Haber: Atilla Yoğurtçu

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında Edremit Kadın Platformu tarafından düzenlenen yürüyüş ve basın açıklamasında şiddete, eşitsizliğe ve ayrımcılığa karşı kararlılık mesajı verildi. Edremit Migros önünde bir araya gelen kadınlar, polis engeline rağmen yürüyüşlerini gerçekleştirdi. Yaklaşık yarım saat süren direnişin ardından başlayan yürüyüş, Cumhuriyet Meydanı’nda sona erdi. Meydanda yapılan basın açıklamasında, kadınların hakları ve yaşamları için mücadelenin büyütüleceği vurgulandı.

25 Kasım: Kadın Mücadelesinin Sembolü

Açıklamada, 25 Kasım tarihinin Dominik Cumhuriyeti’nde Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele eden Mirabel Kardeşler’in anısına ithaf edildiği hatırlatıldı. 1960 yılında diktatörlük rejimi tarafından tecavüz edilerek katledilen Mirabel Kardeşler’in mücadelesinin, dünya çapında kadına yönelik şiddete karşı bir sembol olduğu ifade edildi. Birleşmiş Milletler tarafından 1999 yılında “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” olarak ilan edilen bu günün, kadınların eşitlik ve özgürlük taleplerini yükselttiği bir direniş günü olduğuna dikkat çekildi.

“Şiddet, Ayrımcılık ve Eşitsizliğe Karşı Birlikte Mücadele Etmeliyiz”

Edremit Kadın Platformu, basın açıklamasında kadına yönelik şiddetin dünyanın her yerinde artarak devam ettiğini belirtti. Dünyada her üç kadından birinin yaşamı boyunca fiziksel veya cinsel şiddete maruz kaldığı, Türkiye’de ise şiddetin giderek vahşileştiği ve kadınlar için yaşamın her alanda güvensiz hale geldiği vurgulandı. 2024 yılının Ekim ayında işlenen 71 kadın cinayeti örnek gösterilerek, şiddetin devlet politikalarıyla ilişkisine dikkat çekildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“İktidarın gerici söylemleri, kadına yönelik şiddeti meşrulaştırıyor ve failleri cesaretlendiriyor. Şiddeti önlemek yerine kadınların haklarını gasp eden, medeni hukuku dini fetvalarla değiştirmeye çalışan, şiddet faillerine kravat indirimi uygulayan bu sistem kadın düşmanıdır.”

Kadınların Talepleri: Eşit ve Güvenli Bir Yaşam

Açıklamada, kadınların haklarını korumak için mücadeleye devam edeceği vurgulandı. Kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine tepki göstererek, sözleşmenin yeniden yürürlüğe konması ve 6284 sayılı Yasa’nın etkin bir şekilde uygulanması gerektiğini belirtti. Ayrıca, ILO’nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin Türkiye tarafından onaylanması talep edildi.

Kadınlar, ekonomik eşitsizlikler ve çalışma hayatındaki ayrımcılıklara da dikkat çekerek şu talepleri dile getirdi:

Kadın cinayetlerinde iyi hal ve tahrik indirimi uygulanmasına son verilmelidir.

Kadınlar için güvenceli ve tam zamanlı istihdam olanakları sağlanmalıdır.

Ev içi bakım yükünün kadınların omzundan alınması için ücretsiz kreş ve bakım hizmetleri yaygınlaştırılmalıdır.

Kadınların gece-gündüz özgürce dolaşabilmesi için güvenli sokaklar yaratılmalıdır.

“İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmiyoruz!”

Basın açıklamasında, kadınların kazanılmış haklarının korunması ve eşit bir yaşam için mücadeleye devam edeceği vurgulanarak şu ifadelere yer verildi:

“Kadın cinayetleri politiktir. Emeğimizi sömüren, bedenimizi kontrol etmeye çalışan, hayatımızın sınırlarını çizen bu sisteme itaat etmiyoruz. Erkek şiddetine, ayrımcılığa, tacize ve sömürüye karşı isyanımızı büyütüyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz!”

“Jin, Jiyan, Azadi: Kadın, Yaşam, Özgürlük”

Edremit Kadın Platformu, basın açıklamasını şu sloganlarla sonlandırdı:

“Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz!”

“Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir!”

“Yaşasın kadın dayanışması! Yaşasın Mirabel Kardeşler’in ateşlediği kadın mücadelesi!”

Kadınlar, eşit ve özgür bir yaşam için mücadeleye devam edeceklerini ve direnişi büyüteceklerini belirterek açıklamayı sonlandırdı.