Genel

Depremin psikolojisi ile nasıl mücadele edilir?

Kahramanmaraş merkezli yaşanan 2 deprem ve artçıları 10 ilde büyük bir yıkım yaratırken, başta çocuklar olmak üzere milyonlarca kişiyi psikolojik olarak da etkiledi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bölgeye psikososyal destek ekipleri gönderirken Türkiye Psikiyatri Derneği ve Türk Psikologları Derneği de bölgeye uzmanlarını göndererek çalışmalara başladı.

Abone Ol

Kahramanmaraş merkezli yaşanan 2 deprem ve artçıları 10 ilde büyük bir yıkım yaratırken, başta çocuklar olmak üzere milyonlarca kişiyi psikolojik olarak da etkiledi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bölgeye psikososyal destek ekipleri gönderirken Türkiye Psikiyatri Derneği ve Türk Psikologları Derneği de bölgeye uzmanlarını göndererek çalışmalara başladı.

"Henüz erken dönemdeyiz"

Hatay'da depremin ilk gününden bu yana çalışmalarını sürdüren klinik psikiyatr İbrahim Eke, DW Türkçe'ye, "Şu an erken dönemdeyiz. Anormal bir olaya şu an normal tepkiler veriliyor. Şehrin 5'te 4'ü yıkıntıya uğramışken yorum yapmak için erken. Depremzedeler 'yalnız değiliz'i görmek ister. Psikososyal hizmet beklenir ancak bu çok yetersiz" dedi. İbrahim Eke, "Şu an akut dönem, semptomlar depremin üzerinden 6 ay geçtikten sonra, travmatik stres bozukluğundan bahsedilebilir.  Bu şu an akut stres bozukluğu olmayacağı anlamına gelmez" dedi.

"Çocuklar için en önemli duygu güven"

Depremden en fazla etkilenenler ise çocuklar. Hem deprem bölgesinde hem de diğer illerde çocuklar için atılması gereken adımları Çocuk Gelişim Uzmanı Emine Ergün DW Türkçe'ye değerlendirdi. Ergün, depremi yaşayan ve etkilenen çocuklar için en önemli duygunun "güven" olduğunu belirterek, "Aileleri yanında olan çocuklar için avantaj. Ailesi yanında olmayan çocuklar için de yanında yetişkinler refakatçi yetişkinler olmalı hem de eğitim camiasından kişiler de olmalı. Bölgede görev alacak sosyal çalışmacılar, çocuk gelişim uzmanları, psikiyatristler çok önemli" dedi.

Çocuklara yaklaşırken hiçbir şey olmamış gibi yaklaşılmaması gerektiğini vurgulayan Emine Ergün, "Onlar her durumun farkında. İlla oyun oynamak zorunda değiliz.  Normal akışta gitmeli bazı şeyler, gözlemliyorlar. Korkan, ağlayan çocuklar olur, ağlamasına fırsat vermek lazım, duygularını dinlememiz gerek" diye konuştu.

"Oyuncak yardımı önemli"

Depremzedelere gidecek yardımların içinde oyuncak ve çocuk kitaplarının olmasının önemine de dikkati çeken Ergün, "Bu materyalleri kullanacak, vakit geçirecek meslek elemanları da önemli. Psikososyal çalışmalar çok önemli, eğitim almış kişiler bunu yapmalı. Çocuklardaki semptomları onlar fark eder, oyun iyi bir iyileştirme aracıdır, her şeyi görebiliriz" değerlendirmesi yaptı.

"Doğru ve gerçekçi yanıt vermeliyiz"

Deprem bölgesi dışındaki çocuklar için de atılması gereken adımlar olduğunu söyleyen Emine Ergün, 7 yaş üstü ile 7 yaş altı çocuklar için farklı adımlar atılması gerektiğine dikkati çekti.

7 yaş ve üstü çocukları deprem olaylarından fazla izole etmenin yanlış olduğunu söyleyen Ergün, "Çocuklara depreme dair doğru ve gerçekçi yanıtlar vermeliyiz" dedi. 7 yaşından küçük çocukların ise olabildiğince ekrandan uzak tutulması gerektiğini kaydetti.

Çocuklarla iletişim nasıl olmalı?

Depremi yaşamayan çocukların endişeleneceğini belirten Ergün, "Bizim evimiz de yıkılır mı?", "Depremi yaşar mıyız?" gibi sorular soracaklarını kaydetti. Bu sorulara verilecek yanıtın çok önemli olduğunu anlatan Ergün, "Hayır, evimiz yıkılmaz gibi bir yanıt vermemeliyiz. Doğru neyse o yanıtı vermeliyiz. Evin güvenli olduğunu, önlemleri aldığımızı anlatmalıyız. Çocuklara, 'biz güvenli bir yerdeyiz, bir deprem çantamız var, evimizde güvenli bölgeler var. Deprem yağmur, kar gibi beklenmedik bir anda gelir ve biz ne yapacağımızı biliyoruz' demeliyiz. Çocuklar mutlaka deprem anında ne yapacağını da böylece öğrenmeli" değerlendirmesi yaptı.

Psikolojik ilk yardım nasıl olmalı?

Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) Ruhsal Travma ve Afet Psikiyatrisi birimi de hemen bir çalışma yaparak bölgedeki halkı bilgilendirmeye başladı. Çalışmada, afeti yaşayanlarda "Şaşkınlık", "korku", "çaresizlik", "suçluluk", "kaygı", "şok", "taşkınlık", "dini inançlarında değişiklik", "kendine ve başkalarına güvenmeme" gibi duyguların görülebileceği belirtildi. Bölgeye sağlık, gıda ve giyecek gibi yardım gitmesinin mağdurların güven duygusunu kazanmada önemli olduğu kaydedilen TPD çalışmasında, afetin psikolojisinin mağdurlarda düzeltilmesi için şunların yapılması önerildi:

-Temel ihtiyaçlar sağlanıp, doğru bilgi paylaşılılmalı

-Kendi öykü ve duygularını aktarmak istediklerinde mutlaka dinlenilmeli. Öykülerini anlatmaya zorlanmamalı hele ki kişisel detaylara girmesi asla zorlanmamalı

-Afetten etkilenenlerin yakın arkadaşları ve sevdikleri ile ilişki kurmalarına yardım edilmeli, diğer yakınları ile bir araya getirilmeli

-Kendi ihtiyaçlarını kendileri karşılayabilecekleri ortam sağlanmalı

-Korku ve endişe ifade edip farklı ihtiyaçlarını bildirenlere gerekli servislerin olduğu ve bu servislerin kendilerine yardım edebilecekleri vurgulanmalı. Kişilerin ihtiyaç duyacağı servisler ve kurtarma aktiviteleri ulu orta eleştirilmemeli

-Afetten etkilenenlere "şunu hissedeceksin", "şunu yapmalısın" gibi dikteler yapılmamalı

-Tutulamayacak sözler kesinlikle verilmemeli

Depremden 1 hafta sonra neler yapılmalı?

Depremin üzerinden 1 hafta geçtikten sonra kişilerde hala tepkisizlik, çaresizlik ve korku gibi duyguların görülebileceğini vurgulayan Türkiye Psikiyatri Derneği çalışmasında, "Afetten etkilenenler olayın tamamını ya da bazı kısımlarını hatırlayamayabilir, depremin olduğu eve giremez, insanlardan uzaklaşır, olayla ilgili konuşmayı istemeyebilir. Uykusuzluk, sinirlilik, çabuk öfkelenme, aşırı irkilme, çarpıntı, titreme, nefes almakta zorluk yaşanabilir. Yakınların ölmesi ile ilgili suçluluk duygusu artabilir" denildi. Tüm bu süreçlerin "normal" olduğunu belirtilen çalışmada 2 hafta içerisinde bunun azalacağını eğer azalmıyorsa mutlaka uzmanla görüşülmesi gerektiği de belirtildi.

Daha iyi hissetmek için ne yapılmalı?

Türkiye Psikiyatri Derneği uzmanlarınca hazırlanan çalışmada depremden etkilenenlerin kendilerini daha iyi hissedebilmeleri için yapacakları da belirlendi. Bunlar şöyle sıralandı:

-Sizi dinleyebilecek bir yakınınızla konuşmaktan kaçınmayın. Arkadaşlar, aile, komşularla olan olumlu ve destekleyici ilişkilerinizi sürdürün.

-Duygularınızı, üzüntünüzü bastırmaya çalışmayın

-Çocukların depreme ait görsellere ve videolara maruz kalmasını azaltın. Yetişkinler bazen görüntüleri izlemek ihtiyacı duyabilirler ancak tekrar tekrar, gün boyunca yıkım görüntülerini izlemek ruhsal etkilenmenizi arttıracaktır

-Umutsuzluk hisleri olağandır. Bu nedenle sakinleştirici/yatıştırıcı ilaç ya da alkol kullanmayın, uykunuz günler içinde düzelecektir.

"Psikologlar iş birliğine hazır"

Türk Psikologlar Derneği de online veya bölgede çalışacak psikologlara çağrı yaparak dernek ile iletişime geçilmesi istendi. Dernek açıklamasında, "Depremden etkilenen illerde olan psikologlarımızın da desteğe ihtiyaç duydukları, birçoğunun evlerinde yıkım olduğu ve hasar oluştuğu, birçoğunun da yakınlarını kaybetmeleri sebebiyle yas sürecinde oldukları göz önünde bulundurularak psikologların, kendilerinin bir travmaya maruz kalmışken desteklenmeden etkin ve verimli hizmet vermeleri ve süreci sağlıklı bir şekilde yürütmeleri mümkün değildir" denildi. Bu nedenle gönüllü psikologların iş birliğine hazır olduğu kaydedildi.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir