Kasım 2016'dan bu yana Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan ve bu süreçte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından defalarca hedef alınan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, siyasetin gündeminde yer alan konulara ilişkin olarak Medyascope Yayın Yönetmeni Ruşen Çakır'ın sorularını yanıtladı.

28 Şubat'tan Roboski'ye, Diyarbakır hapishanesi mahkumlarından azınlıklara dek birçok kesimle 'helalleşme' adımlarını sürdüren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun muhalefetin ortak adayı olması ihtimaline karşı yükselen itirazları yorumlayan Demirtaş, "Eleştiriler sadece “kazanabilme ihtimalinin düşük olması “önermesine mi dayanıyor size göre?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Altılı masanın ortak bir adayı olur mu, olursa kim olur, buna elbette kendileri karar vereceklerdir. Ancak söz konusu adayın altılı masayı da aşacak şekilde, geniş kesimlerin adayı olması isteniyorsa HDP de dahil diğer tüm kesimlerle adaylık öncesi açık, şeffaf bir müzakere yürütülmesi gerektiğini HDP defalarca belirtti. Benim veya bizim, ortak aday konusunda isim söylememiz doğru olmaz.

Bu vesileyle bir şey söylemek isterim, Kemal Bey üzerinden veya inancı üzerinden yapılan ayrıştırıcı tartışmaları hem çok yanlış hem de kendisine haksızlık olarak değerlendiriyorum. Kaldı ki bence Sayın Kılıçdaroğlu, ülkenin neredeyse tüm temel ve tartışmalı sorunlarına ilişkin görüşlerini açıklamış durumda ve farklı toplumsal kesimlerde önemli bir desteğe sahip olduğu görünüyor. Böylesine kamplaşmış toplumlarda, her konuya ilişkin çözüm önerisi sunmak ve bunlar etrafında toplumu birleştirmek hiç de kolay bir iş değildir.

Ülkenin sorunları hakkında henüz tek kelime etmemiş kişilerin suskunluklarının bazı anketlerde bir parça yüksek çıkması kimseyi yanıltmasın. Ülkenin son derece önemli sorunları hakkında konuşmaya başladıklarında, ki aday olurlarsa konuşmaları gerekecek, bazı anketlerde görülen bu destek sürer mi, emin değilim.

Ben sadece kişisel bir gözlemimi bu şekilde aktarmakla yetiniyorum. Daha fazla yorum yapmam doğru olmaz."

'SEÇİMİ NASIL VE KİMİN OYLARIYLA KAZANIP DA BAKAN OLMAYI HAYAL EDİYORLAR, MERAK EDİYORUM'

Demirtaş, CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin'in "Elbette HDP'ye bakanlık verilebilir, her partiye verilebilir" şeklindeki ifadesi sonrası muhalefet cephesinde yaşanan tartışmaları da değerlendirdi.

"HDP de dahil tüm siyasi partiler halkın desteğini aldıkları taktirde ülke yönetimine dahil olabilirler. Kaldı ki, HDP 102 belediyede yerel yönetim hakkını seçimle kazanmış ve bu yönüyle zaten ülke yönetiminin parçası olmuştur. Ama bunu hazmedemeyen zihniyet, kayyum uygulamalarıyla halkın iradesine darbe yapmıştır. Şimdi 'HDP’ye bakanlık asla olmaz' diye bağıran kişilerin bu kayyım darbecilerinden ne farkı var ki?" diye soran Demirtaş, şöyle devam etti:

"Bir de bu sözde muhalif milliyetçiler, kendilerini bakanlık dağıtım merkezi olarak görüyorlar ve sadaka dağıtır gibi bakanlık dağıtırken “HDP’ye yok” diyorlar. Hele önce siz o bakanlık koltuğuna oturun da bir görelim. Seçimi nasıl ve kimin oylarıyla kazanıp da bakan olmayı hayal ediyorlar, merak ediyorum. Sonuçta yönetime kimin geleceğine halk karar verir, bu kişiler değil."

AKŞENER'E YANIT: SADECE BUGÜNÜ DEĞİL, YARINLARI DA DÜŞÜNEREK KONUŞMAKTA YARAR VAR

Bu noktada İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in "HDP’nin olduğu masada biz olmayız" şeklindeki ifadesine değinen Demirtaş, şunları kaydetti:

"Bir gelecek, değişim, kucaklaşma vizyonu taşımayan bir yaklaşım olarak değerlendiriyorum. Herkesle oturup memleketin her sorununu konuşma cesaretini ve becerisini göstermek, büyük siyasetçi olmayı gerektirir. Ülkenin geleceği hakkında sözü ve güzel hayalleri olan siyasetçiler böyle konuşamazlar, konuşmamalılar. Risk almadan, tabanı ve toplumsal psikolojiyi değiştirmeden ciddi sorunlara çözüm bulunamaz.

Tabii ki bugünün konjonktürel gerilim ve fay hatları hesap edildiğinde, bir de seçimin kapıya dayandığı gözetildiğinde siyasetçilerin oy kaygısıyla hareket etmeleri anlaşılır olsa da stratejik açıdan hatalıdır. Çünkü Türkiye seçimden sonra, büyük sorumluluk sahibi siyasetçilere ihtiyaç duyacak. Sadece bugünü değil, yarınları da düşünerek konuşmakta yarar var."