Genel

"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” denilerek kurulan Cumhuriyet, 99 yılı geride bıraktı

"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” denilerek kurulan Cumhuriyet, 99 yılı geride bıraktı. Kurtuluş Savaşı’nın zorlu koşullarının ardından kazanılan zafer ile birlikte Mustafa Kemal Atatürk yüzünü çağdaşlaşma adımlarına çevirdi.

Abone Ol

Cumhuriyet’in kuruluşuna giden ilk adım 19 Mayıs 1919'da Samsun'da atıldı. Kurtuluş Savaşı’nı başlatan bu adım, bir yıldan kısa süre içinde, 23 Nisan 1920'de TBMM'nin açılmasını sağladı. 1921’de yeni Anayasa hazırlandı, Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasının ardından ise 1923'te Cumhuriyet ilan edildi

YENİ DEVLET, YENİ REJİM

Kurtuluş Savaşı, Ankara merkezli Türkiye Büyük Millet Meclisi öncülüğünde kazanılmıştı. Zaferin ardından yeni devletin ilkelerinin ortaya konulması, yeni devletin başkanının seçilmesi gerekiyordu. Gazi Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı’nı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı ve Başkomutan sıfatıyla yönetmişti. Lozan Anlaşması’nın kabul edilmesinin ardından sınırları çizilen yeni devletin yönetim biçiminin de açık şekilde belirlenmesi gerekiyordu.

“EFENDİLER, YARIN CUMHURİYET'İ İLAN EDECEĞİZ”

Lozan’daki başarılara rağmen TBMM’de siyasi bir kriz yaşanıyordu. 25 Ekim 1923’te hükümetin istifası sorunun aciliyetini artırmıştı. Gazi Mustafa Kemal, 28 Ekim 1923 akşamına kadar bekledi ve hükümetin kurulamaması üzerine yakın çalışma arkadaşlarını Çankaya Köşkü'nde topladı. Atatürk, burada o efsanevi konuşmayı yaptı: “Efendiler, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz.”

“HÜKÜMET ŞEKLİ CUMHURİYET’TİR”

İsmet İnönü ile birlikte çalışarak 1921 Anayasası'nın bazı maddelerini değiştiren kanun tasarısını hazırlayan Atatürk, Anayasa’ya “Türkiye Devleti'nin hükümet şekli cumhuriyettir” maddesini ekleyecek değişiklikleri ortaya çıkardı. 29 Ekim 1923'te parti grubunda görüşe sunulan tasarıda şu hükümler yer alıyordu.

  • “Türkiye Devleti'nin hükümet şekli cumhuriyettir.”
  • “Türkiye Devleti, yönetim birimlerini Bakanlar Kurulu aracılığıyla yönetir.”
  • “Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kendi üyeleri arasından bir seçim dönemi için seçilir.”
  • “Cumhurbaşkanı, devletin başkanıdır. Bu sıfatla gerekli gördükçe Meclis ve Bakanlar Kuruluna başkanlık eder.”

KURUCU CUMHURBAŞKANI MUSTAFA KEMAL

Anayasa değişikliği bekletilmeden Meclis’te görüşüldü ve yapılan konuşmaların ardından sonra saat 20.30'da oturuma katılan 158 üyenin tamamının oyuyla kabul edildi. Kararın kabulü TBMM’d “Yaşasın cumhuriyet” haykırışları ve alkışlarla karşılandı. Falih Rıfkı Atay, Cumhuriyet’in ilanı sırasında Meclis'te yaşananları şöyle anlatıyordu: “Oylamada yanımda bulunan Osmanlı'nın dahiliye vekili Hazım Bey'i hatırlıyorum. ‘Kabul edenler' diye sorulunca iki elini birden kaldırdı.”

Cumhuriyet kabul edildikten sonra yapılan gizli oylamada 158 milletvekilinin tamamının oyu ile Mustafa Kemal Atatürk, yeni devletin ilk cumhurbaşkanı seçildi. İlk Cumhurbaşkanı olarak kürsüye çıkan Atatürk, “Daima milletin sevgi ve güvenine dayanarak hep birlikte ileri gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mutlu, başarılı ve galip olacaktır.” dedi.

PARLAMENTER SİSTEME GEÇİŞ

Genç cumhuriyet ile hükümet sistemi ile ilgili belirsizliklere son verdi ve hükümetin kurulma şekli yeniden düzenlendi. Yeni sisteme göre, Cumhurbaşkanı başbakanı atayacak, başbakan da bakanlarını seçip cumhurbaşkanının onayına sunacaktı. Bu uygulamayla parlamenter rejime geçilmiş olurken, İsmet İnönü ilk Başbakan olarak görevlendirildi. Fethi Okyar da TBMM Başkanlığı'na seçildi.

“AZ ZAMANDA, ÇOK BÜYÜK İŞLER YAPTIK”

29 Ekim, hemen ertesi yıl 26 Ekim 1924'te yayınlanan bir kararname kutlanmaya başlandı. 101 pare top atışı ve düzenlenecek etkinliklerle kutlanmasına karar verildi. 29 Ekim 1924'teki etkinlikler, Cumhuriyet Bayramı için de temel oluşturdu. 1925 yılında Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan yasa tasarısı ile 29 Ekim'in bayram olması önerildi. TBMM'de bu teklifi 19 Nisan'da kabul etti ve 29 Ekim, 1925 yılından itibaren “Milli Bayram” olarak kutlanmaya başlandı.

Atatürk, 10. yıl nutkunda şöyle diyordu: “Az zamanda çok büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bundaki muvaffakiyeti Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimkarane yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı asla kafi göremeyiz çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz.”