Emekçi Hareket Partisi yapılan zam ile ilgili bir açıklama yayınladı ve, “Emekli maaşına yalnızca yüzde 15, asgari ücrete ise yüzde 30 zam yapılması demek, emekçilere ve emeklilere “ne haliniz varsa görün” demek değil de nedir?” dedi.

Emekçi Hareket Partisi ücretlerin 50 bin lira olması gerektiğini söyledi. Hesaplamayı ise şu şekilde açıkladı; “Madem ekonomi büyüyorsa kişi başına düşen Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’ya, savaşta olan ülkelerden bile yüksek olan enflasyon oranına, her gün artan döviz kuruna, geçmişte asgari ücretin durumuna, diğer ülkelerdeki duruma, yani birçok ekonomik göstergeye bakarak hesapladığımız 50 bin TL rakamı, hem asgari ücret için hem de emekli aylıkları için geçerli olmalıdır.”

Açıklamanın tamamı şu şekilde:

Emekli aylıklarına yüzde 15,75 zam yapıldı. En düşük emekli aylığı 14 bin 496 TL oldu. Enflasyon resmi rakamlara yani TÜİK’e göre yüzde 44,38. Gıda fiyatlarındaki artış, bunun içinde en önemli kalemi oluşturuyor. 2025 yılında kira zam oranı yüzde 58,51 olacak. Başka kalem saymaya gerek var mı? Bu ekonomik koşullarda emekli maaşına yalnızca yüzde 15, asgari ücrete ise yüzde 30 zam yapılması demek, emekçilere ve emeklilere “ne haliniz varsa görün” demek değil de nedir?

Bir ömür emek veren, dirsek çürüten, üreten, değer katan emeklilere en düşük maaş verilerek açlık sınırının kat be kat altında yaşamaları reva görülüyor. Hani patronlara “elinizden tutan yok, isteyen işçiye asgari ücretin üstünde ücret versin” diyordu ya bu siyasi iktidar, peki sizin elinizden kim tutuyor? Sermaye sahipleri, zenginler söz konusu olunca tek kalemde vergi borçlarını silen, kredi faiz indirimleri yapanlar sıra emeklilerin maaşına zam yapmaya gelince elleri titriyor. Ellerini tutan şey işte budur. Sermayenin iktidarı olmalarıdır.

AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında emekli aylıkları asgari ücretin üzerindeydi. Bugün ise emekliler asgari ücretin neredeyse yarısını alıyor. Yine 2002’de AKP iktidara geldiğinde var olan ama şu an esamesi okunmayan bir başka bir durum ise kıdem tazminatında göze çarpıyor. 2002’de asgari ücretin 4,8 katı olan kıdem tazminatı, AKP iktidarı boyunca giderek düştü. Ocak 2025’te ise kıdem tazminatı, asgari ücretin yalnızca 1,8 katı olarak kayıtlara girdi. Yani AKP iktidara gelmeden önce bir işçi “emekli olduğumda alacağım kıdem tazminatı ile bir ev alabilirim” planı yapabilirken, şu an bunun hayalini bile kuramaz hale geldi. Siyasi iktidarın emeklilere reva gördüğü yaşam işte budur.

Cumhurbaşkanı Erdoğan çıkıp “pahalı fiyatları boykot edin” diyor. Hali hazırda et almayı rüyalarında ancak gören emekliler, ekmeği mi boykot etsin istiyorsunuz? Zeytini, peyniri, çayı, unu mu boykot etsin? Hangisini tüketmezse ay sonunu getirebileceğini düşünürken sofrasına zaten koyamadığı meyveyi mi boykot etsin? Başını zar zor sokabildiği evin sahibini mi boykot etsin? Bu koşullarda açlığın bile kat be kat altını reva gördüğünüz emeklilerin boykot edebileceği tek şey siz ve iktidarınızdır.

“Emekçinin Asgari Ücreti 50 Bin TL Olmalı” demiştik. Bu rakamı uydurmadık, öylesine söylemedik. Madem ekonomi büyüyorsa kişi başına düşen Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’ya, savaşta olan ülkelerden bile yüksek olan enflasyon oranına, her gün artan döviz kuruna, geçmişte asgari ücretin durumuna, diğer ülkelerdeki duruma, yani birçok ekonomik göstergeye bakarak hesapladığımız 50 bin TL rakamı, hem asgari ücret için hem de emekli aylıkları için geçerli olmalıdır. Yıllardır alınteri dökerek üreten ve ekonomik büyümeyi yaratanlar bugünün emeklileriyse, paylaşmak da emeklilerin hakkıdır.