CHP Sözcüsü Deniz Yücel, MHP Genel Başkan Yardımcısı Edip Semih Yalçın'ın açıklamalarına sert bir yanıt verdi. Yücel, Yalçın'ın MHP'nin 31 Mart Yerel Seçimlerindeki başarısını abartarak, kariyerine senaryo yazarı olarak devam etmeyi seçtiğini söyledi.

Yücel, Yalçın'ın muhalif basının eleştirilerini kişisel algılayarak bir tür "dünya MHP'nin karşısında" psikolojisine girdiğini belirtti. Yalçın'ın üslubunu kin ve nefret dolu olarak nitelendiren Yücel, gazetecileri ve medya kuruluşlarını hedef göstermesini eleştirdi. Ayrıca, Yalçın'ın Sinan Ateş davasıyla ilgili yargıya mesaj gönderip, gazetecileri hedef alarak suyu bulandırmaya çalıştığını ifade etti.

Yücel, Sinan Ateş cinayetinin şüphelilerinden birinin eski bir MHP milletvekilinin evinde yakalandığını hatırlatarak, MHP'nin bu konuda açıklama yapmamasını eleştirdi. CHP'nin darbeler karşısındaki duruşunu vurgulayan Yücel, 15 Temmuz gecesi CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in TBMM'deki konuşmasını hatırlattı ve MHP'nin o geceki tutumunu sorguladı.

Son olarak, Yücel, basın mensuplarını hedef göstermekten vazgeçilmesini istedi ve gazetecilere zarar gelmesi durumunda sorumlu olarak Yalçın'ı göreceklerini belirtti. MHP'nin bu konuda bir açıklama yapmaması halinde Yalçın'ın açıklamalarını MHP'nin resmi tutumu olarak kabul edeceklerini ifade etti.

. Yücel'in açıklaması şöyle:

MHP Genel Başkan Yardımcısı Edip Semih Yalçın, MHP’nin 31 Mart Yerel seçimlerinde yakaladığı üstün başarının verdiği özgüvenle, anlaşılan kariyerine senaryo yazarı olarak devam etmeyi seçmiş.

Yakın siyasi tarih de dahil olmak üzere muhalif basının tüm eleştirilerini kişisel algılayan Edip Semih Yalçın, adeta tüm dünya bir olmuş MHP’nin kuyusunu kazıyormuşcasına bir psikolojiye girmiş.

Her zamanki kin, nefret ve lümpenlik kokan üslubuyla, 6 ilkesinden biri Milliyetçilik olan partimize Milliyetçilik dersi vermeye kalkan, gazetecilik mesleğini icra etmekten başka derdi olmayan gazetecileri, basını ve medya kuruluşlarını hedef gösteren bu şahıs; aklınca mügalatayla, safsatayla suyu bulandırıp hem Sinan Ateş davasıyla ilgili yargı makamlarına mesaj gönderiyor, hem de cinayetin aydınlatılması için çabalayan, kamuoyunu bilgilendiren gazetecileri hedef gösteriyor. Bunları yaparken de 60’lı 70’li yılların siyasi olaylarını çarpıtarak partimizi itham ediyor.

Ailesinden bir başsağlığını bile çok gördüğünüz Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı Sinan Ateş’in cinayet şüphelilerinden biri eski milletvekilinizin evinde yakalanıyor ama siz pişkin pişkin hiçbir MHP'linin iddianamede adı yok diyorsunuz.

Darbelerin tamamının karşısında olduğumuzun en net delili 15 Temmuz gecesi Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'in TBMM çatısı altında yaptığı konuşmadır. Açsın tekrar izlesin. 15 Temmuz gecesi Genel Başkanımız meclise açılış çağrısı yapıp meclise giderken MHP’nin ne tepki verdiği, meclise ne zaman geldiği ve darbe girişimine karşı gösterilen ortak tavra ne zaman dahil olduğu muammadır.

CHP’yi darbe ile aynı cümlede buluşturmaya cüret edenlere hatırlatmak isteriz; “Cumhur ittifakı 15 Temmuz gecesi kurulmuştur, hep birlikte sokaklara mücadele ettik” güzellemeleriyle Cumhur ittifakını kutsayanların partilerinin resmi internet sitelerinde “Halkın sokağa daveti, Türk askeriyle muhtemel bir çatışma içine girmesi vahim bir tehlike olarak önümüzde durmaktadır. Ülkücü hareketin sokaklara çıkarak iç savaş şartlarına hizmet etmesi düşünülemeyecektir” açıklamaları hala yer almaktadır.

Halk TV, TV 100, Sözcü TV gibi kurumların ve onurlu, şerefli ve haysiyetli bir şekilde mesleklerini icra eden gazetecilerin isimlerini vererek, basın mensuplarını ve medya organlarını hedef göstermekten artık vazgeçin!

Açıklamada isimleri geçen gazetecilerin saçlarının teline dahi zarar gelirse bunu Semih Yalçın’dan biliriz.
Şayet MHP bu konuda bir açıklama yapmaz ise, Semih Yalçın’ın açıklamasını MHP’nin açıklaması olarak kabul ederiz.

Semih Yalçın’a göre muhalif herkes vicdansız, ahlakı kanayacak kadar ahlaksız, herkes PKK’lı, herkes terörist, en iyi ihtimalle de müptezel!

Edip Semih Yalçın’ın Türk basını üzerindeki linç politikası ve baskıları artık kabak tadı vermeye başladı!

Yerel Seçimlerde alınan sonuçların hala bir şişirme olduğuna kendini inandırmaya çalışan bu şahıs, gerçeklerden kopuk, hayal dünyasında yaşayan bu tavrıyla ancak ve ancak senaryo yazarlığında başarılı olur.

Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinden, ülkedeki normalleşme yolundaki adımlardan rahatsız olmak, ne devlet adabına, ne siyasetin ağırlığına, ne de ülkücü camianın gönül verdiği MHP’ye yakışmamaktadır.

Bu saldırgan tavrınızla, Sinan Ateş davasından sıyrılacağınızı sanıyorsanız fena halde yanılıyorsunuz. Gerçeklerin ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır. Kaçınılmaz sonda, Sinan Ateş’in katlinde dahli olan herkes adaletten payına düşeni alacak, Sinan Ateş’in eşi ve çocukları bir nebze olsun huzura kavuşacak! Tek temennimiz budur, adalete güvenimiz tamdır!

Yalçın da şunları sarf etmişti:

“Halk TV, TV 100 ve Sözcü TV gibi solcu gazetecilere ekranı pazarlayan medya kuruluşları; Barış Yarkadaş, Bahar Feyzan, Ali Kemal Erdem, Osman Sert gibi MHP muarızı tipleri ekrana çıkararak partimize saldırmalarını sağlamaktadır. Şuuraltında MHP düşmanlığı şifrelenmiş olan gazeteci Abdulkadir Selvi de meşrebi ve tıyneti icabı, MHP muarızı koroya zaman zaman gönüllü olarak katılmaktadır.

Medyada fitne ve bozgunculuğun nevi şahsına münhasır bir versiyonunu temsil eden Selvi, patlamaya hazır bir canlı bomba gibi taraflar arasında gidip gelmektedir. Selvi; vicdanı değil, ahlakı kanayanlarla birliktedir. Sol basında boy gösteren tiplerin kimi her hususta istihbarat edinen CIA ajanı, kimi politika uzmanı(!), kimi toplum bilimci(!), kimi bilirkişi(!) rollerini üstlenerek MHP aleyhinde algı oluşturmaya çalışmaktadır. MHP’yi savunmaya kalkan vicdan ve insaf ehli gazetecilereyse mobing ve linç uygulanmaktadır. Yerel seçimlerde alınan sonuçların şişirmesiyle coşan bu solcu gazeteciler, MHP aleyhtarlığında yarışa girmişlerdir.”