan her yasal düzenleme içinde yer alacağı söylenen ama bir türlü yasal düzenlemesi yapılmayan 3600 ek göstergenin ayrımsız bütün emekçilere verilmesi için yasal düzenleme yapılmalıdır.

•             Emekçiler için ağır bir külfete dönüşen yol ücreti ve nitelikli öğlen yemeği verilmesi için yasal düzenleme yapılmalıdır.

•             Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen %2 iş kolu barajını geçen sendika üyelerine verilen sendika üye ikramiyesinin, ayrımsız bütün emekçilere ve kamu emeklilerine en az yılda bir maaş tutarında verilmesi için acil yasal düzenleme yapılmasını talep ediyoruz.

Buradan bir kez daha bütün büro emekçilerini birlikte mücadele etmeye ve sendikamızda örgütlenmeye davet ediyoruz.

Yaşasın Onurlu Mücadelemiz!

Yaşasın BES!

Yaşasın KESK!