Depremin ardından yeni yerleşim alanlarının seçiminde Maden Tetkik ve Arama Kurumu (MTA) önemli rol oynayacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli’nin ilk toplantısında yeni yapılacak konutların zemin artı 3-4 katlı olacağını ve yatay mimarinin esas alınacağını ifade ederken, yeni yerleşim yerleri belirlemede bilim insanlarının çalışmalarının esas alınacağını dile getirmişti. Milliyet gazetesinden Mithat Yurdakul'un haberine göre; bu kapsamda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı MTA ile Toplu Konut İdaresi (TOKİ) yeni bir uygulamayı hayata geçiriyor. Yapılan hazırlıklara göre, MTA’ya bağlı deprem ve diri fay hattı uzmanları yeni yerleşim alanlarının belirlenmesinde kilit rol oynayacak.
TOKİ ile ortak çalışma yürütecek olan MTA uzmanları diri fay hatları ile proje sahalarını karşılaştıracak ve bir sahaya olumsuz yanıtını verirse o sahaya asla inşaat izni verilemeyecek. Diri fayları haritalaması, detaylı arazi gözlemleri ile yapılıyor. Zaman içinde deprem aktivitelerinin tespit edilmesi sonucunda fay haritaları güncelleniyor.
Yapılacak yeni konutlarda depreme dayanıklılık birinci gündem maddesini oluştururken, ikinci olarak ise konutların çevreci unsurlarla inşa edilmesine dikkat edilecek. Bu kapsamda Japonya ve ABD gibi ülkelerde hem dayanıklılık hem de çevreci özelliğiyle inşaatlarda çimentoyu güçlendirmek için kullanılan geleceğin betonu ya da yeşil beton olarak adlandırılan perlit madeni kullanılacak. Dünyadaki bilinen perlit rezervinin yüzde 74’ü Türkiye’de bulunurken, perlit madeni yüzde 70 oranında inşaat sektöründe, yüzde 10’ar tarım ve endüstri sektöründe, geri kalan kısmı ise ilaç, kimya ve metalürji gibi sektörlerde kullanılıyor.
İnşaatlarda kullanılan tuğlaların ve harçların üretiminde katkı maddesi olarak yer alan perlit, kil veya kalsiyum çimentosu ile bağlanmasıyla ise yüksek oranda yalıtım sağlayarak, yakıt tasarrufuna da katkı sunuyor. Hafif olmasından dolayı binanın ölü yükünü azaltarak depreme karşı koruyan perlit, anorganik bir madde olduğu için, yüksek ısıda özelliğini kaybetmeyerek yangınların sıçramasını ve yayılmasını da önlüyor.