GÜNDEM

"Cumhuriyet’in ilk yılları” belgeseli Sovyetler Birliği’nin imzasını taşıyor

Şair İlhan Berk’in “Cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün...” dizesindeki imgenin esinlendiği günler gerçekten görmek istiyorsanız; elinizde çok az seçenek var. Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet’in ilk döneminde sayılı kayıtlar dışında derli toplu tek “Cumhuriyet’in ilk yılları” belgeseli Sovyetler Birliği’nin imzasını taşıyor.

Abone Ol

MUSTAFA KARA

Rusça "Bu film Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı ve Leningrad Sinema Stüdyoları işbirliği ile bugün gösterime giriyor” yazısıyla başlıyor "Türkiye'nin Kalbi" adlı belgesel. 1933 tarihli belgeselin senaryosu Lev Arnştam ve Sergey Yutkeyeviç'e ait. filmin yönetmenliğini de L. Arnştam üstleniyor. Filmdeki Türk müziklerinin kompozitörlüğünü ise Ekrem Zeki ve Cemal Reşid yapıyor. Konser kayıtları ise Leningrad Filarmonu ile Ankara Üniveristesi Konservatuarı Orkestra ve Koroları'na ait.

İSMET PAŞA: YAŞASIN CUMHURİYET, YAŞASIN DOSTLARIMIZ!

Sovyet delegasyonunun gezisinde çekilen film, tüm yönleriyle 1933 Ankara’sını anlatıyor. Filmin girişinde Başbakan İsmet İnönü’nün Cumhuriyet’in 10. yılı münasebetiyle yaptığı konuşma var. “Bugün ne kadar sevinsek hakkımız vardır. On sene evvel bu devir, cumhuriyetin muzafferiyetiyle başladı. On sene içinde Türk milletinin tahakkuk ettirdiği eserler bugün iftihar ile hatırlayabileceğimiz kadar büyüktür ve geniştir. İnkılapların kuvvetini vakit vakit eski zamanlara rücu ederek mukayese etmekte fayda vardır. Vatandaşlarım, on sene önceki cumhuriyetten Türk milleti bugün hiç olmazsa on kat daha kuvvetlidir” diyor, Sovyetler Birliği ile dostluk ilişkilerine vurgu yapıyor ve ekliyor: “Yaşasın cumhuriyet, yaşasın dostlarımız.”

UĞRUNA DÖVÜŞÜLEN ANADOLU

Filmin birinci bölümü “15 yıl önce Türk halkının uğruna dövüştüğü Anadolu” notu ile başlıyor, develerden koyun sürülerine yoksul halktan harap haldeki evlere pek çok görüntüye yer veriliyor. Köy hayatını anlatan görüntülerin yanı sıra kentlerdeki modernleşme çabaları da belgeselin objektifine takılıyor. Dönemin müzikleri ve marşları eşliğinde törenler ve kutlamalar da çarpıcı biçimde aktarılıyor. Ankara’daki 10. yıl törenleri için gelen Sovyet heyetinin yolculuğunu odağına alan ve bu eksende genç Cumhuriyet farklı yönleriyle aktarılıyor. Eşekler ya da kağnılarla kutlamalar için yola çıkan köylülerden büyük kentlerden trenlerle Ankara’ya gelenlere halkın farklı kesimlerindeki Cumhuriyet coşkusu da filme yansıyor.

İLK YILLARIN TÜRKİYE’Sİ

Filmde Sovyet heyetini taşıyan geminin İstanbul Boğazı’nı geçişi detaylı biçimde yer alırken, dönemin boğaz kıyılarını keşfetmek mümkün oluyor. Rumeli Hisarı, Ortaköy Camii, yalılar, Suriçi’nden yükselen minareler öne çıkan görüntüler olarak kadraja giriyor. Ayasofya, Sultanahmet, Süleymaniye, Yeni Camii gibi simge yapılar da açıkça görülüyor. Gemiler İstanbul Boğazı’nda ilerlerken Onuncu Yıl Marşı çalarken, Karaköy’e yanaştığında bandodan Enternasyonal yükselir. Sonra da İstiklal Marşı...

Tren yolculuklarının yanı sıra uçaktan çekilen görüntüler de dönemin Türkiye’si hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlıyor.Heyetin Ankara semalarında iken çekilen görüntüler, genç Cumhuriyet’in başkentinin, yani belgeselin adıyla “Türkiye’nin Kalbi”nin 1933’teki halini yansıtıyor. Ankara Kalesi gibi eski yapıların yanı sıra Sayıştay, İş Bankası ve 2. Meclis binaları da kadraja giriyor ve yeni Cumhuriyet’in inşasını gözler önüne seriyor. Tören yürüyüşleri ve

HEYETİN ÖNEMLİ İSMİ VOROŞİLOV

Taksim Cumhuriyet Anıtı’nda da yer alan Sovyet Mareşali Kliment Efremoviç Voroşilov, Sovyet heyetinin en önemli ismi olarak öne çıkıyor. Bu elbette Voroşilov’un Ankara’ya ilk gelişi değil. 1881 doğumlu, eski bir maden işçisi olan Mareşal Voroşilov, Petrograd Savunma Komitesi Başkanlığı yapmış önemli bir asker. Voroşilov’un Kurtuluş Savaşı sırasında “askeri deneyimiyle katkıda bulunması” amacıyla Ankara'ya gönderildiği biliniyor. Voroşilov’un 1953-1960 tarihleri arasında Yüksek Sovyet Prezidyumu Başkanlığı, yani Cumhurbaşkanlığı yaptığını belirtmek, sanırım ismin Sovyetler Birliği açısından önemini göstermeye yeter.

ATATÜRK’ÜN 10. YIL NUTKU

29 Cumhuriyet Bayramı, 10. yılda büyük bir coşkuyla kutlanırken, kurucu önder Mustafa Kemal Atatürk de konuşmasıyla belgeselde yerini alıyor. Şöyle diyor Atatürk: “Kurtuluş savaşına başladığımızın 15'inci yılındayız. Bugün cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır. Kutlu olsun! Bu anda büyük Türk milletinin bir ferdi olarak bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim. Yurttaşlarım! Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bundaki muvaffakiyeti Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimkârâne yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz. Yurdumuzu dünyanın en mâmur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Millî kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız. Bunun için, bizce zaman ölçüsü geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir. Geçen zamana nispetle, daha çok çalışacağız. Daha az zamanda, daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur. Çünkü, Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir.” Atatürk’ün söylevine o an orada bulunan farklı devletlerin temsilcilerinin görüntüleri ve büyüyen Türkiye’nin yeni yatırımlarının görüntüleri eşlik ediyor.

SANSÜRLENDİ, PARÇA PARÇA GÖSTERİLDİ, ŞİMDİ YOUTUBE’DA

Sovyetler Birliği yapımı filmin ilk gösterimi 1934 yılında yapılıyor, ancak daha sonra kayıplara karışıyor. TRT ilk olarak 1970’te filmi gösteriyor, ancak “komünizm propagandası yapılıyor” gerekçesiyle yayından kaldırılıyor. Murat Erkman, belgesel filmle ilgili yazısında, detaylı olarak bu bilgilere yer veriyor ve filmden görüntülerin parça parça gösterildiğini aktarıyor. TRT’ye yaptığı başvurunun ardından “el altından gizlice bir DVD verildiğini” belirten Erkman, bütünlüklü bir kopyaya ise Rus Büyükelçiliği’nden aldığı bilgiyle Moskova’da ulaştığını dile getiriyor.

Geçmişteki milli bayramlarda TRT tarafından küçük parçalar halinde gösterilen belgeseli, bu 29 Ekim’de bütünüyle izlemek; Cumhuriyet’in 100. yılına ilerlerken geçmişi "bir başka açı"dan izlemeye ne dersiniz?

“Türkiye’nin Kalbi” belgeselinin bu kopyasını bu linkten izlemek mümkün.