Dünya AIDS Aşısı Günü: Aşısı mı var ki, özel günü var?

Abone Ol

HIV ve AIDS'e dair, en bilineni 1 Aralık Dünya AIDS Günü olmak üzere bir kaç önemli anma günü var. 18 Mayıs Dünya AIDS Aşısı ve Farkındalığı Günü de bunlardan biri. Her yıl 18 Mayıs'ta hem 1981 yılından bugüne kadar AIDS'e bağlı çeşitli sebeplerle hayatlarını kaybeden insanlar anılıyor, hem de yıllardır -sayısız başarısızlığa rağmen- bitmek tükenmek bilmeyen bir enerji ve eforla nihai bir AIDS aşısı bulunması için çalışmalar sürdüren bilim insanları, bu çalışmaları destekleyen, fonlayan kişi ve kuruluşlar ve yaptıkları aktivizm çalışmaları, yazdıkları yazılar vb. işlerle yerelde ve globalde AIDS aşısı farkındalığı yaratarak, konuyu sürekli gündemde tutmaya çalışan benim gibi tedavi aktivistlerine teşekkür ediliyor.

-Dünya AIDS Aşısı Günü’nün ortaya çıkışı

Günün fikrinin ortaya çıkış tarihi 18 Mayıs 1997. O gün Michigan Eyaleti Devlet Üniversitesi’nde bir konuşma yapan dönemin Amerikan Başkanı Bill Clinton ''sadece gerçekten işe yarayan önleyici bir AIDS (HIV) aşısının küresel AIDS tehdidini bertaraf etmeye ve AIDS ile HIV'i tamamen durdurabileceğine inandığını'' söyleyerek, konunun o düzeyde bir politikacı tarafından ilk bu ciddiyetle ele alınmasını sağlıyor ve dikkatleri (ve maddi kaynakları) aşı çalışmalarına çekmeyi başarıyor. 18 Mayıs gününü bu açıdan önemli bir hale getiriyor. Ve böylelikle bu konuşmayı takip eden yıldan itibaren Michigan Eyaleti Devlet Üniversitesi'nin öncü olmasıyla, 18 Mayıs günleri Dünya AIDS Aşısı ve Farkındalığı Günü olarak benimseniyor.

-Dünya AIDS Aşısı Günü’nün anlamı

Giriş paragrafında söylediğim gibi akla gelen ilk cümle ve ilk tepki ''Aşı var mı ki, günü kutlayalım'' olabilir, ama bu biraz haksızlık ve yanlış bir yaklaşım olur. Çünkü 90’lı yıllardan beri aralıksız sürdürülen önleyici aşı ve HIV kesin tedavisi çalışmaları, sadece günümüzdeki çok etkili ve bulaş engelleyen (Bkz: Belirlenemeyen eşittir Bulaştırmayan) HIV ilaç tedavisine erişmemizi sağlamadı, ayrıca sağladığı veriler ve bu süreçte geliştirilen teknolojilerle, bazı başka alanlarda kesin tedavilere ulaşmamıza vesile oldu. Bunlardan en belirgini yakın zamanda bulunan Hepatit C kesin tedavisi ve yakın zamandaki Covid-19 aşısı. Yani gerek önleyici gerek HIV'i vücuttan atmayı hedefleyen aşı ve HIV kesin tedavisi çalışmaları pek çok açıdan önemli, değerli ve bu çalışmalara emek veren başta bilim insanları ve aktivistler olmak herkesi anmak, teşekkür etmek gerekir.

-Aşı ve kesin tedavi çalışmalarında neredeyiz?

Eğer siz sadece kesin tedavi ve HIV'i vücuttan atmayı başarı ve gerçek bir bilimsel aşama sayanlardansanız pek de bir yerde değiliz, çünkü elimizde kesin bir tedavi yok -henüz-.

Fakat benim gibi HIV biliminin şu anda geldiği noktada HIV ile yaşayanlara sunduğu, günde tek tabletle, HIV taşımıyormuşcasına sağlıklı ve virüsü kondomsuz ilişkilerde bile cinsel partnerlerine bulaştırma riskinin SIFIRa indirildiği ömürlere odaklanıyorsanız, oldukça iyi bir noktada olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirsiniz. Ben, bu konuda olumlu noktalara odaklanmayı ve bilime, HIV ile yaşayanlara sunduğu efektif HIV ilaç tedavisi için müteşekkir olarak, çok değil 30 yıl önce insanlar ilaçsızlıktan ölürken hayal bile edilmeyen bu aşamayı, çok uzak olmayan olmayan bir gelecekte önleyici HIV aşısının ve HIV kesin tedavisinin müjdecisi olarak değerlendirmeyi tercih ediyorum. Yıllardır, nihai bir AIDS aşısı bulunması için yılmadan çalışan bilim insanlarına, bu çalışmaları destekleyen, fonlayan kişi ve kuruluşlara ve benim gibi, yaptıkları aktivizm çalışmaları, yazdıkları yazılar vb. işlerle yerelde ve globalde AIDS aşısı farkındalığı yaratarak konuyu sürekli gündemde tutmaya çalışan tüm tedavi aktivistlerine yürekten teşekkür ederim. HIV aşısı ve HIV kesin tedavisi yakın gelecekte bulunduğunda, bu insanlar sayesinde bulunmuş olacak. İyi ki varlar!

Yeni ilaç, yeni tedaviler hakkındaki tüm HIV bilimi çalışmalarını düzenli olarak takibe ve kayda değer gelişmeleri Türkiye HIV topluluğuyla ve tüm ilgilileriyle paylaşmaya devam edeceğim.