Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile düzenlediği ortak basın toplantısında, Suriye ve Türkiye arasında Dışişleri Bakanları düzeyindeki olası toplantı için, “Dörtlü Dışişleri Bakanları toplantısının gündemi ve ne zaman olacağı konusunu bugün kendi aramızda değerlendirdik. Önümüzdeki süreçte Rusya’dan gelecek haberle sizleri de bilgilendirmiş olacağız.” dedi. Çavuşoğlu, “İsrail ile yeniden diyalog başlattık. Şunu herkes bilsin ki, bu, Filistin davası pahasına olamaz. Filistin, Mescid-i Aksa ve Küdus konusu bizim kırmızı çizgimizdir her zaman” ifadelerini kullandı. Çavuşoğlu, seçimlere ilişkin soru üzerine; “Rusya veya herhangi bir ülkenin Türkiye'deki seçimlere karışmasını biz hiçbir zaman arzu etmeyiz. Ruslardan da böyle bir niyet hiç görmedik zaten. Ama maalesef bu konuda çifte standartlar var mı, var. Daha dün Brüksel'den geldim. Oradaki arkadaşlarımız anlattı. Bazı ülkeler, özellikle, o ülkelerde yapılacak seçim kampanyasıyla ilgili PKK'ya bağlı HDP ve CHP'nin taleplerini karşılarken Cumhur İttifakı'nın taleplerini değişik bahanelerle reddediyorlar” diye yanıtladı.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, dün Türkiye’ye gelen Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Cumhurbaşkanlığı’nda bir araya geldi. İki Bakan ikili görüşmesinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Ziyareti için Lavrov’a teşekkür ederek sözlerine başlayan Çavuşoğlu, özetle şöyle konuştu:

ÇAVUŞOĞLU: RUSYA DEPREMİN HEMEN ARKASINDAN ÜLKEMİZE GÜÇLÜ BİR DESTEK VERDİ

“Rusya depremin hemen arkasından ülkemize güçlü bir destek verdi. Arama kurtarma ekiplerini gönderdi. Özellikle Kahramanmaraş ve Adıyaman’da yaklaşık 250 personel arama kurtarma çabalarımıza destek verdiler. Güçlü bir insani yardım desteği gördük. Kahramanmaraş ve Hatay’da sahra hastaneleri kurdular. Hatay’daki hastane hâlâ faal. Tüm bu destek ve dayanışma için Rusya Federasyonu hükümetine ve halkına gönülden teşekkür ediyoruz.

Görüşmelerimizin kapsamlı ve verimli olduğunu söylemek isterim. Bölgesel konuları ele aldık. Özellikle Ukrayna konusu ağırlıklı olarak ele aldığımız konuydu. Maalesef 1 yılı aşkın süredir devam eden başta Rusya ve Ukrayna olmak üzere tüm dünyaya zarar vermeyi sürdürüyor. Savaşın bir an önce uluslararası hukuka uygun bir şekilde sona erdirilmesi konusunda beklentimizi belirttik.

“TAHIL ANLAŞMASININ UZATILMASI İÇİN SORUNLARIN GİDERİLMESİ GEREKİYOR”

İstanbul Tahıl Anlaşması diplomasinin bize sonuç verdiğini göstermişti. Anlaşmanın devam etmesine önem veriyoruz. Bu, dünya gıda krizi ve her hanedeki sorunların azaltılması bakımından da önem arz ediyor. Rus tahılı ve gübresinin ihracının önündeki engellerin kaldırılması gerektiği konusunda mutabıkız. BM ve Rusya arasında bir anlayış var. Engellerin kaldırılması konusunda Genel Sekreter Guterres’in gayretleri var… Tahıl anlaşmasının uzatılması için bütün sorunların giderilmesi gerekiyor.

“DÖRTLÜ DIŞİŞLERİ BAKANLARI TOPLANTISININ GÜNDEMİ VE NE ZAMAN OLACAĞI KONUSUNU BUGÜN KENDİ ARAMIZDA DEĞERLENDİRDİK”

Özellikle Suriye’yi değerlendirdik. 3-4 Nisan tarihinde Dışişleri Bakan Yardımcıları düzeyinde dörtlü bir toplantı Moskova’da yapıldı. Ev sahipliği için Rusya’ya teşekkür etmek istiyoruz. Açılışını da Lavrov bizzat kendisi yaptı. Moskova’da her ülke, tutumunu şeffaf bir şekilde dile getirdi. Bu sürecin şeffaf açık bir şekilde devam etmesi gerektiğine inanıyoruz. Bir ya da iki toplantıda tüm meselelerin halledilemeyeceğini biliyoruz, gerçekçiyiz. Diyaloğun devam etmesi gerekiyor. Dörtlü Dışişleri Bakanları toplantısının gündemi ve ne zaman olacağı konusunu bugün kendi aramızda değerlendirdik. Önümüzdeki süreçte Rusya’dan gelecek haberle sizleri de bilgilendirmiş olacağız.

Azerbaycan ve Ermenistan arasında devam eden süreç, Türkiye-Ermenistan normalleşme süreci, bu süreçte de Rusya’nın katkısı var, her zaman diyalog halindeyiz. Arzumuz, bir an önce Azerbaycan-Ermenistan arasında kapsamlı bir barış anlaşmasının imzalanması.

Temmuz ayında Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın dönem başkanlığını üstleneceğiz.

Afganistan’ı değerlendirdik. Afganistan’da Taliban’ı tanımada angajmanımız devam ediyor ama özellikle Taliban’ın kadınlar ve kız çocuklar hakkında aldıkları kararları kabul etmemiz mümkün değil. Bu doğrultuda ortak mesajları geçici hükümete iletmeye devam edeceğiz.

Ekonomik ve ticari ilişkilerimizin geliştirilmesi yönünde ortak bir irademiz. Akkuyu Nükleer Enerji Santrali dahil olmak üzere enerji iş birliği konularını da ele aldık. Akkuyu’nun ilk aşamasının açılışı 27 Nisan’da yapılacak.”

LAVROV: HASAR GÖREN ALTYAPININ ONARILMASI İÇİN YAPI MALZEMELERİNİ TEDARİK ETMEYE HAZIRIZ

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ise şu açıklamalarda bulundu:

“Hasar gören bölgelere 200’den fazla eleman ve hekim, sahra hastanesi, İskenderun Limanı’ndaki yangını söndürmek için uçak gönderdik. Bizde de kara gün dostu tabiri var. Biz Türk dostlarımıza her türlü zorlukta yarımcı olmaya çalışıyoruz. Hasar gören altyapının onarılması için yapı malzemelerini tedarik etmeye hazırız. Devlet başkanlarımız bu konuda anlaştılar, somut çalışmalar yürütülüyor bu konuda. En derin başsağlığı dileklerimi iletmek istiyorum. Yaralılara acil şifalar diliyorum.

Hükümetler düzeyinde çeşitli temaslarla ilgili görüş alışverişinde bulunduk. İlişkilerimizdeki lokomotif projelerden bahsettik. Akkuyu Nükleer Santrali’nin kuruluşundan bahsedildi. Bu santralin inşası Türkiye’nin enerji güvenliğini güçlendirecektir.

“TÜRKİYE’DE RUS ENERJİSİNİN DÜNYA PAZARINA SEVK ETMEK ÜZERE BİR MERKEZ KURUYORUZ”

Türkiye’de gaz merkezi kurulacak. Rus enerjisini dünya pazarına sevk etmek üzere bir merkez kuruyoruz. Geçen sene devlet başkanlarımız bu merkezin oluşturulması için karar aldılar. Bu kararın ne kadar isabetli olduğunu daha da iyi anlamış olduk.

Suriye meselesine önem ayırdık. Türkiye ile Suriye ilişkileri normalleşmeye başladı. Rusya aracılığıyla normalleşmeye başlıyor.

Bakanın da bahsettiği, 2 gün önceki toplantının önemini ben de vurgulamak istiyorum.

Filistin meselesi görüşüldü. Filistin ve İsrail arasındaki ilişkilerin onarılmasını görüştük. Bu süreç, sekteye uğradı. Hem Filistinliler hem İsrailliler tarafından tek taraflı önlemler alındı. Kimsenin onayı alınmadan alınan ve ne yazık ki ciddi çatışmalara yol açtı bu adımlar. Bir kez daha BMGK kararlarının uygulanmasına çağrıda bulunmak istiyorum. Filistin ve İsrail arasında doğrudan diyalogun kurulmasına ihtiyaç var. İki devlet olarak var oluşlarına devam etmeleri gerekiyor.

Ermenistan Türkiye ilişkilerinin normalleşmesinden yanayız. Bölgede ulaşımda her türlü engelin kaldırılmasını istiyoruz.

Ukrayna meselesini de ele aldık. Mevkidaşlarımız konuyu çok iyi biliyor takip ediyor. Biz bir kez daha şuna dikkat çektik. Kolektif Batı’nın yapıcı olmayan bir gündemi var. Washington başta olmak üzere bu yapıcı olmayan siyaseti gütmeye devam ediyorlar. Kamuoyuna açık bir şekilde hedeflerini şöyle açıkladılar. Rusya’yı sahada yeneceklerini, stratejik bir mağbuliyet bekliyormuş Rusya’yı. Uluslararası alanda kendilerine rakip devlet istemiyorlar.

ABD çıkarlarına tabi herkesin ABD çıkarlarına uymalarını bekliyorlar. Kiev’den Washington’a defalarca yapılan açıklamalar var. Bu açıklamalarda savaşı durdurmak yanlış, görüşmelerin yapılmasına gerek yok diyorlar. Bunun dürüst olmayan bir tavır olduğunu düşünüyoruz. Biz görüşmekten hiçbir zaman imtina etmedik. Fakat bu görüşmeler ancak bizim haklı çıkarlarımız ve hassasiyetlerimizin dikkate alındığı durumunda yürütülebilir.

“UKRAYNA TAHILLARININ SEVKİYATI İLE İLGİLİ BÖLÜMLER UYGULANIYOR. RUSYA’YI İLGİLENDİREN KISMI UYGULANMIYOR”

Tahıl Anlaşması’nda, Ukrayna tahıllarının sevkiyatı ile ilgili bölümler uygulanıyor. Fakat bu tahılların aslan payı ciddi indirimlerle herhangi bir kontrolden geçmeden Avrupa’ya sevk ediliyor. Avrupa’da da üreticilere çeşitli sorunlar çıkartılıyor. Karadeniz Girişimi Ukrayna kısmı, Ukrayna tahıllarının sevkiyatı ile sınırlandı. Fakat, fakir olan ve bu tahıllara muhtaç olan ülkeler bu tahılların sadece yüzde 3’ünü alabiliyor. Anlaşmanın Rusya’yı ilgilendiren kısmı, BM ile bir mutabakat zaptı imzalandı orada, Rus kısmı uygulanmıyor. BM Genel Sekreteri sayın Guterres sürekli çağrılarda bulunuyor Batılı devletlere ama buna onlar karşılık vermiyorlar.”

ÇAVUŞOĞLU: UKRAYNA’NIN 3 LİMANINDAN 866 GEMİ YAKLAŞK 27 MİLYON TONDAN FAZLA TAHIL VE GIDAYI SEVK ETTİK

İki Bakan açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladılar. Çavuşoğlu Türkiye’nin arabuluculuk ve kolaylaştırıcılık rolüne ilişkin ve Tahıl Girişimi’nin uzatılmasına ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:

“Bugüne kadar Ukrayna’nın 3 limanından 866 gemi yaklaşık 27 milyon tondan fazla tahıl ve gıdayı sevk ettik. Dünyada gıda fiyatı istikrarına da katkı sağladı. Cumhurbaşkanımız Erdoğan sayın Putin ile her görüşmesinde en az gelişmiş ülkelere bu buğdayın gitmesi gerektiğini görüşünü ilettiler.

Rus tahıl, gübre ve amonyağının da ihracatının sağlanması için BM ve Rusya arasında bir anlayışa varıldı. Bunun da aynı şekilde sağlanması önem arz ediyor. ABD ve Birleşik Krallık ödeme ve sigorta konusunda bazı adımlar attı ama sorunlar hâlâ devam ediyor.

Savaşın sona ermesi konusundaki samimi düşüncelerimiz ve çabalarımız ortada. Maalesef bu mümkün olmadı. İstanbul’da epey bir yakınlaşma olmuştu. İstanbul’daki toplantıdan sonra umutlanmıştık. Ama 1 yılı geçti. Çabalarımız bundan sonra da devam edecek.”

LAVROV: DIŞİŞLERİ BAKANLAR TOPLANTISI HAZIRLIK AŞAMASINDA. TARİH KONUSUNU DA KONUŞUYORUZ

Lavrov ise Batılı mevkidaşlarının sürekli olarak tahıl ve gübrenin Rusya’ya yönelik yaptırım listelerine dahil olmadıklarından dem vurduklarını belirterek, “220 günlük bir uzatma oldu. Fakat sorunlar gerçek anlamda çözmek isteyen kimseyi görmediğimiz için ve artık vicdanlarına seslenmekten bıktığımız, evet, gerginliğin tırmanmasına izin verdik, anlaşmayı askıya aldık. Şimdi de 60 günlük bir uzatma söz konusu” dedi.

Türkiye ve Suriye arasında Dışişleri Bakanları düzeyindeki toplantının tarihine ilişkin Lavrov, “Savunma Bakanları, İstihbarat Başkanları ve Bakan Yardımcılar seviyesinde toplantıların yapılması başlı başına bir başarı. Geçen sene Aralık ayında ilk toplantı yapıldı. Mart ayında, Nisan ayında toplantılar düzenledik. Bu gibi problemleri bir karışta, bir adımda çözemeyiz. Temasları güçlendirmemiz lazım, şeffaflığı arttırmamız lazım” açıklamasını yaptı. Lavrov devamında, “Bakanlar toplantısını yapabiliriz. Bakanlar toplantısına hazırlığımız devam ediyor. Bakan Yardımcılarının dünden önceki toplantısı zaten bununla ilgiliydi. Hazırlık aşamasında. Tarih konusunu da konuşuyoruz. Her dört taraf için uygun olan tarihleri belirttiler” ifadelerini kullandı.

ÇAVUŞOĞLU: AÇIK, ŞEFFAF BİR SORUŞTURMA MUTLAKA YAPILMALIDIR

Çavuşoğlu, Kuzey Akım’da meydana gelen patlamaya ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:

“Türkiye olarak bölgemizde enerji krizinin etkilerini azaltmak için önemli görev üstleniyoruz. Bu ciddi bir saldırıdır. Bu saldırının kimin tarafından neden yapıldığına dair soruşturmanın yapılması gerekiyor. Bu soruşturmanın bağımsız uzmanlar tarafından oluşan bir kuruluş tarafından yapılması gerekiyor. Tüm taraflar bunun içinde olması gerekiyor ve neticesinin ortaya çıkması gerekiyor. Açık, şeffaf bir soruşturma mutlaka yapılmalıdır.

LAVROV: FİLİSTİN-İSRAİL ARASINDAKİ SÜRECİ YENİDEN BAŞLATMAK İSTİYORUZ

İsrail ve Filistin arasında son günlerde artan gerginliğe ilişkin Lavrov, “Uzun zamandır çok taraflı süreci canlandırmaktan yanayız. Filistin-İsrail arasındaki süreci yeniden başlatmak istiyoruz. Rusya, AB, ABD ve BM dörtlüsü var bu süreçten sorumlu olan. Arap Ligi Devletleri’nin de sürece katılması öngörülüyor. Taraflarla somut anlaşma sağlayabilriiz. İki devlet olarak yaşaması öngörülür. Dörtlü format uzun zamandır toplanamıyor. Çünkü Batı, daha doğrusu ABD bu süreci engelliyor. BM Genel Sekreteri gölgeye çekildi, aslında toplantıya çağrıda bulunması gerekiyor. Ama herhalde ABD’yi kızdırmak istemiyor. Anladığım kadarıyla, ABD’nin kendi planı var anlaşılan.”

ÇAVUŞOĞLU: FİLİSTİN, MESCİD-İ AKSA VE KÜDUS KONUSU BİZİM KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR

Çavuşoğlu, “Bu saldırıyı lanetliyoruz. İbadet eden Müslümanlara yönelik İsrail polisinin muamelesi kabul edilemez. Yetkililer arasındaki görüşmelerde, Mescid-i Aksa’nın statüsünü koruyacaklarına dair taahhütlerini de yenilemişlerdi. Geçen yıl da Ramazan ayında gerginlik olmuştu. ... Bugün maalesef İsrail’de güvenlik işleri en ırkçı, en faşist siyasetçiye verilmiştir. İsrail’e çağrımızı, gerek Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılar gerekse hava saldırılarını kalıcı olarak durdurması gerekiyor. Ayrım gözetmeksizin, bu orantısız saldırı ve İsrail’in bu saldırılarını kabul etmemiz mümkün değil” dedi.

Çavuşoğlu, “Son zamanlarda İslam düşmanlığı ve Müslümanların kutsiyetlerine saldırılar haddini aşmıştır. Hangi din ve inanç olursa olsun değerlere saldırılmasına karşıyız” diyerek, bugün Filistin Dışişleri Bakanı ile görüşeceğini ve İsrail Dışişleri Bakanı ile de telefon görüşmesi yapacağını belirtti. Sözlerini, “İsrail ile yeniden diyalog başlattık. Şunu herkes bilsin ki, bu, Filistin davası pahasına olamaz. Filistin, Mescid-i Aksa ve Kudüs konusu bizim kırmızı çizgimizdir her zaman. Bu konulardan hiçbir zaman taviz vermeyiz. Gerginliğin azaltılması için Türkiye önemli katkı sağlayabilir” ifadeleriyle bitirdi.

LAVROV: RUSYA HİÇBİR ZAMAN KİMSENİN İÇİŞLERİNE KARIŞMAZ. SEÇİM SÜREÇLERİNİN PARÇASI DEĞİLİZ

Rusya’nın Türkiye’deki seçimlerde kimi desteklediğine ilişkin soruya Lavrov, “Beni kimseyle karıştırmadınız değil mi? Sizi ABD yetkililerin basın toplantısına davet ediyorum. Orada Amerikalılara karşı bu tür sorular yönlendirebilirsiniz. Halbuki Rusya hiçbir zaman kimsenin içişlerine karışmaz. Seçim süreçlerinin parçası değiliz kesinlikle. Daima şeffaflık prensipleri icabı kendi demokratik prosedürlerini icra ettiriyorlar. Gözlemci ülkeler de bu süreçlere bazen katılıyor. Fakat Türkiye gibi egemen bir ülkenin kendi bileceği bir iştir bu” diye yanıtladı. Lavrov, “Türkiye defalarca şeffaf ve demokratik seçimler geçirdi. Bu konuda başarılı olduklarını defalarca kanıtladı” ifadelerini de kullandı.

ÇAVUŞOĞLU: RUSYA VEYA HERHANGİ BİR ÜLKENİN TÜRKİYE'DEKİ SEÇİMLERE KARIŞMASINI BİZ HİÇBİR ZAMAN ARZU ETMEYİZ

Soruyu garipsediğini belirten Çavuşoğlu şunları kaydetti:

“Tabii, Sergey’in de söylediği gibi Türkiye demokratik bir ülkedir. Demokratik ve şeffaf seçimler gerçekleştiriyor. Atatürk çok güzel söylemiş, ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.’ Dolayısıyla, her seçimde kararı bizim milletimiz verir. Şimdi yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza da son 6 seçimdir biliyorsunuz bir kanun değişikliğiyle oy hakkı verildi. Onlar da yurt dışından katkı sağlıyor. Dolayısıyla milletimiz karar verecek. Rusya veya herhangi bir ülkenin Türkiye'deki seçimlere karışmasını biz hiçbir zaman arzu etmeyiz. Ruslardan da hiç böyle bir niyet hiç görmedik zaten. Ama maalesef bu konuda çifte standartlar var mı, var. Daha dün Brüksel'den geldim. Oradaki arkadaşlarımız anlattı. Bazı ülkeler, özellikle, o ülkelerde yapılacak seçim kampanyasıyla ilgili PKK'ya bağlı HDP ve CHP'nin taleplerini karşılarken Cumhur İttifakı'nın taleplerini değişik bahanelerle reddediyorlar. Farklı yöntemlerle müdahale etmeye çalıştıklarını biliyoruz.

“GÖZLEMCİLER DE ŞEFFAF VE DENGELİ OLMALI”

Diğer taraftan da seçim gözlem heyetlerimizi de davet ettik. Gerek AGİT gözlemcileri, aynı şekilde AGİT-PA, aynı şekilde Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’ni davet ettik. Ama daha önce olduğu gibi yine buraya gözlemci olarak geldiği zaman HDP/ PKK'ya destek veren bazı milletvekillerinin de uyarılarımıza rağmen listeye dahil etmişler. Daha önce de bu açıkça taraf tutan bunlar objektif gözlem bulunamazlar. Daha önce girişlerine izin vermediğimiz gibi bu iki tane gözlemcinin ülkemize girişine de müsaade edemeyiz. Çünkü bu seçim şeffaf ve demokratik olmalı. Ama gözlemciler de aynı şekilde objektif ve dengeli olmalı. Gelip de başka partilerin kampanyasına veya herhangi bir partinin kampanyasına katılan gözlemcinin gözlemci olamayacağı da aşikardır. Bunun örneklerini de farklı ülkelerde gördük.

Sonuçta, 14 Mayıs'ta milletimiz özgür iradesiyle Türkiye'yi kimin yöneteceğine karar verecek. Biz inanıyoruz ki, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı milletimiz güçlü bir şekilde tekrar Cumhurbaşkanı seçecektir.”