Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), İstanbul seçim bildirgesini Şişli’de bulunan Lütfü Kırdar Kongre Merkezi’nde açıkladı.

Parti bayraklarıyla süslenen salona, “Dem Dema Stenbolê” ve “İstanbul için Dem geldi” pankartları asıldı. DEM Parti’nin kentteki tüm eşbaşkan adaylarının yanı sıra çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi, aydın, yazar ve gazeteci de etkinliğe katıldı.

Saygı duruşunun ardından DEM Parti’nin İBB adayları Meral Danış Beştaş ve Murat Çepni’nin seçim çalışmalarını konu alan bir sinevizyon gösterimi yapıldı. Ardından adaylar Beştaş ve Çepni, İstanbul’a dair seçim beyannamesini açıkladı.

“İstanbul’u kendine memleket gören ama rengini, dilini, inancını bu kentin yönetiminde göremeyen milyonların taleplerini bir bir hayata geçireceğiz. İstanbul bir avuç siyaset simsarının değil, herkesin olacak” diyen Beştaş, şöyle devam etti:

‘HALKIN OLANI GERİ ALMAYA GELİYORUZ’ 

“DEM Parti geleneğiyle, Fatsa’dan Diyarbakır’a Fikri Sönmez’den Gülten Kışanak’a, Edip Solmaz’dan Bekir Kaya’ya Türkiye’nin yerel yönetim tarihinde ilk defa uygulanan yenilikçi, katılımcı, toplumcu ve çok dilli belediyeciliği, eş başkanlık sistemini, ekolojik yerel yönetim modellerini, emekçilerin yetki ve karar sahibi olduğu emek ve istihdam rejimini; gençlerin, kadınların doğrudan karar süreçlerine dahil olduğu yerel demokrasi deneyimlerini tarihimize yazdık. Tüm bu kazanımları büyütmek ve halklarımızla birlikte ileriye taşımak için, İstanbul için geliyoruz! Halkın olanı geri almaya geliyoruz!”

DEPREM, ULAŞIM, TRAFİK, KENTSEL DÖNÜŞÜM, ÇEVRE… 

İstanbul’un deprem, ulaşım, trafik, kentsel dönüşüm, çevre sorunları gibi temel sorunlarına dair çözüm önerilerinin sunulduğu bildirgede, kentin çok kültürlü dokusuna uygun projeler yer aldı. Halkların kreş, kültür ve sanat başta olmak üzere her alanda kendi anadilleri ile hizmet alabileceği projelerin yer aldığı bildirgede, kadınlar, gençler, çocuklar, yaşlılar, emekliler ve emekçiler unutulmadı.

‘ÜÇÜNCÜ YOL’ VURGUSU

Kürt sorununun demokratik çözümüne dair önerilerin de dikkat çektiği bildirgede, tekçi siyasi anlayışa karşı “Üçüncü Yol” vurgusu yapıldı. Demokratik, eşit ve adil bir ortak yaşamı örmeyi hedefleyen projeleri içeren “İstanbul’da DEM Zamanı/DEM DEM’a Stenbolê yê” başlığıyla açıklanan bildirge şöyle sıralandı:

“* Ekonomik, siyasal, toplumsal ve bölgesel krizlerin gölgesinde 31 Mart yerel seçimlerine gidiyoruz. Bu karanlığın içinde her bir kentimizi ışığın, barışın, adaletin, eşitliğin ve mutluluğun mekânı kılmak bizim sorumluluğumuzdur.

* Binlerce yıllık tarihiyle, eşsiz kültürel mirasıyla, emeğin ve üretimin kenti, halklar bahçesi İstanbul’un zamanı geldi diyoruz.

* Türkiye’yi kendi aralarında iki paya ayıran anlayışlara karşı ‘Halkımız var, biz varız, 3. yol var’ diyoruz. Rant belediyeciliğinde, tekçi siyasette, sermaye sınıfına kullukta, yoksulların şehrin kenarlarına atılmasında ortaklaşan bütün anlayışlara karşı ‘DEM geldi devran dönüyor’ diyoruz.

* İstanbul’da görünmeyen milyonların taleplerini görünür kılacağız. Bu kentte yok sayılanların varlığını, onları yok sayanlara göstereceğiz.

‘KENTİ KADIN VE EMEKÇİLER YÖNETECEK’

* Elleriyle bu kenti doyuranlar, emekleriyle İstanbul’u inşa edenler elbette yönetiminde de söz ve yetki sahibi olacaklar. Emeğin kentini emekçiler yönetecek.

* İstanbul bir kadın kentidir. Bu şehrin bütün çilesini çeken kadınlar kaderine de karar verecek, İstanbul’u kadınlar yönetecek. O yüzden diyoruz ki: Jin, jiyan, azadî.

* İstanbul’u kendine memleket gören ama rengini, dilini, inancını bu kentin yönetiminde göremeyen milyonların taleplerini bir bir hayata geçireceğiz. İstanbul bir avuç siyaset simsarının değil herkesin olacak.

* DEM Parti geleneğiyle Fatsa’dan Amed’e’, Fikri Sönmez’den Gülten Kışanak’a, Edip Solmaz’dan Bekir Kaya’ya Türkiye’nin yerel yönetim tarihinde ilk defa uygulanan yenilikçi, katılımcı, toplumcu ve çok dilli belediyeciliği, eşbaşkanlık sistemini, ekolojik yerel yönetim modellerini, emekçilerin yetki ve karar sahibi olduğu emek ve istihdam rejimini; gençlerin, kadınların doğrudan karar süreçlerine dahil olduğu yerel demokrasi deneyimlerini tarihimize yazdık. Tüm bu kazanımları büyütmek ve halklarımızla birlikte ileriye taşımak için İstanbul için geliyoruz. Halkın olanı geri almaya geliyoruz.

‘YERİNDE ÇOĞULCU YÖNETİM’

* Bugün Sultangazi’de oturan Ayşe teyzenin evinin önündeki yola, Ankara’daki Saray’da koltuğunda oturan bir memur karar veriyor. Mahallelerimizde, yaşam alanlarımızda söz hakkımız yok. DEM Parti olarak ‘yaşadığımız yeri biz yöneteceğiz’ diyoruz. Kuracağımız kent konseyleriyle, mahalle meclisleriyle Ankara’nın vesayetine karşı halkın yönetimi olacak, ‘yaşayan yönetecek’ diyoruz.

* Demokratik kitle örgütleri, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ve bütün örgütlü kesimlerle İstanbul’u ‘tek adamlardan’ kurtaracak, katılımcı, çoğulcu, yerinden ve doğrudan demokrasi anlayışıyla yöneteceğiz.

* Halkın, kentin yönetim süreçlerinin her aşamasına katılımını sağlamak için köy, mahalle ve kent meclislerini, kent forumlarını, kadın ve gençlik meclislerini destekleyip yaygınlaştıracağız.

* Stratejik planlarımızı; eşitsizlik ve yoksullukla mücadele, kadın, gençlik, çocuk, ekoloji, kültür ve sanat, yerel ekonomiyi güçlendirme, imar ve şehircilik, ulaşım, halk sağlığı, engelliler, yaşlılar, inançlar ve azınlıklar gibi birçok alanda oluşturacak ve bu amaçla kent forumları ve kent çalıştayları yapacağız.

* Kent, köy ve mahalle sakinlerinden oluşan nüfusun onda birinin imzası ile belediye meclislerinde görüşülüp tartışılması için yurttaş önergeleri verebilmelerini sağlayacağız.

* Açıklık-şeffaflık ilkemiz gereğince meclis toplantılarının tümünü halka açık yapacağız. Toplantı sonuçlarını web sayfaları ve panolarda yayınlayarak halkın bilgisine sunacağız.

* Kayyım gaspına, Ankara’nın vesayetine, söz ve karar hakkımızın yok edilmesine son vereceğiz, kentimizi de kendimizi de biz yöneteceğiz.

‘HALKLARIN VE İNANÇLARIN BARIŞ KENTİ’

* İstanbul, bir arada yaşamın, barışın ve demokrasinin şehri olacak. Kürt sorununda çözümün pratiğini, halkların birlikte adil ve eşit yaşamını kuracağız.

* DEM Parti; çok kültürlü, çok inançlı, çok kimlikli ve çok dilli yaşamı savunur, yerel yönetimlerinde tüm faaliyetlerini bu ilkeyi esas alarak yürütür.

* Toplumun kültürü, anadili, tarihi ve belleğini hedef alan asimilasyon rejimine ve unutturma politikalarına karşı bütün şehirde toplumsal hafızayı canlı tutacak ve gelecek nesillere aktaracak sistematik çalışmalar yapacağız.

KADIKÖY’E CELADET ALİ BEDİRXAN KÜTÜPHANESİ

* Halklar bahçesi İstanbul’da, herkes kendi adıyla var olacak. İstanbul’da yaşayan her kültür, dil ve inanç İstanbul’un taşına, toprağına nakşedilecek. Kadıköy’e bir Celadet Ali Bedirxan Kütüphanesi çok yakışacak. Şişli’de Hrant Dink Barış Müzesi, Sancaktepe’de Kazım Koyuncu Kültür ve Sanat Merkezi, Esenyurt’ta bir Ahmedê Xanê parkı zenginliğimize zenginlik katacak.

* İstanbul’da her yıl halklar festivali yapacağız. Her halk her inanç kendi ritmiyle İstanbul’un müziğini daha da güzelleştirecek.

* Kürtçe ve talep edilen diğer anadillerde kreşler açacak, İstanbul’da yaşayan halklara anadilinde hizmet imkânı sağlayacağız.

* Dil Koruma ve Geliştirme Müdürlükleri kurarak Kürtçe, Süryanice, Ermenice, Arapça, Lazca, Rumca ve farklı dillerin korunup geliştirilmesi için çalışmalar yürüteceğiz.

* Kaybolmaya yüz tutmuş yerel kültür ve dillerin korunması, canlandırılması ve geliştirilmesi için eğitim çalışmaları ve kurslar düzenleyecek; gramer ve sözlük çalışmaları yürüteceğiz.

* İstanbul’da tüm inançlara ayrımsız ve eşit hizmet götürülmesini sağlayacağız.

* İnanç merkezleri için ihtiyaç halinde restorasyon ve inşa desteği vereceğiz!

* Cami, cemevi, kilise ve sinagog gibi ibadet merkezlerinin ihtiyacı olan belediye hizmetlerini ücretsiz şekilde sağlayacağız.

* İnançlar, kültürler ve toplumsal hafıza konusunda çalışma yapan kurumları destekleyeceğiz.

* Tüm köy ve mahallelerde taziye evleri kuracağız.

‘KADININ İRADESİ YANSIYACAK’

* DEM Parti olarak, kadın düşmanı iktidarın ve onun çeperinde şekillenen siyasetlerin bütün saldırılarına rağmen mücadele yürüttüğümüz her alanda kadın özgürlükçü perspektifimizi yaymaya, eşit temsiliyet ilkemizde ısrarcı olmaya devam ediyoruz.

* ’Eşbaşkanlık Bizim Mor Çizgimizdir’ Bütün dünyaya örnek olan eş başkanlık modelimizle, mevcut erkek egemenliğine meydan okuyor, yerel yaşamın kadın eliyle kurulmasının pratiklerini çoğaltıyoruz.

* Toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bütçeleme ile kadın odaklı politikalar geliştirecek, İstanbul’u kadın perspektifiyle yeniden şekillendireceğiz. Kadınların kentsel planlamanın bir parçası olduğu, kentsel hizmetlerden eşit yararlandığı, sosyal politikaların her kesimden kadın için ulaşılabilir olduğu bir anlayışı esas alacak, kadın dayanışmasını güçlendireceğiz.

* Kadına yönelik şiddet her geçen gün artarken kadın kazanımlarına göz diken erkek akıl, İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmiş, kadınların yaşamlarına kast eden uygulamaları teşvik etmiştir. ‘Aileyi güçlendirme’ adı altında kadınları eve hapseden zihniyetle mücadele edecek, kadını özgürleştiren uygulamaları çoğaltacağız. Kadına yönelik şiddetle mücadele mekanizmalarını aktifleştirecek, Kürtçe hizmetin de sağlandığı Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Danışma Merkezleri, Yaşam Evleri, 7/24 hizmet sunan Alo Şiddet Hatları oluşturacağız.

* Kadınların omuzlarına yüklenen bakım emeğinin toplumsallaştırılması için politikalar üretecek, kreş, yaşlı, hasta, engelli bakımı gibi kamusal bakım hizmetleri sağlayacağız.

* Kadınların, bir araya gelerek, üretebildikleri, tartışabildikleri, sosyalleşebildikleri alanları çoğaltacak, dil, kültür, sanat, spor ve eğitim faaliyetlerini erişilebilir hale getireceğiz.

* Belediyemizde toplumsal cinsiyet ayırımclığına dayalı istihdamı ortadan kaldıracak, kadın varlığını her iş kolunda yaygınlaştıracağız.

* 8 Mart ve 25 Kasım’da belediye bünyesinde çalışan kadınlara ücretsiz izin sağlayacak ve ulaşımı ücretsiz hale getireceğiz.

* Yoksullaştırılan kadınların emeğine sahip çıkacak, kadın üretimini önceleyen yerel yönetim pratiklerimizi güçlendireceğiz. Kadın kooperatiflerini destekleyecek, kadın emeğine dayalı pazarlar oluşturacağız.

* Görünmez emeği görünür kılmak için yerellerden başlayarak, mahalle mahalle kadın güçlendirme projelerini hayata geçireceğiz.

* Kadınların katılımını ve eşit temsiliyeti esas alan mahalle meclislerinde kadınların iradesini güçlü kılacak, ortak sorunlarımıza karşı bütün kadın örgütleri, sivil inisiyatifler ile birlikte dayanışma içinde çözümler üreteceğiz.

* Belediyede kadın erkek eşitlik komisyonları kurarak, toplumsal cinsiyet eğitimlerini yaygınlaştıracağız. Belediye istihdamında kadın potansiyelinin gerçekleşmesini engelleyen her türlü tutum ve davranışa karşı tepki koyacak, çeşitli yaptırımlar uygulayacağız.

* İstanbul’un karşılaşacağı afet durumlarına karşı, yerel yönetimimizde hayata geçireceğimiz afet eylem planını kadın özgün ihtiyaçlarına göre şekillendireceğiz. Kadınlar için Afet Koordinasyon Merkezleri kuracağız. Afet öncesinde, anında ve sonrasında dezavantajlı durumda olan kadınları ve çocukları önceleyen ihtiyaç analizleri yapacak, kaynak yönetim koordinasyonu sağlayacağız.

* Kadın ihtiyaçlarını siyasetimizin merkezine koyarak daha önceki belediyelerimizde hayata geçirdiğimiz Kadın Politikaları Daire Başkanlıkları, Kadın İstihdam Merkezleri, Kız Öğrenci Yurtları ve Kreş uygulamalarını İstanbul’da da yaygınlaştıracağız!

DEPREME DİRENÇLİ İSTANBUL

* ’Depreme hazırlık’ adı altında yapılan hafıza kırımı ve iç göç anlamına gelen kentsel dönüşüm yerine yerinden dönüşümü esas alacağız.

* İstanbul’da mahallenin dokusunu bozmayacak ve toplumsal dayanışma ağlarına zarar vermeyecek dönüşümü gerçekleştireceğiz.

* Rant bölgelerini değil risk bölgelerini önceleyen bir dönüşüm gerçekleştireceğiz.

* Pahalı konutu değil ulaşılabilir, güvenli, depreme hazır konutu hedefleyen bir dönüşüm gerçekleştireceğiz.

* Depreme dayanıklı ekonomik konut projeleri ve afet daire birimleri kuracağız.

* Güçlendirme ve dönüştürme için maliyetine, karşılanabilir şartlarda bir dönüşüm gerçekleştireceğiz. Kentin alt ve üst yapısına ek yükler getirmek yerine, mevcut yükleri azaltacağız.

YERİNDE DÖNÜŞÜM

* Dünyada çok sayıda örneği olan kiralık sosyal konutlar inşa edeceğiz.

* Yerinden dönüşümün uygulanacağı yerlerde bütün toplumun birlikte karar süreçlerine katılacağı mekanizmaları oluşturacağız.

* Yerinde dönüşümü yaparken kenti betona boğmayıp sosyal alanlar ve yeşil alanlar oluşturacağız.

* Deprem eğitimlerini yaygınlaştırıp her mahallede gönüllü birlikler oluşturacağız. Bu birliklerin kullanacakları arama-kurtarma malzemelerinin depolandığı deprem evlerini her mahalleye kazandıracağız.

* Deprem toplanma alanlarının sayısını ve yüz ölçümünü artıracağız.

* Çadırlardan ya da konteynerlerden oluşan geçici deprem barınma alanlarını oluşturacağız. Buralarda çadır, elektrikli soba, battaniye, temel gıda gibi malzemelerin depolandığı bölümler kuracağız.

* Profesyonel arama-kurtarma birlikleri ve merkezleri oluşturacağız.

* Deprem sonrası beklenen tsunami nedeniyle, risk altındaki, denize kıyısı olan ilçelerde dalgakıran yapımı gibi önlemler alacağız.

‘ULAŞILIR İSTANBUL’U BİRLİKTE İNŞA EDECEĞİZ’

* Ulaşımda raylı sistemlere öncelik tanıyarak kenti boydan boya bir ağ gibi kaplayan metro sistemlerini aşamalı olarak inşa edeceğiz.

* Raylı taşıma, deniz taşıması ve araç güzergâhlarını birbirine bağlayan bir ulaşım ağı oluşturacağız!

* Ulaşımda araç erişimine değil insan erişimine öncelik vereceğiz.

* İstanbul’da sayısı 4 milyona ulaşmış olan özel araç kullanımını değil toplu ulaşımı teşvik etmek için her türlü önlemi alacağız.

* Trafiğin özellikle yoğunlaştığı çok katlı büyük iş merkezlerinin, spor tesislerinin, hastanelerin, üniversitelerin bulunduğu merkezi duraklara geniş ve ucuz yeraltı otoparkları inşa edeceğiz.

* Kentin merkez bölgelerinde ve yakınlarında trafiğin yoğunlaşmasına sebep olan mega projelerin yapılmasını engelleyeceğiz.

* Emeklilere, yaşlılara, öğrencilere ve engellilere uygulanan ulaşım indirimlerini arttırıp yaygınlaştıracağız.

* İş geliş gidiş saatlerinde toplu ulaşımlarda yüzde 50 oranında indirimlere gideceğiz.

* Akıllı şehircilik hizmeti vereceğiz. Mobil uygulamayla İstanbul’daki boş park yerlerini gösteren bir sistem kurarak insanları saatlerce park arama çilesinden kurtaracağız.

* Bisiklet yollarını arttırıp aktif ulaşım türlerini çoğaltacak ve yolların toplu ulaşım ile entegrasyonunu sağlayacağız.

* Yollardan uygun olanları motorlu araç, otobüs-metrobüs ve bisiklet yolu olmak üzere üç şerit haline getireceğiz.

* Metro seferlerini 7/24 aktif hale getirerek İstanbul’u 24 saat yaşayan bir İstanbul’a dönüştüreceğiz.

* Uygun olan belirli yol güzergâhlarında sadece otobüsler için ayrı bir şerit oluşturup hem kent sakinlerinin zamandan tasarruf etmelerini hem de daha konforlu yolculuk yapmalarını sağlayacağız.

* Trafik işaret levhalarını ve ulaşım araçlarındaki anons ve uyarıları çok dilli hale getireceğiz.

‘RANT DEĞİL TOPLUMCU BELEDİYECİLİK’

* İstanbul’da konut kooperatifleri oluşturacak, ihtiyaç sahibi hanelere kira desteği sunacağız.

* Hanelere içilebilir vasıfta musluk suyu ulaştıracak, bunun için gerekli yatırımları arttıracağız.

* İhtiyaç sahibi hanelere aylık 15 m3 suyu ücretsiz olarak sağlayacağız.

* Ambalajlı içme suyu kullanımını azaltmak için mahalle çeşmelerini yaygınlaştıracağız.

* Toplumsal sağlık hizmetlerini yaygınlaştıracak, belediyeler bünyesinde birinci basamak sağlık hizmetlerinin ücretsiz sunulduğu gezici birimler oluşturacağız.

* İstanbul’a kent dışından tedavi amaçlı gelenler için misafirhaneler oluşturacağız.

* Mahallelerde ihtiyaç yurttaşların öznelerin gereksinimlerini karşılayacak çamaşırhaneler oluşturacağız.

* İhtiyaç sahibi yurttaşların gıda ve hijyen malzemelerini satın alabilecekleri akıllı kart uygulamaları başlatacağız.

* Yurttaşların ucuz ve sağlıklı yemeklere erişimini sağlamak için ‘mahalle mutfakları’ oluşturacağız.

EKOLOJİK VE KATILIMCI BÜTÇE

* Bütçenin hangi hizmet alanlarında ve ne şekilde kullanılacağına, halk meclisleri, demokratik kitle örgütleri ve bütün toplumsal kesimlerle birlikte karar vereceğiz.

* Belediyelerimizin bütün gelir ve gider kalemlerinin yer aldığı tabloları görülebilecek yerlerde ve yayınlar aracılığıyla halkın bilgisine ve denetimine sunacağız.

* Bütçe yapım sürecinin tüm aşamalarında toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alacağız.

* Her mahallenin ya da semtin ihtiyacını orada yaşayan insanlar belirleyecek. Katılımcı bütçe mekanizması oluşturarak belediye bütçesinin belli bir oranını oraya aktaracağız. Mahallenin ya da semtin ihtiyaçları katılımcı bütçeden karşılanacak.

* Belediye ile halk arasında güçlü bir köprü görevi gören Kent Konseyini ve Danışma Kurullarını güçlendirerek kentin tüm toplumsal dinamiklerinin söz, karar ve yetki sahibi olmasını sağlayacağız.

* Bütçe yapım süreçlerinin tümünde ekolojik ve tarihsel yapının korunmasını, yeşil alanların çoğaltılması ve toplum ile doğa arasında yeni bir ilişkinin ortaya çıkmasını önceleyeceğiz.

* İstanbul’un yüzde 60’a yakını yeşile ve maviye ulaşamıyor. Ayıracağımız bütçe ile İstanbulluları denizle ve ormanla buluşturacağız.

* Yasal mevzuata göre kişi başına düşmesi gereken yeşil alan 15 metrekare iken İstanbul’da rant rejimi bu oranı 0,6 metrekareye kadar çekmiştir. Dere kenarlarını imara kapatıp yeşillendireceğiz. Her mahalleye ekolojik parklar inşa ederek toplumun toprakla ve ağaçla tekrar buluşmasını sağlayacağız.

* Dikey mimari ve plansız yapılaşma sonucu hava akımı engellenen İstanbul’da yatay ve planlı mimariyi yaygınlaştıracağız. İstanbul’a nefes olacağız.

SERMAYENİN DEĞİL EMEĞİN KENTİ

* İstanbul’u sermayenin genişleme ve birikim hırsına göre değil, işçi ve emekçinin ihtiyaçlarına göre dönüştüreceğiz.

* İstanbul’un olanaklarından yoksun bırakılarak çepere itilen toplumsal kesimlerin kentin merkezi dinamiklerine erişimini kolaylaştıracağız.

* Yerel yönetimimizde kamu bütçesinin şeffaf bir biçimde dağılımını sosyal adalet ilkesine göre gerçekleştireceğiz!

* İstanbul’da çeşitli boyutlarda ve gruplarda açığa çıkan yoksulluğa dair bir veri bankası oluşturacak, ihtiyaç sahibi yurttaşların kaynaklara eşit bir şekilde erişebilmesini sağlayacağız.

* İstanbul’un mahalle mahalle ihtiyaç haritasını çıkaracağız! İhtiyaç temini için belediye kaynaklarını kullanacak, ilgili ağlarla temas halinde olacağız.

* Sağlıklı ve nitelikli gıdaya erişimi sağlayacak halk marketleri oluşturacak, ihtiyaç sahibi yurttaşlara düzenli olarak gıda desteği sunacağız.

* Sadaka kültürünü değil dayanışma kültürünü esas alarak yoksullukla mücadele ağlarını yaygınlaştıracağız.

* Taşeron işçiliği başta olmak üzere, esnek, kuralsız ve güvencesiz istihdam biçimlerine geçit vermeyeceğiz.

‘İSTANBUL’DA GENÇLERİN DEM’İ’

* Gençlik meclisleri kurarak gençlerin şehirle ilgili kararlarda doğrudan söz sahibi olmalarını sağlayacağız. Gençlik yerel demokrasi ile yeni yaşamı İstanbul’da inşa edecek ve yerel yönetimin öznesi olacak.

* Gençlerin Gençlik Meclislerinde şehirle ilgili kararlara doğrudan katılımıyla söz sahibi olmalarını sağlayacağız.

* Öğrencilerin eğitim ihtiyaçlarına göre yurtlar inşa ederek barınma sorunlarını ücretsiz olarak çözeceğiz.

* Belediye yurtlarında sağlıklı ve doyurucu beslenme imkânı sağlayacak, çamaşırhane, kütüphane, kültür merkezi, spor salonu gibi yaşam alanları ücretsiz olacak.

* Gençliğin en büyük sorunlarından biri olan işsizliği önlemek için kalıcı istihdam alanları yaratacağız.

* Stajyer ve çırakların kölelik koşullarında çalıştırılmasını önleyici tedbirler alacağız. Gençlerin kendi ihtiyaçları temelinde beceri ve kapasitelerini geliştirerek üretime katılmaları ve tüketim ihtiyaçlarını karşılamaları için gerekli desteği sağlayacağız.

* İşsiz gençlerin su, gaz ve elektrik gibi temel ihtiyaçlara daha ucuz erişmelerini sağlayacağız.

* Gençler arasında yaygın olan ve her geçen gün artan madde bağımlılığını önlemek için ailelere ve gençlere eğitimler vereceğiz. Bağımlı hale gelmiş gençler için psiko-sosyal destek merkezleri açacağız.

* Bilim merkezleri ve eğitim destek evleri açacağız.

* Kültürel ve sportif aktivitelere erişimi sağlayacağız. Kültür merkezlerinde zengin içerikte kütüphaneler, sinema ve tiyatro salonları, internete erişilebilecek bilgisayar odaları, atölyeler ve okuma, etüt odaları kuracağız.

MUTLU ÇOCUKLARIN KENTİ

* Çocuk politikalarını hayata geçirmek için belediyelerimizde Çocuk Politikaları Daire Başkanlığı kuracağız! Daire Başkanlığı bünyesinde oluşturulacak birimlerde; çocukların katılım hakkını öncelik vereceğiz, kendi yaşamları ve yaşam alanları üzerinde söz kurabilmelerine aracılık edeceğiz.

* Çocukların anadillerinde kültürel-sanatsal, bilimsel, sportif deneyimler yaşayabileceği, oyunlar oynayabileceği ve sosyalleşebileceği mekânların yaratılması için çocuklarla birlikte çocuk akademilerini hayata geçireceğiz.

* Çocuk yoksulluğunu önleyici politikalar geliştireceğiz. Çocukların yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenme hakkına erişimini sağlamak için her mahalleye erişilebilir gıda bankaları kuracağız.

* Çocukların yeri sanayi ve fabrikalar değildir. Çocukların işçileştirilmesinin önüne geçeceğiz.

* Yerel yönetimin her aşamasında çocuklara duyarlı bütçelemeyi hayata geçireceğiz.

* Türkiye genelinde 9 yaşa kadar inen uyuşturucu bağımlılığına son vermek için etkin politikalar üreterek kapsamlı mücadele vereceğiz. Aileler ve çocuklar için farkındalık eğitimleri düzenleyeceğiz.

* 15 yaşına kadar tüm çocuklar için şehir içi ulaşımı ve kültürel etkinliklere katılımı ücretsiz hale getireceğiz.

* Dillerin çoğulluğunu esas alan kreşler açarak çocuklara tam gün hizmet vereceğiz.

* Ortak hafızanın yeni kuşaklara aktarımını sağlamak için çocuk oyunlarını, hikâye ve masalları derleyeceğiz. Çocukların derlenen bu materyallere erişimi için Masal Evleri-Oyun Evleri-Mala Çirokbêjan inşa edeceğiz.

* Çocuk ihmal ve istismarına karşı ‘mücadele ve danışma’ birimi kurarak yetişkinlere ve çocuklara yönelik farkındalık çalışmaları ile birlikte çocuklara psikolojik ve hukuki destek sağlayacağız.

ERİŞİLEBİLİR BİR KENT

* Belediyemizde Engelliler Daire Başkanlığı kuracağız. Ayrım gözetmeksizin herhangi bir engeli bulunan bireyleri yerel yönetimlerin tüm birimlerinde istihdam edeceğiz.

* Engelli hakları farkındalığını artırmak için eğitimler ve etkinlikler düzenleyeceğiz.

* Engelli yurttaşların ihtiyaç duymaları ve talep etmeleri durumunda asistanlık hizmetleri sunabilecek destek ağları kuracağız.

* Bakım ihtiyacı olanlar için ana dilinde, ücretsiz ve kesintisiz hizmet verecek Yaşam Destek Merkezleri kuracağız.

* Yerel yönetimlerin görev alanındaki konut, lavabo, asansör, alt-üst geçit, kaldırım, park, otopark, bina gibi yapıların, internet sitelerinin, mevzuat ve diğer programların erişilebilirliği için dönüşüm bütçesi hazırlayacağız.

* İşitme engelliler için işaret dili kurslarını yaygınlaştırıp, tercüman istihdam edeceğiz. Engelli bireyleri, sosyal yaşamın dışında bırakan ve yalnızlaştıran ayrımcılığa son vereceğiz.

* Belediyelerin dijital yayınlarını çok dilli ve engelliler için erişilebilir olacak şekilde yeniden düzenleyecek, sosyal medya araçlarını erişilebilirlik ilkelerini esas alarak tasarlayacağız.

*Anadili Türkçe olmayanlar, okuma yazma bilmeyenler, yaşlılar ile Alzheimer-Demans gibi hastalıkları olanlar ve tüm engelliler için, ulaşım araçlarını bölge, mahalle ve renk kodlarına göre ayırarak ulaşım hatlarının karmaşıklığına son vereceğiz.

* Tüm toplu taşıma araçlarında ses, renk ve Braille Alfabesi kullanan çok dilli anons ve yönlendirme tabloları oluşturacağız.

* Engelli kadınların eğitim, iş, siyaset, sosyal ve kültürel alanlardaki varlığını öncelikli gören, hak ve özgürlüklerini güvence altına alan politikaları hayata geçireceğiz

* Ev içinde şiddete uğrayan engelli kadınlar ve engelli çocuğu olan kadınlar için ihtiyaçlarına uygun yaşam evleri açacağız.

* Otizm ve down sendromlu çocukların eğitim almalarını sağlayacak ve yaşamlarını sürdürebilecekleri ücretsiz eğitim kurumları kuracak, ailelerine her türlü desteği sunacağız.

EMEKLİ VE YAŞLILAR İÇİN YAŞANABİLİR KENTLER

* Emeklilerin temel ihtiyaçlarını gidermeleri için asgari ücretle geçinen ailelere her yıl asgari ücretin yarısı kadar nakdi destekte bulunacağız.

* İstanbul Büyükşehir Belediyesi tesislerinin sayısını artırarak, tüm tesislerde emekli ve yaşlılara indirim uygulayıp ihtiyaca göre bazı tesislere ücretsiz erişim imkanı sağlayacağız.

* İstanbul’da, sendika, dernek gibi emekli örgütleriyle koordineli çalışarak sorunların ve ihtiyaçların zamanında tespiti ve çözümü için emekli ve yaşlıların kent yönetimine katılımını sağlayacağız.

* Mahallelerde emekli ve yaşlıların sosyal ve kültürel faaliyetlere katılabileceği, ilgi alanlarına göre kurs, ders ve eğitimler alabileceği, temel sağlık hizmetlerinden yararlanabileceği, spor yapabileceği mahalle evleri gibi mekanlar oluşturacağız.

* Müze, galeri, sinema, tiyatro, konser, sergi gibi etkinliklerin giriş ücretleri ve kamuya ait mekanlarda sunulan hizmetlerde indirim uygulayarak ihtiyaca göre belirli hizmetleri ücretsiz sağlayacağız.

* Kent içinde ve veya yakınlarında emekli ve yaşlılara özel, düşük maliyetli dinlenme tesisleri oluşturacağız.

* Emekli ve yaşlılara evde bakım ve bakıcılık hizmeti, ev temizliği, evlere sıcak yemek servisi gibi hizmetler sunacağız.

* Yaşlılara yönelik fizik tedavi merkezleri açacak ve hastaların merkezlere ulaşımını ambulans ve ücretsiz servislerle sağlayacağız.

KÜLTÜR SANATIN KENTİ

* Kültür ve sanat etkinliklerinin belli semtlerde yoğunlaşmasının önüne geçerek ‘erişilebilirlik’ ilkesi ile bütün İstanbulluların bu olanaklardan faydalanmasını sağlayacağız.

* Mahallelerin kültürel etkinliklere daha rahat erişim sağlayabilmesi için Semt Kültür Evleri, kütüphaneler ve sinemalar açacağız.

* İsmek gibi kurumlarda verilen eğitimin niteliğini artırarak İstanbul’un merkezi ile çeperi arasındaki farkı kapatacağız.

* Kentin çeperindeki insanların faydalanamadığı ya da erişmekte zorlandığı pahalı eğitimlerin kentin her yerinde eşit nitelikte verilmesi için çalışmalar başlatacağız.

* Mevcut iktidarın yok etmeye çalıştığı kentin hafızasını yeniden gün yüzüne çıkararak ismi değiştirilen mekânlara tarihsel isimlerini iade edeceğiz.

* Bütün kültürel ve sanatsal etkinliklerin Türkçenin yanı sıra Kürtçe, Süryanice, Ermenice, Arapça, Lazca, Rumca gibi tüm halkların kendi dillerinde yapılmasını sağlayacağız.

* Atölye, festival, tiyatro gibi kültürel ve sanatsal faaliyetlerde çok dilliliği esas alacak; dillerin kullanım ve gelişimine öncelik vereceğiz.

* Cinsiyetçi, ırkçı, milliyetçi, rekabetçi ve piyasacı kültür-sanat siyasetine karşı toplumcu ve demokratik sanatın geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için çalışacağız.

* Tarihsel ve kültürel mekânları koruyacak önlemler alacağız, doğal ve kültürel eserleri aslına uygun olarak restore edeceğiz.

* Tekellerin güdümündeki turizm mekânlarından gelen gelirin halka eşit paylaşılmasını sağlayacağız.

* Tarihsel değerlerin tümünün turistik mekânlara dönüştürülerek tahrip edilmesine izin vermeyeceğiz.

MAVİLİKLER YEŞİLLE BULUŞACAK

* Kent meydanlarının ağaçlandırılmasına hız verecek, kent parklarını çoğaltacağız.

* Ekosistem bütünlüğünü bozan yatırımlara, eko kırım suçu işleyen mega projelere imar ruhsatları vermeyeceğiz.

* Tüm canlıların müşterek alanları olan kent ormanlarını koruyacak, imara açılmalarına müsaade etmeyeceğiz.

* İstanbul’un kuzeye doğru yayılmasını durduracak, bu bölgede yapılması planlanan felaket projelerine geçit vermeyeceğiz.

* İstanbul’un doğasına, tarihine, dokusuna ve canlı çeşitliliğine karşı işlenen suçları kent suçu olarak kabul edecek bu suçları önlemek amacıyla “kent suçu” yönetmeliği hazırlayacağız.

* İklim dostu bir İstanbul için enerjide öz yeterliliği sağlayacak, aydınlatma direklerine güneş panelleri yerleştirmek gibi alternatif enerji seçeneklerini çoğaltacağız.

* Toplu ulaşımda sıfır veya düşük emisyonlu ulaşım araçlarını yaygınlaştıracak, mevcut toplu ulaşım araçlarını bu yönde dönüştüreceğiz.

* Hanelerden başlayarak geri dönüşüm uygulamalarını teşvik edecek, ayrıştırma için gerekli malzemeleri her mahallede temin edeceğiz.

* İstanbul’un endüstri ile iç içe geçen bölgelerinde çevre ve hava kirliliğine karşı etkili yaptırımlar için yönetmelikleri uygulayacağız.

* Belediyenin tasarrufundaki alanlarda kent bostanları oluşturacak, organik tohum desteği sunacağız.

* Tarım kooperatiflerini teşvik edecek, üreticiden tüketiciye dolaysız ulaşım için sorumluluk alacağız.

SOKAKLAR TÜM CANLILARIN

* Doğadaki tüm canlıların yaşamının devamlılığı ve korunması için politikalar geliştireceğiz ve tedbirler alacağız. Kentlerde yaşayan hayvanların yerel yönetimlerce kentin doğal bileşeni olarak görülmesini sağlayacak düzenlemeler yapacağız.

* Sokak hayvanlarına yönelik kötü muameleyi önleyeceğiz.

* İstanbul sokaklarında bir tek hayvanın zarar görmemesi için hayvan hakları savunucusu kurumlarla, meslek odaları ve hukukçularla işbirliği içerisinde olacak; her mahallede farkındalık eğitimleri düzen leyeceğiz.

* Hayvanları ölüme terk eden barınakları, hayvanat bahçelerini, yunus parklarını, hayvan üretimi ve satışı yapan konut ve işyerlerini kapatacağız.

* İstanbul’da sokak hayvanları için bakım ve beslenme merkezleri kuracağız. Tüm sokak hayvanları için sokaklara besleme odakları ve suluklar yerleştirecek ve koruma amaçlı yasal uyarı tabela ve afişlerini yaygınlaştıracağız.”