1 Mayıs 2020, karantina koşulları altında kutlanıyor. Peki işçi hareketi bugünlere nasıl geldi, ne badireler atlattı, nasıl mücadeleler verdi? Kazanımlarıyla, mücadeleleriyle işçi sınıfının geçmişteki 1 Mayıs'larda yaşadıkları...
BAŞLARKEN
Dünya ölçeğinde her dinden, ırktan, cinsten milyarlarca emekçinin 'İşçi Sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü' olarak kutladığı 1 Mayıs, ABD işçi sınıfının başlattığı 8 saatlik iş günü mücadelesinin bir ürünü olarak ortaya çıktı.
1884
ABD işçi sınıfının, 8 saatlik iş günü mücadelesi 1884'te başladı. Chicago'da, Trade-Unions (İşçi Birliği) Kongresi de 1 Mayıs 1886'dan itibaren normal iş gününün 8 saat olarak belirlenmesini talep etti ve aynı yıl ABD'nin büyük kentlerinde 5 binden fazla grev ilan edildi. Polisle grevciler arasında çıkan çatışmalarda bir işçi öldü, çok sayıda işçi yaralandı. 3 gün süren gösteriler sonrasında sendikacılardan 4'ü idam, 4'ü ağır hapis cezasına çarptırıldı.
1886
ABD'nin Chicago şehrinde işçilerin 1 Mayıs 1886 yılından itibaren bir iş gününün 8 saat olması için başlattığı mücadele 1889'da Milletlerarası İşçi Kardeşliği Teşkilatı'nın Paris Kongresi'nde "İşçilerin ortak bayramı" olarak kabul edildi.
1889
Milletlerarası İşçi Kardeşliği Teşkilatı'nın 1889 Paris Kongresi'nde, işçilerin dayanışmaları amacıyla yılda bir günün işçilerin ortak bayramı ilan edilmesi benimsendi. Amerikalı sendikacıların önerisi üzerine bu gün ''1 Mayıs'' olarak belirlendi.
1890
1 Mayıs 1890 Avusturya’da işçi hareketinin doğum anı sayılıyor. Bu tarihte 100 bin işçi Viyana’daki Prater semtinde toplanmış ve eylem düzenlemişti. Günümüzde de Prater, Viyana’daki 1 Mayıs gösterilerinin merkezi konumunda.
1906
1906 yılında Arapça olarak yazılmış, günümüz Türkçesiyle, “Yurtsever Kardeşlerim! Şerefli Gazete Çalışanları! Haberiniz olsun ki, 1 Mayıs Dünya İşçileri Bayramı münasebetiyle amele kıraathaneleri civarındaki tren istasyonu mevkiinde toplantı ve gösteri vardır” bildirileri dağıtıldı. İzmir Basmane’de toplanan işçilerle “amele bayramı”ı kutlandı.
1909
1 Mayıs, 1909 yılında Üsküp ve Selanik’te kutlandı. Selanik’te Rum, Türk, Yahudi, Bulgar işçiler kol kola yürüdüler. 4 dilde yayınlanan ortak 1 Mayıs bildirisinde, herkese seçme ve seçilme hakkı ve emeği koruyacak yasaların çıkarılması istendi.
1911
1911 yılında, Üsküp, Selanik, Edirne ve bazı Trakya şehirlerinde yapılan 1 Mayıs etkinlikleri içinde Selanik’te yapılan Sosyalist İşçi Federasyonun düzenlediği miting en kitleseli oldu. 7000 kişinin katıldığı yürüyüşte katılımcılara Selanik’te konuşulan bütün dillerde seslenildi.
1912
Dünyada 1890’lı yıllara uzanan İşçi Bayramı, Osmanlı Devleti sınırlarında ilk olarak 1911'de Selanik'teki tütün, pamuk ve liman işçilerince kutlanırken İstanbul'daki ilk kutlama 1912 yılında gerçekleşti.
1919
1913 – 1918 arasında 1 Mayıs da dahil olmak üzere tüm işçi eylemleri ve gösterileri yasaklandı. Osmanlı’nın yenilgisi ile biten savaşın ertesinde, 1913’te kapatılan siyasi partilerin yeniden kurulmasına izin verilince Sinop Kalesi sürgününden dönen komünist aydınlar, bazı sempatizanlar ve Bolşevik İhtilali’ne katılan Osmanlı uyruklu sosyalistler siyasi faaliyetlere hız verdiler. İlk olarak Eylül 1919'da Dr. Şefik Hüsnü’nün liderliğindeki Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası (TİÇSF) kuruldu.
1924
1924'te 1 Mayıs kutlamaları yasaklandı ve yürüyüşlere izin verilmeyeceği belirtildi. Buna rağmen Amele Birliği Genel Merkezi’nde bir resmi kabul düzenlendi, Birlik Genel Merkezi, kırmızı renklerle donatılıp cephesine “Türkiye Amelesi Sendikalar Kanununu İster” yazıldı, Enternasyonal marşı çalındı. 1 Mayıs için çıkarılan Çelik Kol gazetesi toplattırılıp, Aydınlık dergisi idarehanesi arandı, 1 Mayıs’ı kutlamak isteyen çok sayıda işçi tutuklandı.
1974
1936 – 1974 yılları arasında tek parti ve sonrasındaki dönemlerde, uzunca bir süre 1 Mayıs’ın kutlanması yasaklandı. 1951 yılında çıkarılan bir kanunla işçilere genel tatil günü olan 1 Mayıs’ta yarım günlük ücret ödenmesi 1956 yılında ise tam gün ücret ödenmesi kabul edildi. Yeniden yükselişe geçen işçi hareketi, DİSK’in kuruluşu, 15-16 Haziran Direnişi ve işçi direnişlerinde yaşanan artış 1 Mayıs’ı uzun yılların ardından yeniden işçi sınıfının gündemine taşıdı.
1976
1976 yılında 1 Mayıs DİSK’in öncülüğünde Taksim Meydanı’nda kutlandı. Saraçhane, Beşiktaş, Kabataş ve Şişli’den yürüyen 400 bin işçi Taksim Meydanı’nı doldurarak büyük ve görkemli bir 1 Mayıs kutlamasına imza attı. 50 Yıllık aradan sonra 100 binlerce kişinin 1 Mayıs’ı kitlesel kutlaması, hükümeti ve patronları tedirgin etti.
1977
1977'de Taksim'e 500 bin emekçinin akması engellenemedi. Saat 14.30’da başlayacak olan kutlamalar için alan, sabahtan itibaren dolmaya başladı. Alanda konuşmalar devam ederken, çevredeki binalardan halkın üzerine ateş açıldı. 37 kişi yaşamını yitirdi, yaklaşık 200 kişi de yaralandı. Olayda 2 bine yakın mermi atıldığı saptanmış, buna karşın yalnızca 5 kişi kurşun yarası nedeniyle ölmüştü. Aradan geçen bunca zamana rağmen olayın failleri hala bulunamadı.
1986
12 Eylül askeri darbesiyle yaşanan yenilgiyle 1 Mayıs, 1981-86 yılları arasında kutlanamadı. Ancak işçi hareketinde 1980'lerin sonuna doğru başlayan yükseliş ve 1986 yılı sonunda başlayan ve üç ay süren NETAŞ grevi yeni bir dönemin habercisi oldu. 1987 yılından itibaren 1 Mayıs yasakları fiilen aşılmaya başlandı.
1987
1987'de sendikalar öncülüğünde bazı milletvekilleri, aydın, sanatçı ve bilim insanları ile birlikte yaklaşık 1000 kişilik bir grup Taksim Anıtı’na 1 Mayıs şehitlerini anmak için çelenk bırakmak istediler. Polis sadece milletvekillerinin araçla anıta ulaşmasına izin verdi. Emek Sineması’nda “Merhaba 1 Mayıs 1987” adlı gece düzenlendi. İki bin kişinin katıldığı gecede sendikacılar ve işçilerin yanı sıra dönemin en önemli aydın, şair, yazar, müzisyenleri de yer aldı.
1988
1988 yılında sendikaların oluşturduğu tertip komitesi, İstanbul Valiliğine başvurarak 1 Mayıs’ı yasal olarak kutlamak istedi. Ancak Valilik 1 Mayıs’ın yasal olarak kutlanmasına izin vermedi. Yasağa rağmen 1 Mayıs günü Taksim’e çıkmak isteyen sendikacılar polisin saldırısıyla karşılaştı. 81 İşçi, temsilci ve sendikacı gözaltına alındı ve bunlardan bir kısmı tutuklandı.
1989
1989'da 1 Mayıs kutlamasının yasaklanması üzerine Taksim meydanına çıkmak isteyenler polis saldırısıyla karşılaştılar. Polisin açtığı ateş sonucu Mehmet Akif Dalcı adında 17 yaşında bir işçi hayatını kaybetti. Öte yandan Petrol-İş, Otomobil-İş, Kristal-İş, Laspetkim-İş, Deri-İş, Tüm-İş, Basın-İş sendikalarının oluşturduğu 1 Mayıs Tertip Komitesi'nin Hürriyet Tepesi için yaptığı miting başvurusu kabul edilmedi. Mecidiyeköy’de buluşarak miting alanına yürümeye çalışan 1500 işçi polis saldırısı ve gözaltılarla dağıtıldı.
1990-1991
1990 aralık ayında toplanan Türk-İş Genel Kurulu’nda 1 Mayıs’ın kutlanması kararı alınırken, Hak-İş’te tarihinde ilk kez 1 Mayıs kutlaması yaptı. Taksim'e çıkmak isteyenlere yönelik polis saldırısında Pangaltı’da üniversite öğrencisi Gülay Beceren polis tarafından açılan ateşle vurularak felç oldu.
1991'de İstanbul’da yasaklara rağmen yapılan 1 Mayıs gösterilerinde 10 kişi yaralandı ve 600 kişi gözaltına alındı. İzmir’de Balık Hali önünde gerçekleştirilen toplantı 12 Eylül sonrasının ilk yasal mitingi oldu.
1992
1992 yılı 12 Eylül’den sonraki ilk 1 Mayıs mitingine sahne olmuştur. İstanbul Gaziosmanpaşa Meydanı’nda İstanbul Sendika Şubeler Platformu ve Sosyalist Parti tarafından ortak tertip komitesiyle düzenlenen mitingte işçi ağırlığı öne çıkmış ve 8 bin kişi katılmıştır. DİSK, Türk-İş, Hak-İş konfederasyonları salon kutlaması yapmıştır.
1993
1993 yılında işçiler yeniden meydanlarda 1 Mayıs’ı kutlamaya başladılar. Türk-İş 1 Mayıs’ı İstanbul’da Abide-i Hürriyet Meydanında düzenlenen bir mitingle kutladı. Türk-İş tarihinde ilk kez gerçekleşen bu alanda kutlamaya 60 bin civarında işçi katıldı.
DİSK ise aynı gün İstanbul Pendik Meydanı’nda düzenlediği mitingle 1 Mayıs’ı kutladı.
1994-1995
1994 yılı 1 Mayıs'ında Demokrasi Platformu içinde yer alan Türk-İş, DİSK, Hak-İş ve daha sonra KESK’e dönüşecek olan Kamu Çalışanları Sendikaları Platformu İstanbul'da Abide-i Hürriyet Meydanında ortak miting düzenledi. Miting sonrası polis saldırısı yaşandı.
1995 yılında da 1 Mayıs, Demokrasi Platformu tarafından ortak bir biçimde kutlandı. Ancak bu kez Hak-İş bu ortak kutlamanın içinde yer almadı. İstanbul, İzmir, Mersin, Adana ve Ankara’da ortak mitingler yapıldı.
1996
1996 yılında 1978 yılından sondaki en kitlesel 1 Mayıs mitingi gerçekleştirildi. Taksim Meydanı’nın yasaklı olduğu gerekçesiyle Kadıköy`de düzenlenen 1 Mayıs kutlamalarına yaklaşık 150 bini aşkın kişi katıldı. Miting için ilk toplanmalar başladığı anlarda polisin açtığı ateşle Hasan Albayrak, Dursun Odabaşı ve Yalçın Levent yaşamını kaybetti. 3 Kişinin öldürüldüğü bu olaylardan sonra Kadıköy 2005 yılına kadar 1 Mayıs kutlamalarına kapatıldı.
1999
1999 yılında 1 Mayıs işçi konfederasyonları ve toplumsal muhalefet örgütlerinden 15 Örgütün bir araya gelmesiyle oluşturulan “Emek Platformu” tarafından kutlandı. İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin, Adana, Kocaeli, Lüleburgaz, Gebze, Eskişehir, İskenderun, Kayseri, Trabzon, Silifke ve Divriği’de mitingler yapıldı.
2007
DİSK “1977’nin 30. Yılında, Taksim’e çıkacağız” çağrısıyla 2007 1 Mayıs'ı için Taksim'i adres gösterdi. Hükümet Taksim Meydanı’nda kutlamaya izin verilmeyeceğini açıkladı. Türk-İş Kadıköy'e resmi başvuruda bulundu. Taksim çevresi binlerce polisle abluka altındaydı ve toplananlara müdahale edildi. Buna rağmen Taksim'e giden bütün yollarda binlerce emekçinin kararlı direnişiyle gün sonunda yaklaşık 3000 kişi Taksim'e çıkabildi. Anadolu Ajans, toplam 695 kişinin gözaltına alındığını açıkladı.
2009-2010
1 Mayıs'ın 2009 yılında 'Emek ve Dayanışma Günü' olarak resmi tatil ilan edilmesiyle birlikte Taksim, 2010 yılında, yani 32 yıl sonra ilk kez mitinge açıldı. Taksim Meydanı’na üç koldan akan yüz binler üç yıllık Taksim direnişinin zaferle sonuçlanmasını büyük bir coşkuyla kutladı. 200 binin üzerinde katılımcı ile 2010 1 Mayıs'ı görkemli bir gün olarak tarihe geçti. Batman’da Cumhuriyet Meydanı, 20 yıl aradan sonra ilk kez 1 Mayıs kutlamalarına açıldı.
2012
Taksim Meydanı'nın tekrar 1 Mayıs'a açılmasıyla birlikte 1 Mayıs mitingi AKP karşıtı muhalefetin tüm renklerinin ortak bir kürsüsü haline geldi. 2010 ve 2011 mitinglerinde kitleselliği artan Taksim, 2012 yılında tarihin en kitlesel 1 Mayıs'ına ev sahipliği yaptı. Taksim 1 Mayıs'ı, dünyada Küba 1 Mayıs'ı ardından en kitlesel kutlama olarak kayıtlara geçti. Bu durum AKP hükümetini tedirgin ederek ertesi yıl Taksim'in tekrar yasaklanmasına neden oldu.
2013
2012 1 Mayıs'ının görkeminden tedirgin olan hükümet, Taksim’de inşaat alanı olduğu gerekçesiyle, meydanı kutlamalara tekrar kapattı. Buna rağmen kitleler Taksim’e yöneldi ve pek çok yerde polisle göstericiler arasında çatışmalar yaşandı. ÇHD, en az 26 kişinin gözaltına alındığını; üçü ağır toplam yedi kişinin yaralandığını açıkladı. Tarlabaşı’nda polisin attığı gaz fişeği kafasına isabet eden 17 yaşındaki Dilan Alp, ağır yaralandı. 2013 1 Mayıs'ı, Gezi Direnişi öncesi önemli bir dönüm noktası oldu.
2014-2015
2014 1 Mayıs'ında 39 bin polisin görev yaptığı İstanbul’da adeta OHAL ilan edildi. Şişli’deki DİSK binası önünde toplanıp Taksim’e yürümek isteyen işçilere polis saldırdı. ÇHD, 3’ü avukat 266 kişinin gözaltına alındığını ve yaklaşık 50 kişinin yaralandığını bildirdi. 2015 yılında da Taksim 1 Mayıs'a kapatıldı. İstanbul genelinde 18 kişi yaralanırken, 356’dan fazla kişi gözaltına alındı. Ankara’da ise son yılların en kitlesel 1 Mayıs gösterisi düzenlendi.
2016
2016 yılında 1 Mayıs için Taksim Meydanı yasaklanırken, kutlamalar için Bakırköy Meydanı adres gösterildi. İstanbul’da 1 Mayıs’ta 231 kişi gözaltına alındı, 5 kişi tutuklandı, 1 kişi ise TOMA’nın altında kalarak hayatını kaybetti. Adana, Antep ve Urfa’da canlı bomba şüphesiyle kutlamalar iptal edilirken İzmir’de gençlerin soyunarak alana girmesi gündem oldu. Ankara ve Diyarbakır’da kitlesel 1 Mayıs kutlamaları yapıldı.
2017-2018
Türkiye’nin dört bir yerinde büyük zorluklara, OHAL koşullarına ve baaskılara rağmen 2017 1 Mayıs'ı Türkiye genelinde kutlandı. İstanbul'da Bakırköy'de miting yapılırken Taksim'e çıkmaya çalışan gruplara polis biber gazı ve plastik mermilerle müdahale etti.
2018 1 Mayıs'ı da yine OHAL koşullarında kutlandı. İstanbul'da kutlamanın merkezi Maltepe'ydi. Mimar ve mühendisler ile çevreciler Maltepe'nin "dolgu alanı olması" nedeniyle mitinge katılmadı.[td_smart_list_end]