Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Davutoğlu, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın öldürülen eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş ile geç gerçekleşen görüşmeyi eleştirdi.
Davutoğlu, "Neden bir sanatçı, hatta geçmişte karşı karşıya geldiği kişiler vefat ettiğinde aileyi arayıp, cenazesine katılan Sayın Cumhurbaşkanı, bir genç akademisyenin iki yetiminin başını okşamak için 1,5 yıl bekledi?" diye sordu.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet-Gelecek partileri ortak TBMM'de grup toplantısında konuştu.
Davutoğlu, Türkiye'nin siyasi normalleşmeye ihtiyaç duyduğunu kaydederek, "Gelinen nokta doğru ama temel soru şu? Amaca odaklı mı bu yumuşama, kalıcı ve samimi mi, geçici ve konjonktürel mi, taktiksel mi? Yani amaca odaklı, kalıcı ve samimiyse çok doğru ama geçici, konjonktürel ve taktiksel ise yeni birçok felaketin habercisi olur. AK Parti, birinci parti olup çoğunluğu almadığı dönemde yani 7 Haziran seçimleri sonrasında anayasa gereği, Cumhurbaşkanın verdiği görev gereği 'CHP lideri ile görüştük' diye bizim hakkımızda trol çeteleri örgütleyenlere sesleniyorum, o zaman AK Parti birinci partiydi, şimdi ikinci parti olarak edilgen bir şekilde yani mahcup ve mahkum olduğu için böyle bir görüşme yapıyor görüntüsü içinize siniyor mu" diye konuştu.
"Geç de olsa olumlu bir gelişme"
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Ankara'da öldürülen eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş ile yaptığı görüşmeyi değerlendiren Davutoğlu, "Herhalde Hanımefendi sormuştur, herhalde Sayın Cumhurbaşkanı'nın makul bir cevabı olmuştur. Niye 1,5 yıl susuldu, niye o yetimin başının okşanması için 1,5 yıl beklendi? Neden bir sanatçı, hatta geçmişte karşı karşıya geldiği kişiler vefat ettiğinde aileyi arayıp, cenazesine katılan Sayın Cumhurbaşkanı, bir genç akademisyenin iki yetiminin başını okşamak için 1,5 yıl bekledi? Herhangi bir kişi 1,5 yıl beklerse şahsi ihmal olur ama Cumhurbaşkanı 1,5 yıl beklerse bu şu demektir; bütün yargı ve emniyet makamlarına; 'Ben bu konuyla ilgilenmiyorum, siz bildiğiniz gibi yapabilirsiniz.' Onlar da bildiği gibi yaptılar, delilleri örttüler. Ayşe Hanım'ın ifadelerini iddianameden çıkardılar. Ucu MHP ve Ülkü Ocakları'na gider diye Devlet Bahçeli onları tehdit etti. Hepsi yaşandı ama geç olsa da ben olumlu bir gelişme olarak görüyorum" ifadelerini kullandı.
"Kayyum uygulamalarına son verilmelidir"
Saadet Partisi Grup Başkan Vekili Bülent Kaya, terörle mücadele ve suç işleyen kişilere ceza verilmesi gerektiğini belirterek, "Ancak millî iradeye karşı gasbolan, belli bir seçmen kitlesinin aidiyet duygusunu yok eden bu kayyum uygulamalarına bir son vermelidir. Bizim belediye mevzuatımız, bu kanun hükmünde kararname ile getirilen garabete ihtiyaç hissetmeksizin, belediye başkanlarının görevleri icabı, İçişleri Bakanı müfettişleri tarafından soruşturulabileceğini, o soruşturmalarda bir suç işlemişlerse ya da bir görev suistimali söz konusuysa açığa alınabileceğini yerine de Belediye Meclisi içerisinde bir seçim yapılabilmesini zaten öngörüyor. Yani aslında bir boşluk yok. Sadece sizin siyasi ajandanızdaki boşlukları doldurmak için kayyum uygulamalarını yapıyorsunuz" dedi.