Ankara'nın Sincan ilçesinde 6 Haziran'da etkili olan sağanak ve fırtınada, Sincan Belediyesi'ne ait reklam panosu temelden devrilerek, otobüs durağının üzerine düştü.

İş çıkışı gittiği spor salonundan evine dönmek için durakta otobüs bekleyen Ayşe Yavuz, pano ile durağın altında kalarak hayatını kaybetti.

Olay sonrası Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı.

DHA'nın haberine göre; soruşturma kapsamında bilirkişi heyeti ön raporun ardından, 12 sayfalık raporunu tamamladı.

Raporda, şiddetli yağış sürerken '50056 EGO' numaralı otobüs durağı üzerine belediye tarafından yaptırılan reklam panosunun temelden sökülerek devrilmesi sonucunda Ayşe Yavuz'un olay yerinde hayatını kaybettiği belirtildi.

Pano Yönetmeliğe Aykırı

Raporda, 12 metre uzunluğunda, 6 metre genişliğindeki reklam panosunu taşıyan 9,30 metrelik kolonun temel derinliğinin 1 metre 35 santim olduğu, şartnameye göre ise 4,5 metrelik temel kazısı yapılması gerektiği belirtildi. Yine reklam panosu için 18 metreküplük temel betonu dökülmesi gerekirken 5,40 metreküp beton döküldüğü raporda yer aldı. Ayrıca temel betonu içerisine 3 adet 1 metre 35 santim uzunluğunda kutu profil yerleştirildiği, kutu profillerin bulunduğu betonun ise temel üzerinde demirle panoyu taşıyan 9,30 metrelik kolona vidalandığı belirtildi.

"Belediye Onay Verdi"

Bilirkişi raporunda, söz konusu 'reklam panosu alımı ve montajı' işini belediyenin ihale ile alan firmanın yetkilisi S.E.Ü.'nün savcılıkta verdiği ifadesi de yer aldı. S.E.Ü. ifadesinde, söz konusu şirketin tek yetkilisi olduğunu belirterek, imalat ve montaj aşaması ile teslim sürecinde Sincan Belediyesi Muayene Kabul Komisyonu tarafından işin kontrol edildiğini belirtti.

S.E.Ü., kontrol için gelenlerin ismini hatırlamadığını, şartnameye göre, işin garanti süresinin 2 yıl olduğunu ve bu sürenin dolduğunu söyledi. Firma yetkilisi S.E.Ü, teknik şartnameye göre reklam panosunu taşıyan 9 metre 30 santimlik kolon için neden sadece 1 metre 35 santimlik temel kazıldığının sorulması üzerine ise kazı alanının Sincan Belediyesi görevlilerince kontrol edilerek, onay verildiğini ileri sürdü.

"Gizli Ayıp" Dendi

Raporda, reklam panosunun imalatında hata olmadığı, kazanın montaj hatasından kaynaklandığı, yapılan işteki hatanın 'gizli ayıp' olarak tanımlandığı ve garanti süresinin de ayıp çıktıktan sonra başladığı belirtildi. Ayrıca firma yetkilisi S.E.Ü.'nün asli kusurlu olduğu, Sincan Belediyesi'nin ise kusurunun bulunmadığı belirtildi.

Aile İtiraz Etti

Ayşe Yavuz'un ailesinin avukatları bilirkişi raporuna itiraz etti. Savcılığa sunulan itiraz dilekçesinde reklam panosunun, ihale şartnamesine ve projesine aykırı olarak yapıldığına dikkat çekti.

Dilekçede panoyu yapan şirketin açık bir şekilde sorumluluğu olduğuna, yapılan işi denetlemeyen, gerekli muayeneleri yapmayan belediyenin ve ihale kabul komisyonunun sorumlu olduğu belirtildi. Söz konusu kazanın, yakın zamanda Antalya'da meydana gelen teleferik kazası ile İzmir'deki elektrik çarpması olayı ile benzerlik taşıdığı belirtildi. Avukatlar, Sincan Belediye Başkanı dahil, belediye ve firmada görevli 11 kişi hakkında suç duyurusunda bulundu.

Avukat Onur Bayraktar, bilirkişi raporunda geçen montaj hatasını ve 'gizli ayıp' nitelendirmesini kabul etmediklerini belirterek şunları söyledi:

"Bu raporda bilirkişiler montaj hatasından, bir gizli ayıptan, bir garanti süresinden, bir mal alımıymış gibi yapılan bir işten söz ettiler. Oysa ki bizim görüşümüze göre bu sıradan bir mal alımı değildir. Bu bir inşaat işidir. Çünkü totem inşa edilirken yerin altına doğru bir hafriyat kazısı yapılmakta, beton dökülmekte. Beton dökülmeden önce demir bağlanmakta ve temel atılmakta. Ve onun üzerine de totem inşa edilmekte. Dolayısıyla bu işi basit bir mal alımıymış gibi, bir küçük trafik levhasının dikimiymiş gibi değerlendirmek mümkün değil. Burada inşaat prosedürünün işletilmiş olması lazımdı. Buna göre de inşaat ruhsatının, inşaatın ilerleyen aşamalarını denetleyen bir yapı denetim sürecinin, en son inşaat bitince de yapı kullanma izninin ruhsatının alınmış olması gerekiyordu. Bunların hiçbirisi yapılmamış. Sanki belediyenin, ihale ettiği işi denetleme sorumluluğu yokmuş gibi bir gizli ayıptan söz edilmekte. Burada da gizli ayıp söz konusu değil. Çünkü belediye tüm yapım aşamalarını denetleyip ne kadar beton döküldüğünü, ne kadar demir bağlandığını, ne kadar hafriyat kazısı yapıldığını denetlemiş olmalıydı. Dolayısıyla biz burada bir gizli ayıp nitelemesini kabul etmiyoruz. Buna yönelik bilirkişi raporuna karşı savcılığa itirazlarımızı yaptık."