DSÖ'nün yeni raporu, halk sağlığı tehditlerine dikkat çekiyor

Abone Ol

Dünya Sağlık Örgütü’nün yeni raporu, Cinsel Yolla Bulaşabilen Enfeksiyonlar, Hepatit ve HIV’e karşı ilgisizlik ve tedbirsizliklerin halk sağlığı tehditi oluşturduğunu vurguluyor.

Raporda paylaşılan veriler, CYBE (Cinsel Yolla Bulaşabilen Enfeksiyonlar) olgularının pek çok bölgede artışta olduğunu ve yeni HIV ve viral hepatit olgularında ise küresel ortak eforlara bağlı olarak azalma görülse de bu azalmanın yetersiz olduğunu gösteriyor.

(Yazıdan yapılacak tüm alıntılarda yazar adını ve yazı bağlantısını paylaşmayı lütfen ihmal etmeyin.)

Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ,WHO) yayımladığı yeni rapor, HIV, Hepatit ve Cinsel Yolla Bulaşabilen Enfeksiyonlarla (CYBE) mücadeledeki aksaklıkların küresel halk sağlığına yönelik tehditler oluşturduğunu ve her yıl 2,5 milyon ölüme yol açtığını vurguluyor. Rapora göre, 2022 yılında yetişkinlerdeki frengi olguları, öngörülerin aksine bir milyon artarak sekiz milyona ulaştı. Frengi olgularına dair veriler incelendiğinde özellikle de Amerika ve Afrika bölgelerindeki artış dikkat çekiyor. COVID-19 pandemisi sırasında frengi ve çoklu ilaca dirençli bel soğukluğu olgularında artış görüldüğü de not edilmiş.

Yine rapora göre 2022'de 1,2 milyon yeni Hepatit B ve yaklaşık 1 milyon yeni Hepatit C olgusu kaydedilmiş. Yeni HIV olguları ise 2020'de 1,5 milyondan 2022'de 1,3 milyona düştü.


Beş anahtar popülasyonda (erkeklerle seks yapanlar, damar içi madde enjekte edenler, seks işçileri, trans bireyler ve cezaevleri ve diğer kapalı ortamlardakiler), genel nüfusa kıyasla daha yüksek HIV yaygınlık oranları görülüyor. Yeni HIV olgularının tahmini %55'i bu popülasyonlar ve partnerleri arasında meydana geliyor. Bu noktada, HIV’in bu popülasyonlarda daha sık görülüyor olmasının en büyük sebebinin, bu popülasyonların damgalama ve ayrımcılık ve pek çok diğer dezavantaj sebebiyle kağıt üzerinde eşit olan sağlık hizmetlerine eşit erişemediği gerçeği olduğunun altını çizmek gerekir. Ayrıca bu popülasyonların anayasal ve sosyal haklardan toplumun tamamına kıyasla çok daha zor yararlanabildiğini de eklemeliyiz. Yani konu “HIV en çok onlarda görülüyor, öyleyse suçlu onlar” basitliğiyle ele alınamayacak kadar karmaşık ve 2024 yılında hala HIV ilişkili damgalama ve ayrımcılıktan söz etmek durumundaysak, bunda her birimizin sorumluluğu olduğunu da itiraf etmeliyiz.

Ancak, etkin HIV  ilaç tedavisi (ART) uygulanmamış (baskılayıcı ilaç tedavisine başlanmamış) HIV’in dönüşebileceği AIDS ile ilişkilendirilebilecek ölümler hâlâ yüksek seviyelerde; 2022'de 630.000 AIDS ile ilişkili ölüm rapor edildi. Bence tek başına bu veri bile küresel ortak HIV mücadelesindeki başarısızlığın kanıtı. Çünkü eğer insanların korkmadan, çekinmeden ve vaktinde HIV testi yaptırabileceği imkanlar ve toplumsal koşullar sağlansaydı ve her yerde ilaca erişim sağlanabilinmiş olsaydı, bu insanların çok büyük bölümü hala hayatta olabilirlerdi.

DSÖ, (Dünya Sağlık Örgütü) pek çok ülkenin HIV, hepatit ve CYBE ilişkili hizmetlerinin kapsamını genişletme çabalarında önemli ilerlemeler kaydettiğini, ancak sürdürülebilirlik planlamasına ihtiyaç duyulduğunu özellikle vurguluyor. Sağlık hizmetlerine erişim arttıkça, HIV ve frenginin anneden bebeğe geçişini önleme konusunda ondokuz ülke başarılı olduğu da eklenmiş. Botswana ve Namibya, HIV yayılımını tamamen durdurma yolunda başarıyla ilerliyor.
 

DSÖ Genel Direktörü Dr.Tedros Adhanom Ghebreyesus, “Bu hastalıkların küresel etkisini azaltmak için yenilikçi yaklaşımlara, daha fazla yatırıma ve uluslararası iş birliğine ihtiyacımız var. HIV, hepatit ve CYBE ilemücadelede sağlanan ilerlemeleri sürdürülebilir kılmak ve daha fazla can kaybını önlemek için kararlılıkla çalışmalıyız.” diyor ama bu iş birliğinin nasıl kurulacağı ve daha fazla yatırımın kimler tarafından nasıl yapılacağına dair soruların cevapları hala muamma.

Rapor, ülkelerin sağlık sistemlerini sürekli olarak güçlendirmeleri ve bu hastalıklarla mücadelede çok daha etkili stratejiler geliştirmeleri gerektiğini tekrar tekrar vurguluyor.

Sağlık hizmetlerine eşit erişim sağlamak, teşhis ve tedavi süreçlerini kolaylaştırmak ve iyileştirmek ve özellikle de toplumsal farkındalığı arttırmak için sıkı çalışmak bu ortak mücadelenin en önemli faktörleri. COVID-19 pandemisi sürecinde yaşanan

aksaklıklar, bu hastalıkların kontrol altına alınmasını zorlaştırmış olsa da, DSÖ,  partnerleri ile birlikte küresel ortak sağlık hedeflerine ulaşmak için çalışmalarını sürdürdüğünü vurguluyor.

Rapordan öne çıkanları madde madde sıralarsam;
 

Frengi olguları: 2022'de yetişkinlerde frengi olguları beklenenin aksine bir milyon artarak Dünya genelinde sekiz milyona ulaştı. Artış, özellikle Amerika ve Afrika bölgelerinde belirgindi. Bu noktada COVID-19’un etkisini vurgulanıyor. Pandemi sırasında frengi ve çoklu ilaca dirençli bel soğukluğu vakalarında artış raporlanmış.
 

Hepatit olguları: 2022'de 1,2 milyon yeni hepatit B ve yaklaşık 1 milyon yeni hepatit C vakası kaydedildi.
 

HIV olguları: Yeni HIV olguları 2020'de 1,5 milyondan 2022'de 1,3 milyona düştü. Ancak AIDS ile ilişkili ölümler 2022'de 630.000 olarak kaydedildi.
 

Anneden bebeğe geçiş: Sağlık hizmetlerine erişimin artmasıyla, HIV ve frenginin anneden bebeğe geçişini önleme konusunda ondokuz ülke başarılı oldu. Botswana ve Namibya, HIV'i yayılımını tamamen ortadan kaldırma yolunda ilerliyor.
 

Sürdürülebilirlik gerekliliği: DSÖ, ülkelerin HIV, hepatit ve CYBE hizmetlerini genişletme çabalarında önemli ilerlemeler kaydettiğini, ancak sürdürülebilirlik planlamasına ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.
 

Pandemi sürecinde yaşanan aksaklıklar, bu hastalıkların kontrol altına alınmasını zorlaştırmış olsa da, WHO ve ortakları küresel sağlık hedeflerine ulaşmak için çalışmalarını sürdürmektedir.

Raporun tamamı bu linkte bulunabilir.

Arda Karapınar

www.ardakarapinar.me

www.x.com/MAPanosian,

www.Instagram.com/MinasArdaPanosian