Emekçi Hareket Partisi Sözcüsü Özge Akman Emekçinin, Emeklinin Ekonomi Buluşması’nda işçi sınıfının ve emektar emeklilerimizin örgütlü gücünü göstermek için, somut adımları öne sürmenin vakti olduğunu vurguladı;
Bu coğrafyanın mücadele edenleri iktidarın yakasında bir an olsun ellerini geri çekmiyor. Seçimli dönemlerde de diğer dönemlerde de her türlü iktidarın yakasına yapışmasını biliyor ama yetmiyor. Biz değiştirecek gücü ortaya koymalıyız. Madem ki böyle rezil bir ekonomiyi işçilerin emekçilerin başına yıkmayı planlıyorlar, biz o koltukları başlarına yıkmayı planlamalıyız. Bu coğrafyanın bize çizilmişi kaderini değiştirmek üzere yürümek için şunları öne koyalım. Daha önceki deneyimler biz eski kuşakların bir karabasanı olarak tepemize çökmesine izin vermemeliyiz.
İşçi ve emeklilere reva görülen bu düzeni değiştirecek gücü ortaya koymalıyız. Bu coğrafyanın bize çizilmiş kaderini değiştirmek için, her yangından yeniden yeşererek çıkan, yeniden yeşererek filizlenen o tohumlar gibi, yeni yeni yollar açarak işçi sınıfının iktidarına ulaşmalıyız.
Emekçi Hareket Partisi Genel Başkanı Hakan Öztürk Emekçinin, Emeklinin Ekonomi Buluşması’nda iktidarın hortumlamasından kaybedilen milyar dolarlara karşı, kamu tasarrufunun ekonominin krizine çözüm olamayacağı sözleriyle mevcut durumu anlattı;
71 milyar dolar nire, 1 milyar dolar nire?
Hani dünyaya oranla biz normaldik? Dünyada sorun vardı hani? Savaşan ülkelerle bile dikiş tutturamıyoruz. Savaşan ülke Rusya’da enflasyon yüzde sekiz. Bizde 52, Filistin’de 53. Filistin’e her gün bombalar yağıyor ama bizim enflasyonumuz neredeyse aynı. Bizi düşürdükleri ekonomik yıkım bu. Felaketler, asrın felaketi AKP. Memleket koşullarına da bakalım. Peynire bakalım, ekmeğe, zeytine, sofraya koyamadığımız ete bakalım. Bir de şirketlere bakalım. En zengin şirketleri parmağınızın ucuyla silkeleseniz 5 milyar dolar çıkar. Şirketlerin toplam vergi kaçağı 71 milyar dolar. 71 milyar dolarlık vergi kaçağının yanında 1 milyar dolarlık kamu tasarrufu ekonomik krize çözüm olamaz.
Halkın ihtiyaçlarını kamu karşılar, devlet bunun için var.
Halkın ihtiyaçları karşılanmalıdır. Kamu bunun için vardır. Devletin başına Mehmet Şimşek gibiler geçerse işçinin, emeklinin, köylünün elinden alır, hortumlar. Kime verir? Vergi kaçakçılığı yapana verir. Dolar zengini olana, karını dörde katlamış olan şirketlere, bankalara, holdinglere verir. Böyle devlet istemeyiz. Halkın ihtiyaçlarını ve çıkarlarını esas alan bir devlet istiyoruz. Kıt kanaat geçinenin cebine bağlamışlar hortumu, şakır şakır çalışıyor. O hortumlar bankaları, şirketleri, ihale vurguncularının cebini, rantçıların cebini dolduruyor. Türkiye’de iki şey var. Biri sömürenler biri de sömürülenler.
Emeğin Tam Karşılığı, Tam Refah, Tam İstihdam
İşsizlik yok mu, var. Çok var. Geniş tanımlı işssizlik de var, işssizden sayılmayan umudunu kaybetmişler var. İşssiz bile sayılmayan kadınlar var. Sigortasız çalışanlar var. Var da var. Biz adaletsizliğe karşı tam istihdam demeliyiz, bunu savunmalıyız.
İşçiler normal ücret alırsa sistem çalışmazmış. Bu ne rezil sistem öyle? O zaman o sistemi değiştirelim, ne dersiniz? Mehmet Şimşek “Fiyatlama davranışındaki bozukluk” diye konuşuyor. Bırak bu üstü kapalı konuşmaları Mehmet Şimşek. Bozuk olan sizin düzeniniz. Sizin düzeniniz çalışmıyor ve vadeniz doldu! İşçiler emeğinin tam karşılığını alacak. Hem de o uzun saatli kötü çalışma koşullarıyla değil. Gününün yarısı ölmeyecek emekçilerin, belimiz doğrulacak ve 6 saat çalışacağız. Emeğimizin tam karşılığını alacağız.
Tam istihdamla, emeğin tam karşılığı ile refahı sağlayacağız. Halkımız nefes alacak nefes. Tam refah olacak…
Tam Demokrasi, Tam Bağımsızlık
Biz tam diyoruz, yarım yamalak olmasın demiyoruz. Onlar da tek diyor. Tek olacak diyor. Tek adam rejimine karşı tam demokrasi olacak. Faşizm tehlikesine karşı tam demokrasi olacak. Amasız fakatsız gücünü halk örgütlerinden alan bir parlamento olacak. Köhnemiş bir yapı varsa yenilikleri öneririz. Bu tekçi kafaya karşı, tam demokrasiyi savunalım.
Bu memleketin ötesinde bir de Filistin var. Atıp tutuyorlar ama İsrail’le ilişkilere devam değil mi? Biz halklara kardeşliği kuracağız, mücadele köprsünü kuracağız, enternasyonalizmi kuracağız. Emperyalizme karşı tam bağımsızlık diyoruz. ABD’nin hükmü altında İsrail’le ilişki değil tam bağımsızlık tam. Tam bağımsız olursak üretim bizim olur, emeğin karşılığı bizim olur. Bir şey üreteceksek yarısı dış ülkelerden alınıyor. O yüzden her açıdan tam bağımsızlık demeliyiz.
Tam Kardeşlik
Ve tam kardeşlik diyeceğiz. Kürt meselesi var. Bir kez gel kardeşim oturalım çözelim demiyorlar. Biz diyoruz ki, kardeşçe konuşabiliriz ve eşit yurttaşlar olarak bu meseleyi çözebiliriz. Hem dünya halkları hem de Kürt meselesi için tam kardeşliği savunacağız.
Üreten Biziz Paylaşan da Biz Olacağız
Ortada bırakma yok. Sorunlar var mı var. Konular çok büyük. Beka ise bunlar beka. Bu sorunlar bu kadar büyükse bunun hakkı o iktidarı terk etmektir, bedeli budur. İşi ehline bırakın. Memleketimizin en güzel şarkılarıyla, müzikleriyle, halaylarıyla onları tıpış tıpış göndereceğiz.
Ve son olarak, her şeyi üretenler yaratanlar işçi sınıfıyla, köylülerse, kamu emekçileriyse; üretenler onlarsa paylaşan da onlar olmalıdır. “O yüzden, Üreten Biziz Paylaşan da Biz Olacağız.” Ve “Üreten Biziz Yöneten de Biziz Olacağız.”