Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, Büyük İskender'in generallerinden Hephaestion ile eşcinsel ilişki yaşadığının gösterildiği belgeseli "son derecede düşük kaliteli bir kurgu" olarak niteledi.  Mendoni, sanat özgürlüğünü savunarak aşırı sağdan gelen sansür çağrılarını açık bir dille reddetti.

Yunanistan'da kilisenin ve muhafazakâr çevrelerin tepkisini çekti. Eleftheros Typos gazetesinde yayımlanan bir makalede, belgeselin "gerçekleri çarpıttığı" savunuldu; yönetmen Oliver Stone'un 2004 tarihli 'İskender' filmiXnin "Büyük İskender'in eşcinsel olduğuna dair bir propaganda kampanyası başlattığı" ileri sürüldü.

AŞIRI SAĞCI PARTİDEN 'SUBLİMİNAL MESAJ' İDDİASI

Artıgerçek'in haberine göre; Konu, Yunanistan parlamentosunda da gündeme geldi. Aşırı sağcı ve Ortodoks Niki partisinin lideri Dimitris Natsiou, belgeseli "tiksinç, kabul edilemez ve tarihe aykırı" diye niteledi. Natsiou, belgeselin "subliminal bir biçimde eşcinselliğin antik dönemde kabul edilebilir olduXğu mesajını aktardığını ve bunun hiçbir temeli olmadığını" ileri sürdÜ.

Makedon hükümdarı İskender ile generali Hephaestion arasındaki ilişkinin doğası, uzun zamandır spekülasyonlara konu oluyor. Tarihsel açıdan net olarak bilinen tek şey, ikilinin çocukluktan beri yakın arkadaş oldukları ve çağdaşları tarafından sıklıkla Akhilleus (Aşil) ile Patroklos'a benzetildikleri.

'ANTİK YUNAN'DA SADECE CİNSELLİK VARDI'

Yunanistan'daki tartışmayı ve Netflix belgeselinin ilk bölümünü The Guardian gazetesine yorumlayan Cardiff Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Lloyd Llewellyn-Jones, "Eşcinsel ilişkiler Yunan dünyasında gayet normaldi. Öyle ki, Yunanların eşcinsellik ya da gaylik için özel bir sözcüğü yoktu. Bu, onların kelime haznesinde hiç yer almadı. Sadece cinsellik vardı" diyor.