Haber: Atilla Yoğurtçu
Partinin ön seçim süreciyle ilgili detaylar da paylaşıldı.
Ülke olarak moralimiz bozuk. Halk olarak güven bunalımı yaşıyoruz. Her gün gazeteciler, televizyoncular tutuklanıyor, ev hapsinde tutuluyor, sanatçılara soruşturma açılıyor, ifadeye çağırılıyor, seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor, yerlerine kayyum atanıyor.Yüz akımız, pırıl pırıl teğmenlerimiz “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” dedikleri için ordudan ihraç ediliyor.
Teğmenler ihraç edilmesin diyen komutanlar ya emekli oluyor ya başka görevlere gönderiliyor. Ayşe Barım’a tahliye kararı veren hâkim hakkında soruşturma açılıyor.
Kadın cinayetleri, iş cinayetleri, çevre katliam haberleri günlük, sıradan olaylar haline gelmiş.
Uyuşturucunun geçiş köprüsü olarak kullanılan güzel ülkemiz artık açık pazar haline getirilmiş, dünyanın kırmızı bültenle aradığı uyuşturucu baronlarının, mafya liderlerinin yaşam alanı olmuştur.
Ülkemiz öyle bir hale gelmiş ki mevcut 395 cezaevinin yatak kapasitesi 299.940. Hâlihazırda toplam tutuklu sayısı 392.456. Yani 92.516 kişinin yatacak yeri bulunmamaktadır.
Güzel ülkemizde geçim sıkıntısı artık anlatılamaz haldedir. Geçim sıkıntısı demek en hafif tabirdir.
AKP iktidarının yarattığı ekonomik kaos içinde tüm yurttaşlarımız açlık sınırının altında yaşam mücadelesi verir duruma gelmiştir.
Derin yoksulluk neredeyse sefalet düzeyine erişmiştir. Emekli, asgari ücretli fitre ve zekâta muhtaç hale düşürülmüş, bu Diyanet İşleri Başkanlığı'nın ifadesiyle de resmiyet kazanmıştır.
Ramazan geliyor. Ufak bir araştırma yapılmış. Sahurda, iftarda lazım olan, yetmez ama olmazsa olmaz sekiz ürün dikkate alınarak bir paket oluşturulmuş.
Aynı market, aynı ürünler...
Geçen sene 950 TL olan tutar, bu yıl 1.610 TL'ye çıkmış. Artış %70.
Son bir yılda asgari ücrete %30, emekliye %40 zam veren iktidar hâlâ “Asgari ücretliyi, emekliyi enflasyona hiçbir zaman ezdirmedim.” diyebilecek kadar umursamaz durumdadır.
Güzel ülkemizde emekli, emekçi aylardır iftarsız ve sahursuz oruç tutar hale gelmiştir.
Yokluk, yoksulluk öyle bir hale gelmiş ki anne babalar çocuklarını okutmaya gücü yetmez hale gelmiştir.
TÜİK verilerine göre bile Türkiye'de 2024 yılında TÜFE'de fiyatı en çok artan harcama grubu %91,6 ile eğitim olmuştur.
Bu konuda İngiltere %4, komşumuz Yunanistan %2,6 olmak üzere Avrupa ülkelerinde ortalama %3-4 seviyelerinde bir artış yaşanırken, İsveç'te -%0,4, İzlanda'da -%5 olmuştur.
İlk ve ortaokullarda eğitim artık ulaşılamaz bir hale gelirken, son dönemde üniversitelerimizde okulunu donduran öğrenci sayısı pandemi dönemini geçmiş durumdadır.
Çocuklarımız, barınma ve beslenme sorunları nedeniyle okullarını dondurmak, bırakmak zorunda kalmışlardır.
Yokluk, yoksulluk öyle bir hale gelmiş ki belediyelerimizin en çok kabul gören hizmeti kent lokantaları olmuştur.
Bu hafta içinde Ayvalık’ta ortaöğrenimdeki çocuklar için kent lokantası, Burhaniye’de herkesin gidebildiği kent lokantalarını açtık.
Biraz evvel anlattıklarımdan dolayı oldukça büyük rağbet var.
İktidar partisi mensuplarını, kent lokantalarının önündeki kuyruklara, pazarda ucuz sebze meyve arayan emeklilerimizle, emekçilerimizle sohbet etmeye davet ediyorum.
Biz, kent lokantalarının CHP iktidarında müşterisizlikten kapandığı günleri görmek istiyoruz. Bütün mücadelemiz bunun içindir.
Partimiz en çok oyu en düşük gelir seviyesinden almaya başladığını gören iktidarın hazmedemediği işte budur.
İktidarın rahatsız olduğu, konuşulmasını istemediği şey kent lokantalarıdır.
Aşevlerindeki bedava yemektir.
Halk marketlerdeki ucuz alışveriş fiyatlarıdır.
Kapıya konan süttür.
İlkokula giden çocuğun beslenme çantasına konulan peynir ekmektir.
Belediye sayesinde tencereye ayda bir iki kere girebilen ettir.
Kartına yüklenen yakacak yardımıdır.
Çiftçinin, esnafın sorunudur.
Ülkemizdeki mülteci sorunudur.
İşte, iktidar bunlar konuşulmasın diye her gün heybesinden bir turp çıkarmakta, birilerini gözaltına alıp soruşturma açmakta, partimizi şaibe çamuruna bulaştırmaya çalışmaktadır.
Şunu belirtmek isterim ki, atmaya çalıştığınız şaibe çamuru Cumhuriyet Halk Partisi’ne yapışmaz.
Bu parti, Türkiye’nin en köklü, en güçlü ve en demokratik partilerinden biridir.
Şaibe arayanlar aynaya bakmalı, yaptıklarını gözden geçirmelidir.
Delegelerimizin iradesine gölge düşürmeye çalışanlar, hukuk dışı müdahalelerle sonuç elde etmeye kalkışanlar bilmelidir ki Cumhuriyet Halk Partisi’ni asla teslim alamazlar.
Ürettikleri korku politikalarıyla bizi korkutacaklarını, yıldıracaklarını, sindireceklerini sanıyorlar.
Ayak oyunlarınız bize vız gelir.
Siz ne yaparsanız yapın...
Bizler;
Sokaklarda, meydanlarda halkın gerçek gündemini konuşmaya, bunları her platformda dile getirmeye, anlatmaya, yurttaşlarımızla yan yana olmaya devam edeceğiz.
Günde 6 bin kişilik yemek çöpünün çıktığı sarayın bozuk düzenini,
Ucuz gıda için akşam pazarlarına giden annelerle,
Fabrikada öğlen yemeğinden arttırdığı meyveyi evdeki çocuğuna götüren emekçilerle,
Hayattan dışlanan emeklilerle birlikte değiştireceğiz.
Uçak konvoylarıyla yurtdışına gidenlerin düzenini,
Ayakkabısı su alan babalarla,
Çocuğu çikolata ister diye birlikte bakkala, markete giremeyen annelerle,
Mahsulü tarlada kalan çiftçilerle,
Siftahsız kepenk kapatan esnaflarla değiştireceğiz.
Biz biliyoruz ki yapılacak ilk seçimde;
Haklı kazanacak, halk kazanacak, biz kazanacağız.
Bizim yolumuz halkın yoludur. Yerimiz de halkın yanıdır.
Biz sokakta, halkımızla yan yana olmaya devam edeceğiz.
Bu nedenle Balıkesir merkezde 22 Şubat Cumartesi günü saat 13.00’te Özgürlük ve Demokrasi Yürüyüşü düzenliyoruz.
Bu davet, özgürlük, demokrasi, insanca yaşam diyen, isteyen herkesedir.
Bizler, herkes için özgürlük, demokrasi ve adalet istiyoruz.