Alman basınındaki yorumlarda koronavirüs salgınının ekonomik ve sosyal hayata etkileri ele alınıyor. Salgınla mücadelede hayata geçirilen ve planlanan önlemler tartışılıyor.

Almanya'da günlerdir koronavirüs vakalarının konumlarının yetkililerce kontrol edilebileceği bir elektronik takip uygulamasının devreye alınıp alınmamasını tartışıyor. Konu veri güvenliği çekinceleri nedeniyle de yoğun biçimde eleştiriliyor. Frankfurter Allgemeine Zeitung, vakaların elektronik takibinin gerekli olduğu görüşünde. Habere göre, "Günümüzde salgını dizginleyecek daha ılımlı ancak aynı derecede etkili tedbirlerin alınıp alınamayacağı sorgulanmalı. Bu sayede kamusal hayatı uzun süre sıfırlamanın önüne geçecek daha iyi uygulamalar olası görünüyor. Salgını durdurmak mümkün olmazsa insanların konumunu kendilerinden izin alınmadan elektronik ortamda takip etmek mümkün olmalı. Hastalığa yakalananlar ve bu kişilere teması olanların izolasyonu mümkün olabiliyorsa o halde elektronik konum takibi de yapılabilir. Bu takip, genel bir kamusal yaşam özgürlüğüne ve sokağa çıkma yasaklarının hafifletilmesine olanak verirken olası daha ağır koşulları öneleyebilir. Kamusal hayatın tamamen durması ve depresyonların önene geçemek için uygun ve gerçekten etkili yönetemlere başvurmanın zamanı geldi. Aksi halde Ortaçağ’ı boylayacağız."

"EKONOMİ DEV BİR FELAKETİN PENÇESİNDE"

Volksstimme gazetesine göre de insan hayatı veri güvenliğinden önemli: "Koronavirüs yayılıyor, insanlar ölüyor. Almanya tartışıyor. Ekonomi dev bir felaketin pençesinde. Almanya tartışıyor. İnsanlar işlerini kaybederken Alman kamuoyu veri güvenliğini tartışıyor. Krizden evvel de önceliklerini doğru biçimde belirleyemeyen bir siyasetle karşı karşıyaydık: Her veriyi toplayıp tüm ticareti kendine bağlayan küresel tekellerle mücadele yerine vatandaşlar veri güvenliği ile oyalanıyor. Şimdi insanların güvenliği veri güvenliğinden de önemli."

"ŞİMDİ BAZI ŞEYLERİ İDRAK EDEBİLİYORUZ"

Coburg kentinde yayımlanan Neue Presse gazetesindeki yorumda ise koronavirüs salgınından çıkarılması gereken dersler ele alınıyor. "Bu ekonomik ve sosyal kriz, haftalarca süren felç durumu şu gerçeği de sorgulamaya yarıyor: İnsan hayatının orta yerindeki ve asıl amaç gibi görünen koşturmaca kişisel mutluluğun da nedeni mi yoksa biraz daha frene mi basmalı? Kısacası hayata biraz daha tevazu ile bakabilmeliyiz, çevremizdeki insanlara da daha saygılı ve dayanışma içinde olabiliriz. Hasta, yaşlı ve çocuk bakımında görev yapanların, market çalışanlarının, tarladaki işçinin, tır şoförlerinin ya da çöpçülerin ne derece önemli bir görev üstlendiklerini ancak şimdi idrak ediyor olmak acınası bir durumdur. Sistemi ayakta tutanlar aslında en az para kazananlar."

"MART AYINDA İŞSİZ SAYISI 200.000 ARTABİLİR"

Süddeutsche Zeitung'un "İyi Günlere Köprü" başlıklı yorumdaysa Alman ekonomisinin koronavirüs salgını karşısındaki durumu irdeleniyor. "Temmenilerin yeterli gelmediği bir dönemden geçiyoruz. Kötü haber; hiç de hoş olmayan rakamlara alışmak durumundayız. Şu an 470 bin şirket kısa çalışma başvurusunda bulundu. Nisan ayında işsiz sayısı Mart ayına göre 200 bin artabilir. Küresel finans krizinin aksine bu kez kriz tüm branşları vurdu. Artık bugüne kadar kısa çalışmanın ne olduğunu bilmeyen şirketler bile kısa çalışma başvurusunda bulunyor. Ancak iyi haber; Alman Çalışma Ajansı şimdi küresel finans krizinde ihtiyaç duyduğundan 26 milyar euro daha fazla kaynağa sahip. Şayet bu meblağ da yetmezse Maliye Bakanlığından ek kaynak aktarılacak."