68 kuşağının unutulmaz gençlik önderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, 6 Mayıs 1972'de, bundan tam 52 yıl önce idam edildiler. Bugün Türkiye'nin dört bir yanında düzenlenen anma ve etkinliklerle Denizler anılıyor. İnsanlar doğar, büyür, yaşar ve ölürler. Önemlİ olan çok yaşamak değİl, yaşadığı süre İçİnde fazla şeyler yapabilmektİr.

DENİZ GEZMİŞ

İnsanlar doğar, büyür, yaşar ve ölürler.

Önemlİ olan çok yaşamak değİl, yaşadığı süre İçİnde fazla şeyler yapabİlmektİr.

DENİZ GEZMİŞ

68 KUŞAĞININ SİMGE İSMİ

Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan ile birlikte 6 Mayıs 1972’de idam edilen Deniz Gezmiş, 68 kuşağının önemli isimlerinden biriydi. Deniz Gezmiş, babasına yazdığı son mektupta, “İnsanlar doğar, büyür, yaşar, ölürler. Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir." diyordu.

BİR GENÇLİK LİDERİ

Gençlik lideri, Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu kurucu üyesi Deniz Gezmiş, lise yıllarındayken 11 Ekim 1965'te Türkiye İşçi Partisi'ne üye oldu. İlk gözaltısınıAğustos 1966’da Çorum Belediyesi temizlik işçilerinin Taksim’deki eylemine destek olduğu esnada yaşadı. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne başladı. 

FİLİSTİN'DE SAVAŞTI

Gençlik hareketinin öncü isimlerinden biri haline geldi. 6. Filo, Kıbrıs ve diğer konulardaki protestolar esnasında defalarca gözaltına alındı, tutuklandı. Filistin halkına destek için gittiği Filistin'de FHKC saflarında savaştı.

SIKIYÖNETİM MAHKEMESİNDE YARGILANDI

12 Mart Muhtırası’nın ardından Yusuf Aslan ile birlikte Nurhak’a doğru giderken yakalandı. Dönemin İçişleri Bakanı Haldun Menteşeoğlu'nun makamına götürüldü. Sonrasında Tuğgeneral Ali Elverdi’nin başkanlığında Baki Tuğ savcılığında Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 No'lu Mahkemesi'nde yargılandı.

6 MAYIS'TA İDAM EDİLDİ

Deniz Gezmiş ve arkadaşları, THKO davasında Türk Ceza Kanunu’nun 146. maddesini ihlâl ettikleri gerekçesiyle idam cezasına çarptırıldı. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan 6 Mayıs 1972'de Ulucanlar Cezaevi'nde asılarak idam edildi.

BABASINA SON MEKTUP

Deniz Gezmiş son mektubunda şöyle yazdı: “İnsanlar doğar, büyür, yaşar, ölürler. Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. Bu nedenle ben erken gitmeyi normal karşılıyorum. Ve kaldı ki benden evvel giden arkadaşlarım hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. Benim de tereddüte düşmeyeceğimden şüphen olmasın. Oğlun ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir. O bu yola bilerek girdi ve sonunun da bu olduğunu biliyordu.”

"GİTTİLER AKŞAM OLMADAN"

Şair Atilla İlhan, idamlarını duyduktan sonra ünlü “Mahur Beste” şiirini yazdı:

“Bir yangın ormanından

püskürmüş

genç fidanlardı

Güneşten ışık yontarlardı

sert adamlardı

Hoyrattı gülüşleri

aydınlığı çalkalardı

Gittiler akşam olmadan

ortalık karardı”

---

“En uzun koşuysa elbet Türkiye'de de devrim

O, onun en güzel yüz metresini koştu

En sekmez lüverin namlusundan fırlayarak...

En hızlısıydı hepimizin

En önce o göğüsledi ipi...

Acıyorsam sana anam avradım olsun

Ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun!”

CAN YÜCEL