Haber: Serap Cömertoğlu İşcan
Marmaraereğlisi'nin 5 Haziran Dünya Çevre Gününde gündemi, kentte yaşanan çevre felaketi oldu.
Geçtiğimiz günlerde yakıt almak için akaryakıt iskelesine yanaşan tankerin, yükleme esnasında bağlantısının kopması sonucu, 12 bin metreküp akaryakıt Marmara Denizi'ne sızdı.Denize karışan akaryakıtın temizlenmesi için güvenlik önlemleri altında temizlik çalışması başlatılırken, sorumlu firmaya 12,6 milyon lira idari para cezası uygulandı.
Bölge halkı ve çevre örgütleri ise yaşamı tehdit eden, çevre felaketlerine yönelik, idari para cezalarının dışında kesin çözümler bulunmasını talep etti.
Sivil toplum kuruluşları, dernekler, siyasi parti temsilcileri ve bölgedeki muhtarlar konuyla ilgili basın açıklaması yaparak, yetkililere seslendi.
Grup adına konuşan Marmaraereğlisi Çevre Gönüllüleri Derneği'nden Özgür Aksun, Opet Petrol'de meydana gelen çevre felaketinin denizi ve yaşam alanlarını tahrip ettiğini, önleyici tedbirlerin ise alınmadığını yıllardır belirttiklerine dikkat çekti.
"Petrol ve türevlerini toplayıcı, ateşleyici maddelerin Marmaraereğlisi'nde Tekirdağ'da, Trakya'da olmaması için mücadele veriyoruz" diyen Aksun, yaşanan felaketin kendilerinin haklı olduklarını gözler önüne serdiğini söyledi.
İDARİ PARA CEZASI DEĞİL, YARGILAMA İSTİYORUZ
Yaşanan çevre kirliliğinin ekokrım suçunun Türkiye'nin her yerinde devam ettiğini dile getiren Aksun, şunları paylaştı:
"Opet Petrol'ün iki gün önce 12 bin metreküp mazotu denizlerimize boşaltıldı. 12 milyon TL bedelinde idari para cezasıyla bu olay geçiştirildi.Firmanın idari para cezası değil, ceza mahkemelerinde yargılanmasını istiyoruz. İvedilikle suç işlenmiştir. Bunun yasalara girmesini talep ediyoruz. Yasalara girmediği sürece, göstermelik para cezalarıyla bu felaketler her gün yaşanacak. Her gün yaşam alanlarımız, doğamız, çevremiz, havamız, suyumuz tahribat ve tehdit altındadır"
ÖNLEYİCİ TEDBİRLER ALINMIYOR
Sanayi tesislerine ilişkin merkezi hükümet ve yerel yönetimlerin önleyici tedbirler almadığını dile getiren Aksun, Marmara Denizi'nin içindeki canlılarla ölmek üzere olduğunu ve bölgedeki halkın yaşam tehdidi altında olduğunu kaydetti.
Önleyici tedbirlerin, siyasiler, odalar, STK'lar ile birlikte ortak akılla yapılmadığı takdirde felaketlerin devam edeceğini vurgulayan Aksun, şunları kaydett:"Bu suçların ortadan kaldırılmasını, geçici idari para cezalarıyla geçiştirilerek, gündemden düşmesini istemiyoruz.
Ankara'dakiler ve yerel yönetimler, gelin tarım,turizm ve tarih kenti Marmaraereğlisi'nde ortak akılla projeler üretelim. Buradaki tehlikeleri, sanayi kuruluşlarının kaldırılmasını, burada tehdit oluşturduklarını beyan ediyoruz.Mazotun sızdığı alan balıkların yumurtladığı, üreme yataklarının, popülasyonun olduğu bir alandır. Ayrıca deniz çayırlarının bulunduğu bir bölgedir"
Marmaraereğlisi Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı Mine Olgaç ise denize sızan mazotun, ham petrole göre daha zor olduğunu vurguladı.
Dolum tesisleri kapasite artışlarına ilişkin ÇED toplantılarında söz konusu kazaların olabileceğini defalarca dile getirdiklerine dikkat çeken Olgaç; "Meydana gelen deniz kirliliğinin hesabını kim verecek? Bunun faturası, ne yazık ki Marmarereğlisi’nde yaşayanlara çıkacak" dedi.